İSTANBUL – DEM Parti heyetinin “Özgürlük Mitingi” için temaslarda bulunduğu kurum temsilcileriyle yaptığı görüşmelerde tecride karşı ortak mücadele mesajı verildi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) heyeti, 13 Ekim'de Amed'de düzenlenecek “Özgürlük Mitingi”ne dair siyasi kurum ve derneklerle görüşme ve temaslarını sürdürüyor. DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MATUHAY-DER) Eşbaşkanı Dilek Sönmez Demir’in yer aldığı heyet, üçüncü günde ilk ziyaretini İnsan Hakları Derneği’ne (İHD) gerçekleştirdi.
‘MÜCADELE GÜÇLERİ YAN YANA GELMELİ’
Burada heyeti İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri ve beraberindeki dernek üyeleri karşıladı. Temelli, cezaevlerindeki tecrit politikalarının geldiği noktanın çok ciddi olduğunu belirterek, mitingin tecride karşı mücadelede yeni bir dönüm noktası olacağını belirterek, “Bir ülkenin aynadaki yansıması cezaevidir. Bu ülkenin hukuk olarak, insan hakları olarak, devletin bu denli hukuk tanımaz olmasını temeli Sayın Öcalan üzerindeki tecrittir. Bu tecrit 25 yıldır ısrarla sürdürülüyor, 44 aydır ise mutlak iletişimsizlik söz konusu. Biz HDP’den DEM’e tecride karşı mücadelemizi sürdürüyoruz. 13 Ekim’de mitinge Türkiye’nin her yerinden katılım olacak. Bu mitingin ve mitingden sonra da bu konunun sürekli gündem olmasını istiyoruz. Tüm mücadele alanlarının yan yana gelmesi çok önemli, tecride karşı mücadele ederken emek için de, adalet için de mücadele ediyoruz” ifadelerini kullandı.
‘TECRİT SÜREKLİ AĞIRLAŞTIRILIYOR’
Sonrasında söz alan Yoleri, devletin tecrit konusunda hiçbir tutum değişikliğine gitmeyerek sürekli ağırlaştırdığını vurgulayarak, “Devlet toplumu hapishaneyle tehdit ediyor. Tecrit; hepimizi, geleceğimizi çok yakından ilgilendiren bir mesele ve buna dair mücadeleyi bir sorumluluk olarak değerlendiriyoruz. Polonez işçilerini ziyaret ettiğimizde ekmek yoksa barış da yok sloganı duyduk. Halkın bu sorunlarına dair politikalar da geliştirmeliyiz, emek mücadelesini güçlendirmek lazım” diye konuştu.
‘TÜM TOPLUMU TECRİT ETTİLER’
Heyet, ardından Çağdaş Hukukçular Derneği’nden (ÇHD) avukatlarla bir araya geldi. Temelli burada yaptığı konuşmada, iktidarın uzun yıllardır tecrit politikalarında ısrar ettiğini ifade ederek, “Faşizmin kurumsallaştığı bir konjonktürden geçiyoruz. Bunun kaynağı olarak, 25 yıldır mücadelesini verdiğimiz tecrit olarak görüyoruz. Tecrit sürdüğü sürece bütün cezaevlerini o hale getirdiler, toplumu da tecrit ettiler. 13 Ekim’de yapacağımız miting yeni bir mücadele döneminin başlangıcı olsun istiyoruz” diye kaydetti.
Ardından söz alan Avukat Diren Yeşil, dernek olarak hukuki alanda tecride karşı durduklarını söyledi. Yeşil, “Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü ve cezaevlerinde tecride karşı çalışmalar yapıyoruz. En son ÖHD ile beraber Anayasa Mahkemesi’ne gittik. 13 Ekim’de yaşanacak hak ihlallerine karşı da dayanışma göstereceğiz” şeklinde belirtti.
ORTAK MÜCADELE VURGUSU
Sonrasında Komünist Köz Gazetesi’nin Kadıköy’de bulunan bürosuna ziyaret gerçekleşti. Dilek Sönmez Demir söz alarak içinden geçilen sürecin yoğunluğu ve yakıcılığının bir bütün toplum olarak hissedildiğini ifade etti. Sönmez, sözlerine şöyle devam etti: Bu süreçte bütün toplumun ve demokratik hareketlerin bir arada olması gerekiyor. Bu faşizan sisteme karşı sesimizi yükseltmek için, emek, adalet, barış ve için 13 Ekim’de gerçekleştireceğimiz mitinge sizleri de çağırıyoruz.” Köz üyeleri de Kürt halkının özgürlük mücadelesi ve tecrit gündeminin çok önemli olduğunu ifade ederek, Kürt halkının mücadelesinin yanında olduklarını ifade ettiler.
‘BİRLİKTE MÜCADELE EDECEĞİZ'
Heyetin son ziyareti Kadıköy’de bulunan Kaldıraç bürosuna gerçekleşti. Heyet, mitingin önemine dair mesaj verirken ortak zeminlerde mücadelenin önemine dikkat çekti. Kaldıraç temsilcisi Hakan Dilmeç de iktidarın saldırılarının Kürt halkı ile Türkiyeli sosyalistlerin mücadelesini engelleme çabasının bir ürünü olduğunu ifade ederek, birlikte mücadeleyi sürdürecekleri mesajı verdi.
Aynı zamanda DEM Parti İstanbul İl Eşbaşkanı Murat Kalmaz’ın yer aldığı heyet de Halkevleri ve 78’liler Hareketi’ne gerçekleştirdikleri ziyaretlerde Özgürlük Mitingi’ne katılım ve tecride karşı ortak mücadele çağrısında bulundular.