ŞIRNEX - “Savaşa karşı barış hemen şimdi” şiarıyla Tilqebîn beldesinde nöbet eylemine devam Barış Anneleri Meclisi üyeleri, “Bu topraklara barış ve huzur gelene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
Şirnex’in Silopiya (Silopi) ilçesine bağlı Tilqebîn (Başverimli) Beldesi'nde “Savaşa hayır barış hemen şimdi” talebiyle bir araya gelen Barış Anneleri Meclisi üyelerinin nöbet eylemi ikinci gününde devam ediyor. Amed, Wan, Êlîh, Mêrdîn, Colemêrg, Riha, Sêrt, İzmir ve Mersin’den çok sayıda Barış Annesi, barışın sesini yükseltmek için Federe Kürdistan Bölgesi sınırına 20 kilometre uzaklıktaki Tilqebîn Beldesine geldi. Nöbet eylemi sabaha kadar şarkı, alkış ve zılgıtlarla sürdü.
Asker ve polislerin saldırısında eylemin ilk gününde aralarında gazeteci ve siyasetçilerin de olduğu 22 kişi darp edilerek gözaltına alındı.
Saldırılara rağmen nöbeti sürdüren anneler, baskılara boyun eğmeyeceklerini vurguladı.
‘ARTIK KAN AKMASIN’
Eyleme katılmak için İzmir’den Feyruze Kurt (50), akan kanın durması için geldiğini belirterek, “Yıllardır halkların kardeşliği dedik fakat bu devletten asla kardeşlik görmedik. Her geçen gün bu savaşı daha da derinleştirdiler. Yaşadığımız müddetçe barış için el uzatacağız. Bizler savaşın değil barışın anneleriyiz. Onun için bizlerden korkuyorlar. Onlar asker, polis, biber gazları ve tanklarıyla geldiler. Biber gazıyla bizi boğmaya çalıştılar. Barıştan bile korkuyorlar. Barışı hem onlar hem de kendimiz için istiyoruz. Ne bizim çocuklarımızın ne de onların cenazeleri gelsin istiyoruz. Barış bu memlekete gelmeyene kadar huzur gelmez” dedi. Özellikle Federe Kürdistan Bölgesi’nin sınırlarına geldiklerini anımsatan Kurt, “Bu sınırdan sesleniyoruz; Barzani ihanetten vazgeçsin. Barzani artık bu annelerin sesini duysun. Kardeşkanını akıtmaktan vazgeçsin. İhanetten elini çeksin. Düşmanımız birdir. Artık kan akmasın” ifadelerini kulandı.
Mêrdîn’in Qoser (Kızıltepe) ilçesinden gelen Tenzile Agatay (53), “Kanın durması ve katliamların önüne geçmek için barış demeye geldik. Artık insanlarımız tutuklanmasın ve gençlerimiz yaşamını yitirmesin. Buna rağmen asker ve polisler yaşlı annelerimizi gaza boğdular. Ama ne yaparlarsa yapsın barış demekten geri durmayacağız ve buradan bir yere ayrılmayacağız” diye belirtti.
‘ÇOCUKLARIMIZI AĞAÇTAN TOPLAMADIK’
Colemêrg’ın Gever (Yüksekova) ilçesinden gelen Fazilet Polat (55), huzur ve barış içinde yaşamak istediklerini belirterek, “Coğrafyamız karış karış çocuklarımızın kanıyla yıkandı, kalan kısmı da anaların gözyaşlarıyla yıkandı. Bu çocukları ağaçtan toplamadık. Her biri bir ananın canıdır. Bizler de diğer halklar gibi eşit haklar istiyoruz. Bütün dünya Kürtleri mücadeleleriyle tanıdı. Bütün acılarımıza rağmen başımız diktir. Ama artık yeter diyoruz. Bu topraklara barış gelsin. Zindanlardaki tutsaklarımız Sayın Öcalan özgürleşsin” dedi. Federe Kürdistan Bölgesi’nde süren savaşlara dikkat çeken Polat, “Bu savaşın bitmesi için ihanetin de durması lazım. Barzani’nin adını bile duymak istemiyoruz. Onun diktatörlüğü ve ihaneti bitsin. Başûr halkı artık bu rejime son vermelidir. Bütün anneler el ele verip bu kötülüğü bitirelim. İttifakımızı ve birliğimizi kuralım” diye konuştu.
‘BARIŞTAN KORKUYORLAR’
Sêrt’ten gelen Maşallah Işıkaslan (68), “Ne ekersen günün sonunda onu biçersin” diyerek Barzani-Türkiye işbirliğine dikkat çekti. Barışın sesini haykırmanın zorluklarını anlatan Işıkaslan, “Barışı haykırmak için buraya gelmeye çalıştığımızda her 50 metrede bizleri durdurup arama yaptılar. Buraya barışı haykırmak geldik. Onlarsa düşmanca bizlere saldırdı. Eşitlik ve özgürlük olsun. Düşmanlık istemiyoruz. Yüreği yaralı olan annelerin barış talebinden korkuyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar yine barışı haykıracağız. Çünkü hangi taşı kaldırsan kaytan bıyıklı ya da sırma saçlı bir çocuğumuzun bedeni var altında. Artık kan akmasın. Bu dünya hepimize yeter” şeklinde konuştu.
Êlih’ten gelen Kamile Şimşek (60), yapılanların büyük bir zulüm olduğunu ifade ederek, “Barzani Kürt değil mi? Ayıptır, günahtır. Türkiye’nin askerlerini ve tanklarını kendi topraklarına taşıyor. Savaş dursun diye geldik. İstedikleri kadar saldırsınlar geri adım atmayacağız. Barış gelene kadar mücadele edeceğiz” ifadelerini kullandı.
‘MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ’
Amed’ten gelen ve “Artık tabutlara sarılmak istemiyoruz” diyen Nafiye Yiğit (60), “Yıllardır 4 parça Kürdistan’da büyük bir savaş var. Biz anneler olarak bu savaşı istemiyoruz. Barış olsun istiyoruz. Buraya gelip barış elimizi bir kez daha uzatıyoruz. Fakat karşımızdakiler sadece savaş istiyor. Her gün çocuklarımızın üzerine uçaklar uçuyor. Tankları ve toplarıyla çocuklarımızı katlediyorlar. Her gün çocuklarımızın cenazelerini kaldırıyoruz. Artık buna tahammülümüz kalmadı. Bu kirli savaşı istemiyoruz. Bu kirli savaşa izin veren, topraklarını Türkiye’ye açan ve çocuklarımızın ölümüne sebep olan Barzani ihanetinden geri dönsün. Barzani, kendi menfaatleri ve koltuğu için bunu yapıyor. Kana doymadın mı” diye sordu.
AKP iktidarının Barış Annelerinin beyaz tülbentlerinden korktuğunu söyleyen Yiğit, sözlerini şöyle sürdürdü: “AKP iktidarı beyaz tülbentlerimizden korkuyor. Bize saldırmaları korkularını gösteriyor. Ne yaparlarsa yapsınlar anneler ne onların tanklarından ne de toplarından korkuyor. Anneler, barış için ellerini uzatacaklar. Bu topraklara barış ve huzur gelene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.”
MA / Ömer Akın