WAN - Wan'da irade gaspına tepki gösteren yurttaşlar, Erdoğan'ın "Muhatabımız Kürt kardeşlerimizdir" açıklamalarına karşı İmralı'yı işaret etti.
Kürt sorununun çözümüne dair "yeni süreç" tartışmaları sürerken, "Kent Uzlaşısı" ile seçilen Esenyurt Belediyesi ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yönetimindeki Mêrdîn Büyükşehir, Êlih ve Riha/Xelfetî (Halfeti) belediyelerine kayyım atandı. Wan'da mikrofon uzattığımız yurttaşlar, kayyım uygulamalarına tepki gösterdi.
'HALK İRADESİNE SAYGI DUYULMALI'
Hukuksuzluklar nedeniyle ülkenin yaşanılmaz bir hale getirildiğini söyleyen İrfan Türkoğlu, "Bu ülkede bir seçime gidildi ve herkes kendine yakın olan partiye oy verdi. Ama yine belediyelere kayyım atamaya başladılar. Bu haksızlık değil mi? Kendim iki dönem AKP’ye oy verdim ama şuan yaptıkları haksızlıkları ve zulümleri gördükten sonra ‘keşke iki ayağım kırılsaydı da onlara oy vermeseydim’ diyorum. Ülkede huzur diye bir şey bırakmamışlar. Savaşlardan, sorunlardan dolayı ülkede ekonomi diye bir şey kalmadı. Madem belediyelere kayyım atayacaksınız ne diye seçme seçilme hakkı olduğunu söylüyorsunuz. Madem seçme ve seçilme hakkı var, insanların iradesine saygı duymayı bileceksiniz. Halkın iradesine saygı duymalısınız" tepkisinde bulundu.
‘MUHATAP ABDULLAH ÖCALAN’DIR’
Erdoğan’ın bir süre önce Meclis'te yaptığı "Bizim asli muhatabımız bizzat Kürt kardeşlerimizin kendisidir" açıklamaya dikkati çeken Murat Döner, "Ortada bir sorun var ve bu sorunun muhatabı bizler değil, Abdullah Öcalan’dır. Bu sorunu gerçekten çözmekten yanalarsa gitsinler muhatap olarak bildiğimiz insanla çözsünler. Muhatap orada ve görüştüklerinde hiçbir sorun kalmaz. Erdoğan, Kürtleri ve Kürtlerin iradesini yok saymaya devam ediyor. Bizim muhatap olarak gördüğü kişi Öcalan'dır. Gerekli görüşmeler yapılırsa ülkede herhangi bir sorun kalmayacaktır” ifadelerini kullandı.
'BOYUN EĞMEMELİYİZ'
Yeni süreç tartışmalarının yaşandığı bir dönemde belediyelere kayyım atandığını dile getiren Mahmut Köktaş, "Geçen günlerde ülke çapında bir rahatlamadan bahsederken, tekrardan Kürtlerin iradesine karşı bir gasp gerçekleştirdiler. Esenyurt Belediyesine kayyım atadılar ve belediye başkanını tutukladılar. Tek nedeni ise Ahmet Özer’in Wanlı ve Kürt olmasıdır. Esenyurt’tan sonra bizlerin 3 belediyesine kayyım atadılar. Buradan tüm Kürt halkına sesleniyorum; bu tür kirli politikalara karşı bir olmamız gerekiyor. İrademiz olan belediyelere sahip çıkmamız gerekiyor. Bu zulme karşı boyun eğerek sessiz kalmamalıyız” şeklinde konuştu.
‘HALKIN İRADESİNE DARBE VURULUYOR’
Kayyımların "halk iradesine darbe" olduğunu söyleyen Osman Akkoyun, "Erdoğan bizim için ‘Kürt kardeşlerim’ diyor ve bizi muhatap olarak sunuyor. Ama aynı gün 'Kürt kardeşlerim' dediklerine zulüm yapıyor. Halkın olan, halkın kendi oyuyla seçtiği belediyelere kayyım atıyor. Bunun herhangi bir hukuki boyutu yok. Madem 'suçlu' diyorsun neden o zaman başvuruları onaylıyorsunuz? Halk her seferinde sandığa giderek, gereken cevabı veriyor. Kendi iradesini seçiyor ama sonrasında tekrardan kayyımlar atıyorlar. Bu politikalar nedeniyle ülke ekonomik anlamda batmış durumda. Bu sorunun nedeni ise savaşlardan kaynaklıdır. Bu ülkedeki sorunlar böyle devam edemez" diye konuştu.
‘ÖCALAN’I İRADE OLARAK GÖRÜYORUZ’
Erdoğan’ın Kürtleri hiçbir dönem "kardeş" olarak görmediğini ifade eden Abdullah Patır, "Erdoğan sabah 'kardeşlerim’ diyor, akşam katlediyor. Bu durumu anlatan binlerce örnek var. Roboskî'de onca insanı katlettiler. Böylesi bir insanla nasıl kardeş olunabilir ki? Kürt sorununda muhatabım ‘Kürt kardeşlerim’ diyor. Bizler kimsenin muhatabı değiliz. Bizler Öcalan’ı irade olarak görüyoruz. Erdoğan da muhatap olarak Öcalan’ı görsün ve onunla konuşsun. Gerçekten çözmek istedikleri bir sorun varsa gidip Kürt halkının muhatabı olan Öcalan’la görüşsünler” ifadelerini kullandı.
Mirhaç Saçık ise, "Kürt kardeşlerim" söylemlerine işaret ederek, "Bizler artık uyandık, bu yalanlara gelmeyiz. Bizleri muhatap olarak görmesin, kendisi de iyi biliyor ki var olan sorunu çözecek tek kişi Öcalan’dır. Öcalan'ın özgürlüğü sağlanmadan da hiçbir sorun çözüme varamayacaktır. Bugün tecrit devam ediyorsa, o tecrit sadece bir kişiye yönelik değildir. Milyonlara yöneliktir. Gerçekten çözmek istiyorlarsa gerekli görüşmeler yapılsın ve önlerine konulan şartlar kabul edilsin" dedi.