AMED - DEM Partili belediyelere kayyım atanmasına tepki gösteren DBP, “Bu zorbalığa karşı asla boyun eğmeyeceğiz ve sonuna kadar direneceğiz” açıklaması yaptı.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK), İçişleri Bakanlığı tarafından Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yönetimindeki Mêrdîn, Êlih ve Riha’nın Xalfetî belediyelerine kayyım atanmasına ilişkin yazılık açıklama yaptı.
Kayyım atamalarının yok hükmünde olduğu vurgulanan açıklamada, “8 yılı bulan kayyım gaspının ardından 31 Mart’ta halk demokratik yollarla tercihini yaparak irade beyanında bulunmuştur. Ancak AKP-MHP iktidarı bir kez daha kayyım eliyle halkın iradesini yok sayarak, halkın iradesini gasp ediyor” diye belirtildi.
AKP- MHP iktidarının siyasi tükenmişlik yaşandığı kaydedilen açıklamada, şu ifadeler yer aldı: “Bu tükenmişlikten çıkışın yolunu da Kürt halkına yönelik topyekün bir savaşta arıyor. Çöktürme Planı kapsamında gelişen siyasi ve askeri saldırılarla Kürt halkının kültürünü, doğasını, kimliğini ve bir bütünen varlığını hedef alan AKP-MHP rejimi, kayyım politikalarıyla da Kürt halkının iradesini bir kez daha hedef almıştır.
DARBE MEKANİĞİ İŞLETİLİYOR
Kürt halkının iradesinin kayyım eliyle üçüncü kez gasp edilmesinin 4 Kasım 2016 siyasi darbesinin yıldönümüne denk getirilmesi de bu anlamda tesadüfi değildir. Kürt halkının demokratik siyaset mücadelesini 30 yılı aşkın bir süredir siyasi operasyonlarla tasfiye etmeye çalışan iktidar aklı, 2014 Çöktürme Planı kararlarıyla darbe saldırı konseptini güncellemiştir. Bugün yaşananlar da bu güncellemenin bir sonucudur. Siyasi çöküşün eşiğine gelen AKP-MHP rejimi böylelikle darbe mekaniğini de işletmektedir. Ankara’da sözde ‘çözüm ve barış’ söylemleri dile getiren iktidarın Kurdistan’da siyasi darbeler gerçekleştirmesi, AKP-MHP rejiminin Kürt halkı için ajandasında neye yer verdiğini açığa çıkarıyor. AKP-MHP faşist bloğunun ajandasında Kürt halkı için savaş yer alıyor, siyasi ve kültürel kırım yer alıyor. Kayyım politikalarında ısrar Kürt sorununda çözümsüzlük ısrarı demektir. Bir kez daha açığa çıktı ki, Erdoğan-Bahçeli iktidarı Kürt sorununu siyasi darbeler, askeri operasyonlar, kültürel ve kimliksel kırımla ele alma arayışı içindedir.
SONUNA KADAR DİRENECEĞİZ
Bu doğrultuda bir kez daha vurguluyoruz; Kürt halkının iradesini temsil eden belediyelere kayyım atanması halkın demokratik siyaset talebini yok saymayı hedef alan bir karardır. Siyasi bir darbedir! Bu karar ile AKP-MHP iktidarı Kürt halkına ‘Hiçbir şekilde sizi ve iradenizi tanımıyorum’ mesajı veriyor. Bu mesajla iktidar aynı zamanda ‘ben bir darbe hükümetiyim’ itirafında bulunmuştur. Gelinen aşamada açık ve nettir ki; AKP-MHP iktidarı meşruluğunu yitirmiştir! Meşru olmayan bir iktidarın verdiği kararların halkımızca da bir hükmü yoktur! Bu kararı tanımadığımız gibi kayyım gaspına da geçit vermeyeceğiz! Demokrasi ve özgürlük mücadelemizi sürdürdüğümüz gibi halkın iradesine de sonuna kadar sahip çıkacağız. Bu zorbalığa karşı asla boyun eğmeyeceğiz, sonuna kadar direneceğiz. Varlığımızın gerekçisi olan halkımızın iradesine sahip çıkma kararlılığını sonuna kadar sürdüreceğiz. AKP-MHP iktidarına sesleniyoruz; Kürt halkının varlığına kast eden, gayri ahlaki, hukuka ve demokrasiye aykırı bu uygulamalarınızdan vazgeçin! Daha önce de denenmiş bu yöntemler artık iktidarınızı ayakta tutamayacaktır. Kürt halkının mücadelesi ve iradesi size kaybettirecektir.”