İSTANBUL - Göçmen ve Mülteci Dayanışma Ağı bileşeni ÖHD’li Ali Diler, gösteri ve yürüyüş hakkını kullanan, örgütlenen ve mülteci hakları için mücadele eden göçmenlerin vatandaşlıklarının iptal edildiği bunun da insanların güven içinde yaşamasına engel olduğunu söyledi.
Haziran ayında kurulan ve mültecilerin sorunlarına odaklanan Göçmen ve Mülteci Dayanışma Ağı'nın, vatandaşlığı geri alınan ya da iptal edilen göçmenlere dair çalışma yürüttü. Çalışma hakkında bilgi veren ağın bileşenlerinden Özgürlük İçin Hukukçular Derneği üyesi Avukat Ali Diler, çok sayıdaki göçmenin vatandaşlığının iptal edildiğini belirtti. Diler, doğumla, sonradan ve istisnai olarak edinilen vatandaşlık hakkına dair ağın yürüttüğü çalışmaları değerlendirdi.
Diler, bu yolla vatandaş olan çok sayıda ve mültecinin gösteri ve örgütleme hakkını kullandıkları için vatandaşlıklarının iptal edildiğini belirtti.
Ali Diler
GÖÇMENLERİN VATANDAŞLIK KAZANMA KRİTERLERİ
Vatandaşlığın yasal dayanaklarına değinen Diler, kanuna göre doğum dışında, sonradan kazanılan vatandaşlık içerisinde evlenme yoluyla, evlat edinme yolu ya da vatandaşlığın ikamet şartına bağlı olmak gibi yeniden kazanılması gibi birkaç türün olduğunu dile getirdi. Ancak Türkiye'de göçmenlerin daha çok "istisnai" yolla vatandaşlık kazanabildiğini dile getiren Diler, "Bu da daha çok kanunda vatandaşlığa alınması hak görülen kişiler, vatandaşlığa alınması uygun görülen kişiler olarak tanımlanıyor. Bu kişilerin kim olduğuna dair ise net bir düzenleme yok. Özel kanunlarda bunlar mülk ya da yatırım yoluyla vatandaşlık alabileceklerine dair düzenlemeler var. Yine istisnai vatandaşlık için spor, sanat, yükseköğretimde eğitmenlik ya da öğrencilik şeklinde de vatandaşlık kazanma yöntemleri de vardır" ifadelerini kullandı.
HANGİ DURUMLARDA VATANDAŞLIK İPTAL EDİLİYOR?
Kanuna göre, vatandaşlığın iptali için kişilerin beyanlarında "hatalı" bilgi vermesi gerektiğini ifade eden Diler, bu konuda yetkili merciinin İçişleri Bakanlığı bünyesindeki Göç İdaresi Başkanlığı olduğunu vurguladı. Diler, "Örneğin bir kişi ikamet şartına bağlı olarak vatandaşlık kazandıysa bu kişi kanunda görülen ikamet şartını yerine getirmeden, belgelerde aldatma ve hile yöntemiyle idareye böyle bir beyanda bulunduğu ortaya çıktıktan sonra vatandaşlık verme işlemi geri alınabiliyor. Bu konuda resmi rakamlar açıklanmıyor. Ancak on binleri geçecek vatandaşlık iptalinin olduğunu tahmin ediyoruz. Ayrıca vatandaşlığın geri alınmasında kişinin herhangi bir aldatma kastına gerek duyulmaksızın idare tarafından bir yanılgıya düşüldüğü iddia edilerek, kişilerin vatandaşlığı iptal ediliyor. Burada kişinin herhangi bir yalan beyanına gerek yok. İdare, 'Biz sizin şartlarınızda yanılgıya düştük. Sizin hiç vatandaşlık kazanmamanız gerekmediği için sizin vatandaşlığını iptal ediyoruz' şeklinde bir tutum alıyor" ifadelerini kullandı.
'GÖSTERİ VE YÜRÜYÜŞ HAKKINI KULLANANLARIN İPTAL EDİLİYOR’
Vatandaşlık alanların doğumla kazananlar gibi güven içerisinde yaşamaları gerektiğinin altını çizen Diler, "Bu kişilerin özellikle temel haklarını sınırsız şekilde kullanması beklenirken, birçok insanın temel haklarını kullandıkları için vatandaşlıklarının geri alındığını görüyoruz. Mesela sivil toplum örgütleri içerisinde aktif rol alan, mülteci haklarına ya da kendi toplantı ve gösteri yürüyüş hakkını kullanan, örgütlenme hakkını kullanan kişiler, idare tarafından belirlendiğinde bu kişilerin vatandaşlıklarının geri alınması ya da iptali yoluna gidilebiliyor. Bu durumun böyle olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü bir kişi vatandaşlığını aldıktan sonra nüfus siciline güvenmesi gerekiyor" diye konuştu.
Vatandaşlık hakkının geri alınmasına karşı yasal belirsizliğe ilişkin geliştirilen doktrinlere işaret eden Diler, "Nitekim konuyla ilgili üniversitelerdeki doktrinde de bu şekilde görüşler bulunuyor. Doktrinlerde 60 gün veya daha fazla sürelerde insanların vatandaşlıkların geri alınmadığı ya da iptal edilmediği takdirde bu vatandaşlığın tıpkı doğumla alınan vatandaşlık gibi devam etmesi gerektiğini düşünenler var. Biz de bunlara katılıyoruz" dedi.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Göçmen ve Mülteci Dayanışma Ağı olarak mülteci ve göçmenlerin yaşadıkları bu tarz sorunlar üzerinde durmaya devam edeceklerini vurgulayan Diler, "Geçici koruma statüsünde Türkiye'de ikamet eden kişilerin vatandaşlık başvurularında ikamet süreli Türkiye'de her ne kadar süre ikamet ederlerse etsinler, ikamet süreleri vatandaşlık başvurusunda kayda alınmıyor. Buna dair de bir yasal düzenlemenin yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Aynı şekilde vatandaşlık başvuruları kabul edilse dahi herhangi bir sebepten insanların vatandaşlıkları iptal edilip geri alınabiliyor. İdarenin bu şekilde geniş takdir yetkisinin olmasını doğru bulmuyoruz. İdareye çok geniş yetkiler tanınırken, aynı zamanda bu yetkiler için süre sınırlaması konulmamış durumda. Bu da kişilerin vatandaşlıklarını aldıktan sonra bile güven içerisinde yaşamalarına engel oluyor. Buna karşı bir düzenlemenin yapılması ve vatandaşlık iptalleri ve geri alınmalarının bir süreye bağlanması gerektiğini düşünüyoruz" şeklinde konuştu.
MA / Ömer İbrahimoğlu