AMED - UCLG-MEWA Yönetim Kurulu ve Konsey Ortak Toplantısı’nda konuşan Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Serra Bucak, “Farklı kültürel arka planlarımız, dillerimiz, inançlarımız olmasına rağmen, bölgeler arası dayanışma ağları kurmanın tam da yerinde ve zamanındayız.”
Amed Büyükşehir Belediyesi'nin ev sahipliğinde Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Orta Doğu ve Batı Asya Bölge Teşkilatının (UCLG-MEWA) Yönetim Kurulu ve Konsey Ortak Toplantısı Amed’de başladı. Bir otelde "Yerel Diplomasi: Kentsel Geleceğin İnşası" temasıyla düzenlenen toplantıya, Amed Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanları Serra Bucak ve Doğan Hatun, UCLG-MEWA Genel Sekreteri Mehmet Duman ile ulusal ve uluslararası 30'a yakın büyükşehir belediyesi başkanları, eş başkanları ile yöneticileri katıldı.
Toplantının açılışında konuşan UCLG-MEWA Genel Sekreteri Mehmet Duman, UCLG-MEWA’nın 20’inci yılını geride bıraktığını belirterek, bölgede yerel yönetimlerin güçlenmesi, yerel gündemlerin küresele taşınması konusunda kararlıkla çalıştıklarını söyledi. Duman, "Hep birlikte daha güçlü ve sürdürülebilir şehirler oluşturma yolunda adımlar atacağımıza inanıyorum. Ortadoğu’nun zengin kültürü ve stratejik konumu her zaman önemini korumuştur. Ancak bölgemiz bugün çok ciddi bir kaosla karşı karşıyadır, iç ve dış güç gibi önemli sorunlarla mücadele etmektedir. Bu durum yerel yönetimler başta olmak üzere bölgedeki tüm kurum ve kuruluşlar ile bölge insanlarını derinden etkilemektedir. Yerel yönetimler olarak bizlere düşen görev, yaşanan zorluklar karşısında dayanışmayı artırmak, eşitliği, barışı ve adaleti önceleyen bir yönetim anlayışıyla hareket etmektir" ifadelerini kullandı.
SOYKIRIM VE İŞGALE DİKKAT ÇEKTİ
Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Serra Bucak, "Kentimiz, binlerce yıllık zengin ve kadim tarihinde olduğu gibi bugün de farklı kültürleri, dilleri, inançları ve kimlikleri bir araya getiriyor, verimli bir kesişim noktası olmaya devam ediyor" dedi.
İki gün sürecek toplantılar boyunca kentlerin gündeminde olan, yerel yönetimlerin temel sorumluluk alanlarını kapsayan önemli başlıkları tartışacaklarını kaydeden Bucak, "Bu tartışmalardan en yüksek seviyede faydalanacağımızdan ve kentlerimiz için olumlu sonuçlar elde edeceğimizden hiç kuşkum yok. Fakat eksiğiz ve eksik olmanın burukluğuyla bir araya geldik. Dilerdik ki Ortadoğu ve Batı Asya'nın tüm bileşen belediye başkanları ve yöneticileriyle bir araya gelebilelim. Bugün burada bizimle birlikte olması gereken, UCLG-MEWA’nın değerli başkanı Tayseer Abu Sneineh, üye belediye başkanları, yerel yönetim temsilcileri, kendi ülkelerindeki ve bölgelerindeki savaş, soykırım ve işgal politikaları nedeniyle toplantıya fiziki olarak katılamadı" diye konuştu.
'ÖNÜMÜZE ENGELLER KONMAKTADIR'
Ortadoğu'da savaşın, sömürünün ve tecridin kıskacına alınmış, fakat her şeye rağmen sesini bütün dünyaya duyurmaya devam eden halklarla dayanışma duygularını tekrar etmek istediğini söyleyen Bucak, "Bir gün bu salonları eksiğimiz olmadan dolduracağımıza inancımız tam. Bu inancın da bu salondaki bütün bileşen tarafından paylaşıldığından yana hiç şüphemiz yok. Hareket özgürlüğü merkezi hükümet tarafından kısıtlanmış onlarca belediye eşbaşkanından biri olarak konuşmak istiyorum. Ortadoğu ve Kürt coğrafyası başta olmak üzere, savaşın, çatışmanın, sömürünün, kutuplaşmanın, yoksulluğun, kadın düşmanlığının adeta özel savaş politikası olarak bizlere dayatıldığı bu çağda, en acil şekilde yerellerden başlayarak diplomasi kanallarını örmemiz, kentler ve bölgeler arası işbirliği geliştirmemiz gerekirken; yurtdışındaki mekanizmalarla dayanışma köprüleri inşa etmemizin önüne engeller konmaktadır" şeklinde konuştu.
'BARIŞTAKİ ISRARIMIZ ORTAKLAŞMALI'
Ortak deneyimlerin önemine dikkat çeken Bucak, şunları söyledi: "Bambaşka coğrafyalarda yaşasak da, başka diller konuşuyor olsak da, bu engeller bizleri ortak deneyimlerde birleştiriyor; bu sistematik savaşın, sömürünün ve tecrit ederek yönetmenin nasıl da ortak bir akıl olduğunu ifşa ediyor. Tecrit eden, ayrıştıran, yerelleri merkeze bağımlı kılan akıl ortaksa eğer, bu akla karşı gelişen bir aradalık, katılımcılık, yönetişim ilkesi ve en önemlisi toplumsal barıştaki ısrarımız da ortaklaşmalı ve bu kararlılığa uygun yaşam modelleri geliştirebilmeliyiz. Buradan hareketle, yerelde gelişen diplomasinin, kentler ve bölgeler arasındaki işbirliğini artırmanın, sürekli ve onurlu bir barışı sağlama yolunda büyük bir önem taşıdığını yeniden vurgulamak isterim. Yerellerde açılan diyalog kanalları, halkların sesini küresel alana taşıyabilir, bölgesel ve uluslararası düzeyde barışçıl çözümler üretilmesinin önünü açabilir."
'BARIŞIN SESİNİ YÜKSELTMELİYİZ'
Yerel yönetimlerin işlevsiz kılınmasıyla karşı karşıya olduklarını kaydeden Bucak, sözlerini şöyle tamamladı: "Belediyeleri iş yapamaz hale getirme uğraşının yanında, toplum bir kutuplaşma siyasetine maruz bırakılmaktadır. Nitekim bizler her gün bunun sonuçlarını kentlerimizde görebilmekteyiz. Kadınlar erkekler tarafından öldürülüyor, çocuklar kaybettiriliyor, çocuklar öldürülüyor! Kent merkezleri yoksulluğun en ağır haline tanık oluyor, genç işsizliği hiç olmadığı kadar yüksek. Gençler ve kadınlar geleceksizlik ve umutsuzlukla karşı karşıya. Hepimizin en acil ihtiyacı ‘barışın’ sesini yükseltmek zorundayız. Çünkü barışın tesis edilmediği bir coğrafyada, yerel demokrasi de içi boş bir kavrama dönüşmeye mahkumdur. Barışın olmadığı bir coğrafyada, belediyecilik hizmetleri her zaman eksik, yoksun, yetersiz olacaktır. İşte bu nedenle, farklı kültürel arka planlarımız, dillerimiz, inançlarımız olmasına rağmen, kent diplomasisini, bölgeler arası işbirliğini geliştirmenin, dayanışma ağları kurmanın tam da yerinde ve zamanındayız."
Toplantı devam ediyor.