Gazeteci Mater: Gurbetelli Ersöz habercilikte erkek hegemonyasını kırdı

img
İSTANBUL-  Gazeteci Nadire Mater, Kürt basınında devamlılığının önemine vurgu yaparak, Gurbetelli Ersöz’ün habercilikte erkek hegemonyasını kırdığını belirtti. 
 
Gazeteci Nadire Mater, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma kapsamında Nisan ayında Amed’de gözaltına alınan ve 3 Mayıs'ta “örgütü üyeliği” iddiasıyla tutuklanarak Sincan 2 Nolu F Tipi Cezaevine konulan Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Sedat Yılmaz’ın sorularını yanıtladı.
 
Kürt basınını uzun yıllardır takip ediyorsunuz, yakından ilişkileriniz oldu ve hala sürüyor. Ben ilkleri, ilk temasları severim. Sizin Kürt basınıyla ilk temasınız ne zaman, kiminle oldu, hatırlıyor musunuz? 
 
Kürdistan’a gazeteci olarak ilk kez 1989'da gittim, Mardin’e; Olağanüstü Hal (OHAL), Sansür-Sürgün (SS) Kararnameleri üzerine ‘İki ülke-İki anayasa’ haberi için. Sokak dergisini çıkarıyorduk. Konuda hep ‘Kürt meselesi’ydi. İlla ki bir isim vereceksem, Günay Aslan; Sokak Dergisi Doğu ve Güneydoğu Anadolu temsilcisi. Günay’ın ve kurduğu ekibin haberleri okur için yeniydi, bizler için de bir nevi ders gibiydi. 
 
Temas ettiklerinizden ve sıklıkla yad ettikleriniz arasında Gurbetelli Ersöz de var. Bir pencere açalım mı? 
 
 
 ‘Bir gazeteci nasıl olmalı’ diye sorulduğunda, gözümün önüne Gurbetelli’nin o ışıl ışıl gülen, merak, inat, heyecan saçan bakışları gelir.  
 
Gurbetelli ile yüz yüze tanıştığımda 29 yaşındaydı. Türkiye'nin ilk kadın Genel Yayın Yönetmeni’ydi. ‘Bir gazeteci nasıl olmalı’ diye sorulduğunda, gözümün önüne Gurbetelli’nin o ışıl ışıl gülen, merak, inat, heyecan saçan bakışları gelir. Onun kimyacı ve gazeteci karşılaştırması bence “habercilik” tartışmalarına şu ifadesi önemli bir katkıdır: Değişen bir şey yok; kimya gibi, laboratuvardasın, oraya preparat inceler gibi bakacaksın. Her farklı objektifle preparatın başka bir özelliğini görmen gibi, haberde de, farklı objektiflerle farklı yanlar, farklı unsurlar ortaya çıkıyor ki ancak bunların bir araya gelmesiyle haberin gerçeğe en yakın resmini çekersin. Gurbetelli yayın yönetmenliği, 30 yıl öncesinden söz ettiğimiz notuyla, habercilikte erkek hegemonyasında önemli bir kırılma yarattı, bugün hem Kürt medyasında hem de Türkiye medyasında kadınların sadece muhabir olarak değil, karar mekanizmalarında yer almasında bir öncü oldu. Kimyacı olarak, enerji ve çevre üzerine yüksek lisansı da öncü bir çalışma.  
 
Kürt basınında sizde kalan özel, kişisel bir hikaye varsa, sakıncası yoksa bizimle paylaşır mısınız? 
 
15 Ağustos 1993. Köylüler meydanda toplanıyorlar. Güvenlik kuvvetleri ateş açıyor, 17 kişi ölüyor, 63 kişi yaralanıyor. Birkaç gün sonra iki Finlandiyalı, üç de ana akımdan meslektaşla Digor’dayız. Gideceğimi duyunca ‘ooo, hayat sana güzel’ diyenler oluyor. Şaşırıyorum, İspanya'ya, Fransa’ya gideceğimi düşünmüşler. Yani Digor ölümleri pek duyulmamış. Demokrasi Partisi (DEP) milletvekilleri Sırrı Sakık, Mahmut Alınak, Selim Sadak da bizimle. Hastaneler, valilik, kaymakamlık dolaşıyoruz. Gittiğimiz bir köyde biri durdurulamaz bir öfkeyle konuşuyor. Kürtçe bilmediğime göre haber için ‘Türkçe konuşur mu acaba’ diyorum. Öfkeleniyorlar. Özgür Gündem Diyarbakır büroda anlatıyorum bu olayı. Bana göre, biliyorsan Türkçe konuşursun. O gün orada, bilip de konuşmamanın da bir tavır olduğunu, illa ki ‘sesim duyulacak diye konuşmak zorunda olunmayabileceğini’ aklıma kazıyorum. Atruş kampında da insanlar Kürtçe konuşmak istediklerinde sormadım. Artık öğrenmiştim.
 
Kürt basınında en çok hoşunuza giden şey nedir? 
 
 
 En çok hoşuma giden şey devamlılık. ‘Bu ateş sizi de yakar’ manşetli gazete çıkmak üzereydi. Devamlılık buydu işte.
 
En çok hoşuma giden şey devamlılık.  Özgür Ülke bombalandığında 3 Aralık 1993’te sabah duyar duymaz önce Gülhane Parkı’nın karşısında, şu anda galiba üniversite olan binanın önünde toplandık. Yaşar Kemal konuştu hatırladığım kadarıyla. Sonra Ertuğrul’la (Kürkçü) ofisimize gittik, Çemberlitaş’a. Meslektaşları aradık tek tek. Bizim bilgisayarlar var, bir şekilde tek parça bir gazeteyi çıkarırız diye düşündük. Özgür Ülke çıkmalıydı. Tek yaprak da olsa gazete çıkarmak kolay değildi. Heyecanla her dakikanın kıymetini bilerek, eksikler için dört bir yana telefon ediyorduk. O sıra haber geldi, gazeteyi hazırlamaya başlamışlardı bile. ‘Bu ateş sizi de yakar’ manşetli gazete çıkmak üzereydi. Devamlılık buydu işte.
 
Tüm baskılara rağmen Kürt basınının bu kadar uzun soluklu olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz veya nereye bağlıyorsunuz? 
 
Sokakta su bulamayan köpek, anadilini konuşamayan, bilemeyen biri, yasaklanan konserler, okula gidemeyen çocuk, erkek şiddeti, LGBTİ+ hakları, kesilen ağaçlar, hapishanenin yemekleri, adalette adaletsizlik… Hep haber konusudur, gazetecinin derdi olmalıdır. Dert etmek için de hayatın tam göbeğinde olacaksın. Cevaplardan biri Sedat Yılmaz'ın yönettiği Press filmidir. Özgür Gündem gazetesi, Diyarbakır bürosu, yıl 1992. Her şeye rağmen halkın haber alma hakkının peşinde gazetecilik. Daha iyi bir gazetecilik, yeni gazetecilik örgütleri kurdunuz, habercilik atölyeleri düzenlediniz. Diyarbakır’da katıldığım bir atölyede bir gün boyunca haber tartışmak ne kadar çok özlediğim bir şeymiş diye düşünmüş, Bianet’te arkadaşlarla da bu keyfi paylaşmıştım. Aslında, benzeri bir tadı Özgür Gündem’le dayanışma kampanyasındaki bir günlük yayın yönetmenliğimde de yaşamıştım. Tekrar Gurbetelli’ye döneyim, yanıt onda şekillenen ışıltı, merak, inat ve heyecanda.
 
Gazeteci Nadire Mater
 
Sıklıkla baskı, gözaltı, tutuklama, hatta binaların bombalanması sürecine tanık oldunuz. Bu durumlarda ilk tepkiniz ne oluyor? 
 
İlk tepki öfke. Hemen sonrasında kendi içinde öfkeni örgütleyip haberini en iyi şekilde yapmak. Meslektaşları aramak. Bir şey yapmalı! Protestomuzu, tepkimizi güçlendirecek isimlere ulaşmaya çalışırdık. Mesela Türkan Şoray da kalkıp gelse derdik! 90’larda Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün temsilcisiydim. 1992’de 14 gazeteci öldürüldü. Valiliğe kadar yürüyüp gazeteci katlini protesto yürüyüşlerimizi hatırlıyorum, azdık, çok az. Metin Göktepe’nin öldürülmesinden sonra polislerin yargılanması, karakol polislerini biraz tedirgin etmişti. Biz de bir grup gazeteci meslektaşlarımızın gözaltı haberi gelince hemen aramızda paylaşıyor, gazetecinin götürüldüğü karakolu arıyorduk.  Şöyle oluyordu:
 
- …. …. Orada mı?
 
- Sınır Tanımayan Gazetecililer’den, Hürrriyet’ten, Milliyet’ten arıyorum, adım şu şu. Biliyorsunuz arkadaşımız Metin Göktepe’yi öldürmekten polisler yargılanıyor. Sorumlu duruma düşersiniz, arkadaşımız orada mı?
 
- Evet, burada. (nihayetinde)
 
O arada haberi de yapılıyordu tabii. Bu sistem işe yarıyordu. Tabii sosyal medyanın olmadığını, cep telefonlarının ancak 90’ların sonunda yaygınlaştığını düşünürseniz, bizim telefon ağlarımızın hızını tahmin edebilirsiniz.
 
Kürt basını bu kadar baskıya maruz kalmasında basının, gazetecilerin veya basın meslek örgütlerinin payı var mı? Ne tür eksiklikleri var? 
 
 
 Hem habercilik hem de gazetecilerin tavrı açısından dezenformatif, manipülatif 90’lar gazeteciliği pek tartışılmadı. Kelimeleri silahlandırarak yapılan bir habercilik söz konusuydu.
 
Tabii ki. Hem habercilik hem de gazetecilerin tavrı açısından dezenformatif, manipülatif 90’lar gazeteciliği pek tartışılmadı. Kelimeleri silahlandırarak yapılan bir habercilik söz konusuydu. Örgütler de pek seslerini duyuramadılar. Metin Göktepe’nin İstanbul’da öldürülmesi güçlü bir karşı çıkış yarattı. 1990’ların ikinci yarısında artık Kurdistan’daki ölümler de sanki daha fazla haber oluyordu. Var olan örgütler de daha ses çıkarır olmuşlardı. Gazeteciler Meclisi örgütlenmesinin önde gelenleri işlerinden olunca, sessizlik başladı yeniden. Zaten sendika da artık kalmamıştı. Basın Konseyi Başkanı’nın -ki Hürriyet gazetesinin de başyazarıydı- kimin gazeteci olduğuna, kimin olmadığına karar verdiği zamanlardı.
 
Baskılar karşısında ya da tüm basına karşı baskılarda Türk bir gazeteci için gösterilen tepki, refleks, Kürt bir meslektaş için aynı denklikte olmaz veya hiç olmamıştır. Sizce bunun sebebi nedir? 
 
Ben Kürt ve Kürt olmayan gazeteciler diye başlayayım. Öncelikle baskılara ses vermekte habercilerin ve örgütlerin bazı özel durumlar dışında başarılı olduklarını söylemek pek kolay değil. Tepkilerde bu iki ‘taraf’ arasında bir denklik de yok tabii. Son yıllarda artık Kürt medyasının da mesela hapis gazeteci listelerinde yerlerini aldılar. Mesela Özgür Gündem Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Işık Yurtçu ve yazarlarından Ragıp Duran için güçlü kampanyalar yapıldı. Kürt bir gazeteci için böyle bir şey yapıldı mı? Hatırlamıyorum. Sessizlik daha konforlu değil mi? Tek bir gazetecinin hapse girilmesi üzerine yapılan haberleri okuyunca, kendimi iyi hissediyorum, habere, haberciye yalnızlık hissettirmemek çok önemli. Nisan 2022 ve Haziran 2023 Kürt medyasına yönelik operasyonları hatırlayınca, mahcup oluyorum.
 
Bu konuda meslektaşlar arasında yapılan konuşmalarda özeleştirel bir tutuma denk geldiniz mi? (Bu soruyu ana akım medya çalışanları için soruyorum.) 
 
 
 Dost/düşman karşıtlığı üzerinden rıza üretilmesine karşı durmayan, itiraz etmeyen hepimiz, gazetecilerden okurlara hepimiz sorumluyuz.
 
Özeleştiri yapana denk gelmedim. Yapılan her “kötü” şeyi bir başkası yapmış sanki. Esas olarak iktidar medyası ve iktidar karşıtı medya var. “Ana akım” olanlar, 90’lardan neredeyse son 10 yıla kadar  gazete/TV yönetenler, karar mekanizmalarındakilerle, köşe yazarlarla hep beraber kocaman bir “biz” olduk, “Altılı Masa” misali. Gazeteciliği Erdoğan/AKP karşıtlığı olarak değil, her türlü güç odağından bağımsız olmak üzerinden tarifliyoruz. Dost/düşman karşıtlığı üzerinden rıza üretilmesine karşı durmayan, itiraz etmeyen hepimiz, gazetecilerden okurlara hepimiz sorumluyuz.
 
Gösterilen tepkilerde özellikle kendisine muhalif diyen meslektaşlar ve meslek örgütleri açısından özellikle bir parantez açarsak, gazetecilere yönelik baskılarda bir denge olduğunu söylemek mümkün mü? 
 
Gazetecilik ‘muhaliflik’ parantezine alınamaz. Tabii ki ‘denge’ değil, ‘hakkaniyet’tir burada ölçü. Ne yazık ki protestolar ve dayanışma açısından da ‘denge’den söz edemeyiz. Ayrım çok yavaş kırılıyor, çok yavaş…
 
Kürt basınının Türkiye basın tarihine nasıl bir katkısı oldu veya oluyor? 
 
İtirazın, mücadelenin, dayanışmanın önemi görüldü. Habere bakışı da etkiledi muhtemelen. ‘Gazetecilik suç değildir’ sloganı boşuna atılmıyor.
 
Basının bugün içinde bulunduğu durumu göz önüne getirildiğinde, Kürt basınına yönelik sistematikleşmiş bu baskı ve kısır döngü nasıl kırılır, çözümü ne olabilir veya bu baskılar sonuç alıyor mu? 
 
Zaten kırılıyor, yoksa bugünlere gelinir miydi!
 
Kürt basınının hakiki bir dostu olarak dışarıdan bir gözle değerlendirdiğinizde, acımasızca eleştirinizi duymak isterim. Zira dostların eleştirisi bu yürüyüşe büyük katkı sunar. Biraz günahlarımızı paylaşırsanız, neler söylemek istersiniz? 
 
 
 Kürt medyası sürekli kendini yeniliyor, onca baskıya karşı çoğalmaya devam ediyor. İşiniz kolay değil.  
 
Öncelik gazetecinin haber yapma özgürlüğü, dolayısıyla halkın haber alma hakkıdır. Bu ortam için hep birlikte mücadele etmeye çalışmalıyız. Özel olarak Kürt medyası sürekli kendini yeniliyor, onca baskıya karşı çoğalmaya devam ediyor. İşiniz kolay değil. Mesela, haber atölyeleri düzenliyorsunuz, gazeteci kendine kattıklarını uygulayamadan hapse giriyor. Bugün Kürt medyasından söz ediyorsak, bu mücadelenin, inadın, sabrın sonucudur. Basın özgürlüğünü hele bir kazanalım, o zaman eleştiririz birbirimizi.
 
Kürt sorununun çözümü, basının geleceği açısından nasıl bir katkısı olur veya neyin değişip dönüşmesini sağlar? 
 
Daha özgür bir ortamına yol açacaktır. İşte o zaman, habercilikte çok daha ayrıntıya bakmak, medya sahiplik yapılarından örgütlenmeye, haberin diline dönüşümü tartışıyor, öğreniyor uyguluyor olacağız demek isterim.
 
Kürt basını veya gazetecileri üzerindeki baskılara karşı, meslektaşları kişisel olarak ne tür dayanışma örnekleri göstererek olumlu bir katkı sunar? 
 
 
 Bir meslektaşınla yakın aralıklarla mektuplaş, böylece sahiplenmediğimiz gazeteci kalmasın içerde. Böylece içeriden haberdar olurken haberini de yaparsın, içeriye da dışarıyı taşırsın.  
 
“Hapis meslektaşım/Mektup arkadaşım”…Kampanyanın adı bu olsun. Bir meslektaşınla yakın aralıklarla mektuplaş, böylece sahiplenmediğimiz gazeteci kalmasın içerde. Böylece içeriden haberdar olurken haberini de yaparsın, içeriye da dışarıyı taşırsın. Hapishane devasa bir haber alanı. Hak örgütlerinin raporlarının yanı sıra bire bir ihlal ve kazanımları haberleştirmek. Türkiye’nin adaletsizlik sisteminde cezasızlıkla mücadelede tekil örnek tartışmalarının önemini biliyoruz. Kitap yollamak. Hapishaneden gazeteci mektupları yayımlamak. Meslektaşlarımıza içerden haber yapmanın imkanlarını yaratmak. Mesela gelmekte olan hapis gazeteciler günü için şimdiden bir dosya için hapishanelerdeki meslektaşlarımızla haberleşmek, konu belirlemek. Yargılamaları kitlesel izlemek. Yargılama öncesi davaların ayrıntılı ön haberlerini yapmak, “basın/ifade özgürlüğü” imkanlarını, sorunlarını, kazanımlarını haberleştirmek.
 
Bugünkü basının içinde bulunduğu hal ve durum için bir manşet atacak olsaydınız ne olurdu? 
 
Yeni bir medya halen mümkün!!!
 
Konu doğası gereği biraz can sıkıcı. Nadire Mater, sıkıcı gündemden birini kurtarmak için yapacağı müzik önerisi ne olurdu? 
 
Gerçekçi ol, imkansızı iste. John Lennon’a ve Yoko Ono’ya bırakalım sözü; Imagine/ Hayal Et!
 
Ülkelerin olmadığını hayal et/ Yapması zor değil/ Ne uğruna öldürecek ya da ölecek bir şey var/ Ne de dinler/ Hayal et tüm insanların/ Huzur içinde yaşadığını
 
Mülkiyetin olmadığını hayal et/ Merak ediyorum yapabilir misin/ Açgözlülüğe de açlığa da gerek yok/ İnsanların kardeşliği/ Hayal et tüm insanların/ Bütün dünyayı paylaştığını
 
Bana hayalperest diyebilirsin/ Ama bil ki yalnız değilim/ Umuyorum ki bir gün sen de bize katılırsın/ Ve dünya tek yürek olur
 
NADİRE MATER KİMDİR? 
 
1981'de gazetecilik mesleğine başlayan Nadire Mater, İzmir'de yayınlanan bölgesel Yeni Asır Gazetesi, Nokta, Tempo ve Sokak Haber dergilerinde çalıştı. 1991'den 2000'e dek Interpress Service'in (IPS) temsilciliğini ve muhabirliğini yapan Mater, Bianet’in kurucusu ve danışmanı. 1999 yılında Kurdistan’da operasyona katılan askerlerin aktarımlarını konu alan “Mehmedin Kitabı” isimli kitabı nedeniyle hakkında TSK’yi "tahkir ve tezyif ettiği” iddiasıyla 12 yıl hapis cezası istenen Mater, yargılandığı davadan 1 buçuk yıl sonra beraat etti. Bu eseri, İngilizce, Almanca, İtalyanca, Fince ve Yunanca'ya çevrilirken, Mater aynı zamanda 2000 yılında Sertel Demokrasi Ödülü'ne layık görüldü.
 
Mater’in, "Sokak Güzeldir / 68'de ne oldu" kitabı ise 2009 yılında Metis Yayınları’ndan çıktı. Her yıl 4 Aralık'ta verilen Mülkiye Büyük Ödülü, 2012 yılında insan hakları ve demokrasi savunucusu olduğu, halk odaklı haberciliğin ve Türkiye alternatif medyasının gelişimine büyük katkı sunduğu, 30 yılı aşkın gazetecilik hayatında onurlu bir gazetecilik anlayışı ve pratiği ortaya koyan Mater’e verildi. Mater, bu ödülü alan ilk kadın oldu. 
 
MA / Sedat Yılmaz - Sincan 2 Nolu F Tipi Cezaevi
 

Diğer başlıklar

27/08/2023
09:13 KNK: Fidan’ın Hewlêr’de karşılanma şekli utanç verici
09:11 Şırnak Valiliği sattı, AKP'li belediye başkanı aldı!
09:10 Gençler özel savaş politikalarına karşı: Öncelik zihniyetin inşası
09:09 Sayın: Zindanlarda tarihi bir direniş var
09:08 30 yıllık tutuklu: Halklar arasındaki bariyer kaldırılırsa sorun 6 ayda çözülür
09:04 Musa Anter Gazetecilik Ödülleri’ne yoğun ilgi
09:02 Türkdoğan: Abdullah Öcalan’a hiç olmadığı kadar ihtiyaç var
09:00 27 AĞUSTOS 2023 GÜNDEMİ
00:08 Katledilen Jin Tv çalışanı Feysel defnedildi
26/08/2023
20:55 İran’da Ağustos ayında 25 kadın katledildi
20:47 Sûr’da Cevdet Bağca konseri
20:44 Şengalli kadınlardan Abdullah Öcalan’a 100 mektup
20:35 İzmir’de artan zamlar protesto edildi
19:39 Ev gözetleyen kişinin uzman çavuş olduğu iddiası
19:25 Barış Anneleri: Barış için mücadeleye devam edeceğiz
18:39 Mahkeme yurttaşların elektriğini kesen DEDAŞ'ı haksız buldu
18:34 Ekoloji hareketlerinden Botan’da süren doğa talanına ilişkin rapor
17:55 AKP’liler kayyım yönetimindeki belediye çalışanını darp etti
17:03 Akşener: Yerel seçimlere kendi kadrolarımızla gireceğiz
16:31 Tiryaki: Kayyım siyasetine son vereceğiz
16:31 Cumartesi Anneleri’nin eyleminde gözaltına alınanlar serbest bırakıldı
16:14 Yoğun bakımdaki tutuklu Özalp ameliyat oldu
15:54 Farqîn’de koçer bir aile işkenceyle gözaltına alındı
15:18 HDP ve Yeşil Sol Parti’den İstanbul’da konferansa hazırlık toplantıları
14:43 Hasta tutuklu Poyraz yapılan itirazlara rağmen tedavi edilmiyor
14:36 Teştekin ve 5 köylünün failleri soruldu
14:29 Görme kaybı olan tutuklu Yıldırım’ın sağlık sorunları artıyor
13:28 'Hukukun inkarı keyfiyetin ilanıdır'
12:07 Cumartesi Anneleri’nin eyleminde yurttaşlardan polise: Suç işliyorsunuz
12:02 Mevsimlik işçileri taşıyan araç kaza yaptı: 20 yaralı
10:38 Akademisyen Konak: Putin hem içeriye hem dışarıya mesaj verdi
10:37 Tarım işçisi ailenin çocuğu akıma kapılarak yaşamını yitirdi
09:33 Gever’de gençlerden eylem
09:03 Valiliğin 'Cumartesi Anneleri yasağı': Tamamen keyfi ve hukuk dışı
09:02 Şenyaşar ailesi ile görüşmeyen Bakan Tunç AKP etkinliklerinde
09:02 Feraşîn Yaylası canemêrglerle süslendi
09:02 Kadınlar: Kurtuluş tecridin kalkmasında
09:01 Arkadaşları Timtik’i anlattı: Mücadelede sınır tanımadı
09:01 Barış Annesi Safalı’nın son sözü mücadele oldu
09:01 Hakan Fidan’ın Bağdat ve Hewlêr ziyaretinin arka planı
09:00 Depremzedenin tek talebi tekerlekli sandalye
09:00 Amed’ten ekonomik kriz tepkisi: Padişahım sen çok yaşa!
09:00 26 AĞUSTOS 2023 GÜNDEMİ
25/08/2023
21:54 Yeşil Sol Parti Mersin’de halkla temaslarını sürdürüyor
21:14 Amed’de Kadın Sinema Atölyesi etkinliği
20:53 Uğurlu: Üçüncü yolun yaşam bulması için çalışacağız
19:35 Mêrdîn’de bir kadın bedenini ateşe verdi
18:12 Uluslararası Af Örgütü: Şêrwanî ve Zebarî serbest bırakılsın
18:03 ÇHD’den Y ve S Tipi cezaevi raporu: ‘Hitler’in fırını’ benzetmesi
17:06 'Barış Anneleri’nin yaşamını yitirmesi hukuk dışı muamelenin sonucudur'
16:37 Büyük Kadın Konferansı’na hazırlık: Gündem tecride karşı mücadele
15:39 Emine Şenyaşar: Neden Halil Yıldız’ı koruyorsunuz?
15:05 1 Eylül mitingine çağrı: Toplumsal barış ve özgür yaşam için
14:52 ESP ve SGDF’den ajanlaştırma girişimlerine tepki
14:47 Tanzanya Demiryolu işçileri: Haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz
13:56 Mersin’de kadın konferansı: Ortak bir yol haritasına ihtiyaç var
13:17 HDP Eş Genel Başkan adayları Özcan ve Kırkazak
12:03 Rize’de şiddetli yağış: 8 ev boşaltıldı
11:55 Ailelerden İmralı’ya gitmek için başvuru
11:46 Kayyım ve AKP’li belediyelerin Hazine’ye borcu 6,7 milyar TL
11:31 FEDAŞ işçileri hedef gösterdi
10:31 Gever'in 'Dayîka Sîsin'i: Ömrünü onurlu bir barışa adadı
09:05 HES Pasûr Çayı’nı kuruttu, tek çeşmeden su sağlanıyor
09:02 DEDAŞ uygulamaları domates ve biberi tarlada çürüttü!
09:02 İzmir'in yoksul mahallelileri: Hayatımız ekonomi oldu
09:01 'İstanbul depremi' uyarısı: BTK ve GSM şirketleri hazırlıklı değil
09:01 Kanser hastası Mehmet Elçe tahliye edilmiyor
09:01 Depremin vurduğu tarihi surlar kaderine terk edildi
09:00 Gazeteci Mater: Gurbetelli Ersöz habercilikte erkek hegemonyasını kırdı
09:00 Ma Muzik ve Zarok Ma kayıtları başladı
09:00 ‘Cenazelere uygulanan zulüm son bulsun’
09:00 İmralı’dan 30 aydır haber alınamıyor: 437 başvuru sonuçsuz kaldı
09:00 25 AĞUSTOS 2023 GÜNDEMİ
24/08/2023
23:35 Brüksel’de Kürt Kültür Haftası başladı
23:13 Soma’da trafik kazası: 30 işçi yaralandı
23:05 Kadınlara şiddet uygulayan bekçi ve polisler tutuklandı
22:33 Mereş’te 3.9 büyüklüğünde deprem
22:25 Nijerya’da 42 kadın ve kız çocuk kaçırıldı
21:12 Yapılanma sürecine dair konferans: Tecride karşı direneceğiz
21:00 HDP ve Yeşil Sol Parti'den ekonomik krize karşı mücadele çağrısı
19:59 Biradost’ta SİHA saldırısı: 4 yurttaş katledildi
19:31 Kobanê Davası 4 Eylül’e ertelendi
19:11 İstanbul’da bir kadın ağır yaralandı
19:05 Bir başkomiser ve 2 emniyet personeli kadınları darp etti
18:10 ‘Memur-Sen ile hükümetin anlaştığı mutabakatta kazanım yok’
17:53 Asansör boşluğuna düşen işçi yaşamını yitirdi
16:56 Çanakkale’de bir yangın daha çıktı
16:29 Emine Şenyaşar bir kez daha Adalet Bakanı’yla görüştürülmedi
16:09 MKGP ve DFG’den JIN TV çalışanlarına yönelik saldırıya tepki
15:50 Bilbês’te abluka sürüyor: Göçe zorlanıyoruz
15:42 Bilecik’te orman yangını
15:30 Elazığ Kampüs Cezaevi’ne dair rapor: Savcı İHD ile görüşmedi
15:29 Fidan'dan Barzani'ye işbirliği teşekkürü
15:27 İBB: 65 yaş üstü yolcular otobüsleri ücretsiz kullanacak
15:03 Tekirdağ’da orman yangını
14:59 Akçadağ Cezaevi’nde ağız içi arama dayatması
14:56 Merkez Bankası faizi yüzde 25’e yükseltti
14:51 Gözaltında alınan 250 kişi, iki gündür spor salonunda bekletiliyor
13:29 Amed’te 5 kayyımın yeri değişti
13:18 Hakan Fidan Barzani ile görüştü
12:38 Amedspor Kulüp Başkanı Elaldı: Yeni dönemde iddiamız büyük
12:27 Çanakkale’de yangın kontrol altına alındı
12:22 Amed’deki esnaf: Ekonomik krizin nedeni yanlış politika
11:46 Hatay’da kayıp olan kadının cansız bedeni bulundu
11:45 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından yeni başvuru
11:07 Çanakkale’deki yangın üçüncü gününde: 11 köy boşaltıldı
10:44 Baro Başkanı savcıya itiraz etti 'tehditten' soruşturmalık oldu
10:24 Nefes almak için fens tellerini yırtan 19 tutukluya dava
09:30 KHK darbesinin 7’nci yılı: İktidar amacına ulaşamadı
09:21 Meletî’de 5 büyüklüğünde deprem
09:11 Barış Anneleri: Bu kutsal mücadeleyi sürdüreceğiz
09:08 Yeşil Sol Gençlik: Özel savaş politikalarına karşı mücadele büyüyecek
09:02 Mazlum İçli: Kürt olduğumuz için cezalar veriliyor
09:02 Kürt sanatçı Çiftçi’nin avukatı: AYM ve Yargıtay içtihatları tanınmıyor
09:01 Wan’dan tecrit tepkisi: Kürt halkı iradesini görmek, duymak istiyor
09:01 ‘Amed Şehir Tiyatrosu alternatif alan yaratıyor’
09:00 Umut Vakfı’ndan bireysel silahlanmaya karşı Meclis'e çağrı
09:00 Depremzedelerin sorunları katlandı: İlk günkü dayanışma yok
09:00 Rusya Yevgeni Prigojin'in öldüğünü doğruladı
09:00 24 AĞUSTOS 2023 GÜNDEMİ
23/08/2023
22:44 Rihalı gençler yaşamını yitiren Barış Anneleri için yürüdü
22:38 Silopiya'da kaza: 1 ölü, 2 yaralı
22:08 Özerk Yönetim, Jin TV muhabirlerine yönelik saldırıyı kınadı
21:59 Agirî’de 4.1 büyüklüğünde deprem
21:40 Peri Belediye Eşbaşkanı yeniden tutuklandı
20:55 Wagner lideri Prigojin'i taşıyan uçak düştü
20:45 Qamişlo-Amûdê yolunda bir araca saldırı: Jin TV çalışanı yaşamını yitirdi
20:42 ‘Suruç için adalet’ isteyen 2 kadın tutuklandı
19:31 Kobanê Davası: Mütalaa ‘Türkçe konuş, çok konuş’un 2023 versiyonudur
19:23 Foça’da kıyıların ranta açılmasına karşı yürüyüş
18:59 HRW: Kuzey ve Doğu Suriye’deki göçmenler zor durumda
18:39 DBP Sêrt’te 1’inci Olağan Kongresi’ni gerçekleştirdi
17:52 Yargıtay Başkanı Saray'da
17:34 Kadını ağır yaralayan failin suç kaydı kabarık
17:28 Amiri'den Fidan'a: Türkiye Irak'ı terk etsin
17:22 Gelibolu Yarımadası'nda da yangın çıktı
16:07 Uçar: Onurlu bir barış hayat buluncaya kadar mücadele sürecek
16:06 Şenyaşar ailesi bir aydır bakanla görüştürülmedi
15:46 Bilbês köyündeki abluka 27'nci gününde
15:38 'Tecavüze göz yuman Asım Sultanoğlu'nun ataması iptal edilsin'
15:27 Çanakkale’de yangın: 9 köy tahliye edildi, 5 bin hektar yandı
14:59 Barış Annelerinin taziyesine katılan Aydeniz: Öfkemiz acımızdan büyük
14:39 Bozgeyik: TİS görüşmeleri kapalı kapılar ardında yapılmak isteniyor
14:11 Muğla'daki termik santraller için Cumhurbaşkanlığına başvuru
13:42 Fidan’ın Irak ziyaretinden sonra Güler sınır hattına gitti
13:19 Kobanê Davası: Emniyetin ‘X’ kumpası ortaya çıktı
13:04 Amed Barosu’ndan DFG’ye ziyaret
12:55 Dîlok'ta 10 yılda 427 işçi iş cinayetinde yaşamını yitirdi
12:10 Çewlîg’de 4.2 büyüklüğünde deprem
11:37 Dîlok’ta iki kadın gözaltına alındı