ERZIROM - Şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren Dilan Yıldırım'ın ailesi, İlhan Yıldırım'ın "taksirle ölüme sebep olmaktan" gözaltına alınıp serbest bırakılmasına tepki göstererek, "Bu intihar değil, cinayet" dedi.
Erzirom’un Avnîk (Köprüköy) ilçesine bağlı Redkî Mahallesi'nde 25 yaşındaki Dilan Yıldırım, 4 Ağustos’ta şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. İntihar ettiği iddiasıyla hastaneye götürülen Yıldırım, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Yıldırım'ın ölümüyle ilgili eşi İlhan Yıldırım, "taksirle ölüme sebep olma" şüphesiyle gözaltına alındı. Karaköy Jandarma Komutanlığı’nda alınan ilk ifadesinde eşinin boğaz ağrısı nedeniyle yaşamını yitirdiğini iddia etti. Daha sonra Pasinler Cumhuriyet Savcılığına sevk edilen İlhan Yıldırım, burada ifadesini değiştirdi. İfadesini değiştiren Yıldırım, "Köprüköy İlçe Jandarma Komutanlığında vermiş olduğum ifadeyi kabul etmiyorum. Olay panikliği içerisinde eşimde boğaz ağrısı olduğunu ve bu sebeple öldüğünü söyledim. Bunun sebebi ise eşimin tarafından bir şiddete maruz kalmamaktır. Çünkü bulunduğumuz coğrafyada eşinin intihar etmiş olması ayıplanır ve toplum tarafından dışlanabilirdim. Aynı zamanda canımız yandığı için aramızda hastanede ve jandarmada arbede yaşanabilirdi. Bu sebepten ifademde ayrıntılı bir şekilde gerçekleşen olayı aktarmadım" ifadelerini kullandı.
'ASI İZİ BULUNMUŞSA DA DELİLER TOPLANMADI'
Çelişkili ifadesine rağmen Yıldırım, adli kontrol tedbiri uygulanarak serbest bırakıldı. Pasinler Sulh Ceza Hakimliği adli tedbir kontrol kararında, Yıldırım'ın çelişkili ifadelerine dikkat çekildi. Kararda, Dilan Yıldırım'ın adli muayenesinde yoğun bir şekilde ası izinin tespit edildiği, İlhan Yıldırım'ın eşiyle bir problemi olduğuna dair delil elde edilememesi ve delilerin toplanmış olması işaret edilen, kuvvetli suç şüphesini oluşturacak delil bulunmaması nedeniyle Yıldırım hakkında adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verildiğini belirtildi.
ANNE SÜME’NİN İFADESİ
Dilan Yıldırım'ın annesi Serpil Süme ise savcılığa verdiği ifadede, kızının intihar etmediğini ve şüphelerinin olduğunu söyledi. Son gece kızıyla konuştuğunu ve hiçbir sıkıntısının olmadığını söyleyen Süme, ifadesinde,"Damadım İlhan Yıldırım saat 14:00 civarlarında beni arayarak 'Dilan'ın boğazı ağrıyordu. Bana yemek koyacağı sırada bayıldı. Ben onu Hasankale Devlet Hastanesi'ne götürüyorum, siz de yetişin' dedi. Biz yola çıktık ve yolda ikin 3 kere İlhan Yıldırım'ı aradım. Bana üçünde de 'Dilan bayıldı' şeklinde telaşlı bir şekilde söyledi. Daha sonra biz hastaneye gittik. Hastanede kızımı görmeye çalıştık. Ancak oradakiler bize kızımızı göstermediler. Gittiğimde İlhan Yıldırım tedirgin bir şekilde koltukta oturuyordu. Ben kızımın intihar ettiğini düşünmüyorum. Yağan'da sağlık merkezi olmasına rağmen damadım İlhan, Yıldırım kızımı Köprüköy Devlet Hastanesine götürmeyip, neden Pasinler Devlet Hastanesine getirmişlerdir. Bu durumdan şüpheleniyorum. Benim kızım intihar edecek bir kız değildir. Bu şahıslardan şikayetçiyim. Cenazenin çok kalabalık olduğu bir sırada İlhan Yıldırım'ın annesi Güler Yıldırım dışarıda 'Devlet bizim, hakim bizim, savcı bizim, doktor bizim, jandarma bizim' şeklinde cümleler kullanmış" diye belirtti.
'NEDEN UZAK HASTANEYE GÖTÜRÜLDÜ?'
Avnîk ilçesinde oturan Dilan Ylıdırım'ın anne ve babası kızlarının intihar ettiğine inanmadıklarını ve olayın üstünün örtülmeye çalışıldığını söyledi. Dilan Yıldırım'ın babası Hacı Süme, olayın yaşandığı gün kızının sabah saatlerinde annesini telefonla aradığını ve bir halı örtüsü aldığından bahsettiğini söyledi. Kızının ölüm anına dair birçok soru işaretinin olduğunu belirten Süme, kızının 2 kilometre ötede bulunan hastane yerine neden 18 kilometre uzaklıktaki hastaneye götürüldüğünün şüphe uyandırdığını ifade etti. Süme, olayın ardından sanal medya hesapları üzerinden kendilerinin ve olayı araştıran gazetecilerin tehdit edildiğini söyledi. Süme, tehditlere karşı susmayacaklarını ve gerçeğin bir an önce açığa çıkması için çalışacaklarını dile getirdi.
'BU İNTİHAR DEĞİL, CİNAYETTİR'
Dilan Yıldırım'ın annesi Serpil Süme de kızının ölümünü derin bir üzüntü ve öfkeyle karşıladığını bunun bir intihar olmadığını, kızının kasten öldürüldüğünü ifade etti. Anne Süme, "Mahalleli Yıldırım'ın evine gidiyor ve orada torunuma ‘Annene ne oldu?’ diye soruyorlar torunum da ‘annemi babam öldürdü, kucağına alıp yatağa götürdü’ demiş. Bu bir intihar değil, cinayettir. Kızım öleli 3 gün olmuştu. Bu ailenin mangal partisi yaptığını öğrendik. Savcı köye geldiğinde ‘delilleri yok edin’ diye söylemleri ben bizzat duydum. Bu kişilerin gereken cezayı almasını istiyorum" diye konuştu.
Yıldırım'ın komşuları ise Yıldırım'ın intihar edecek biri olmadığını, eşinin ailesinin ona kötü davrandığını ve baskı uyguladığını söyledi.