Abdullah Öcalan'ın Yol Haritası'nda Türk-Kürt ilişkileri

img
HABER MERKEZİ - PKK Lideri Abdullah Öcalan, 2009'daki Yol Haritası'nda Türk-Kürt ilişkilerinin tarihsel önemine dikkat çekerek, "Cumhuriyet tarihinin en büyük krizi" olarak tanımladığı Kürt sorununda çözümün ilk şartının sivil anayasa olduğunu kaydetti. 
 
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bugüne Kürt’e bakışı değişmedi. Geride bıraktığı 101 yılda inkar edilen, krizlerin derinleştiği dönemlerde "var sayılan" Kürt sorunu çözüme kavuşturulmadı. Bu durum 22 yıllık AKP iktidarında da sürdü. Amed’de var sayılan Kürt sorunu Ankara’da hep yok sayıldı. Kürt sorunu bu kez her konuşmasında yok sayan, inkar eden, hedef alan MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından gündeme getirildi. Her fırsatta hedef aldığı DEM Parti’nin sıralarına giderek tokalaştı. “Kürt sorunu yoktur” dese de “muhatap” tartışması başlatarak var olduğunu itiraf etmiş oldu. İttifak ortağı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da Bahçeli’nin bu çıkışına destek verdi. “İç barış” üzerinden Kürt-Türk birlikteliğine vurgular yapıldı, İmralı’da ağır tecrit koşullarında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a çağrılarda bulunuldu. 
 
Bu tartışmalar, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Kürt-Türk ilişkilerindeki tarihsel diyalektiği ortaya koyan “Türkiye’de Demokratikleşme Sorunları, Kürdistan’da Çözüm Modelleri” başlıklı Yol Haritası’nı hatırlattı. Abdullah Öcalan, 2009 yılında sunduğu Yol Haritası’nda son günlerde iktidar kanadının dilinden düşmeyen Kürt-Türk ilişkilerinin tarihsel geçmişine ışık tutuyor, Kürt sorununu ele alıyor ve çözümüne işaret ediyor. 
 
Abdullah Öcalan, Türk-Kürt ikilemindeki ilişki ve çelişkileri daha yakından ve somut olarak değerlendirmenin sorunsallıkları ve çözüm olasılıklarını aydınlatıcı kılacağının altını çizerek, zorun amansız girdabında ne sorunların ne de çözüm yollarının yeterince bilince kavuşamayacağını belirtti. Abdullah Öcalan, “Aydınlanmanın, bilincin kendisi eğer hakikate yakınsa, çözümün yarısına varılmış demektir. Diğer yarısı açılan yolda uygun adımlarla yürümektir” vurgusu yaptı. 
 
ANADOLU KAPILARI ARDINA KADAR AÇILDI
 
Tarihsel geçmişi ele alan Abdullah Öcalan, Selçukluların boy ve bey olarak Kürdistan sınırlarına vardıklarında, İslam kardeşliği silahıyla Bizans’a karşı ortak savaş önerdiğini hatırlattı. Kürtlerin kendileri de ezici çoğunluk olarak İslam’ı benimsediğini ve Bizans karşısında sıkça gerileme durumunu yaşadıkları için ortak savaş stratejisine destek olduğunu ifade eden Abdullah Öcalan, bu dönemde yaşanan gelişmelere dair şu hatırlatmalarda bulundu: “Sultan Alparslan 1071 Mayıs’ında o dönem Kürtlerin başkenti sayılan Meyafarqîn’de (Bugünkü Silvan) Kürt beyleri ve aşiretleriyle ittifak arayışı içindeydi. Hem beylerden hem boylardan sağladığı ve yarı yarıya Kürtlerden oluştuğu tahmin edilen güç ilavesiyle dönüm noktası sayılan Ağustos 1071 zaferine erişecektir. Kürt boy ve bey kuvvetlerinin bu savaştaki rolü doğru çözümlenmeden, Kürt ve Türk boy ve beyleri arasındaki ilişkiler yeterince çözümlenemez. Zafer stratejikti. Anadolu’nun kapısını Türk boy ve beylerine ardına kadar açıyordu. Kürt boy ve beyleri içinse Bizans tehdidini ve sonuçlarını ortadan kaldırıyordu. İlişkilerin böylesi bir temele oturması çok önemlidir ve geleceğin belirlenmesinde esas rol oynayacaktır.”
 
ORTAK YAŞAM KÜLTÜRÜ
 
Abdullah Öcalan, bu süreçte esas olarak Türk boy ve beylerinin İç Anadolu, Batı Akdeniz ve Karadeniz’e doğru açılan Anadolu’da yoğunlaşırken, Kürt boy ve beylerinin de yerleşim yerlerini ve güçlerini geliştirmekten geri kalmadığını belirtti ve şöyle devam etti: “Türk boy ve beyleri hiçbir zaman Kürtlerin egemen, yerleşik oldukları mekânları ve bu mekânlardaki kültürel geleneklerini ele geçirmeye, sahiplenmeye yeltenmediler. Aralarındaki stratejik ittifak, dayanışma ve ortak yaşam kültürü bunu gerektirmekteydi. Bu arada Ermeni ve Süryani halkları da daha çok kentlerde varlıklarını dostça sürdürmeye devam ettiler.”
 
OLUMLU İLİŞKİ DAHA BASKIN
 
PKK Lideri, yine bu dönemde Kürdistan’da Artukoğulları, Karakoyunlular ve Akkoyunlular adında bazı Türk beyliklerinin kurulduğunu, ancak bunların kısa ömürlü olduğunu, dayandıkları boyların da çoğunlukla doğal asimilasyonla Kürt kültürü içinde eridiğini söyledi. Abdullah Öcalan, bu gerçekliğin izlerinin bugün dahi görüldüğüne dikkat çekerek, Kürtlerin ise İslamik dönemde çok sayıda yerel beylikle birlikte aşiretler ve kabileler halindeki toplumsal yaşamlarını ağırlaşan sorunlarıyla sürdürdüğünü kaydetti. Abdullah Öcalan, Türk boylarında olduğu gibi üst tabaka çeşitli uygarlıkların hizmetinde beyliklerini geliştirdiğini, alt kesimler Kurmanc olarak ayrı bir kategoriye ayrıştığını, Kürtlerde bu dönemde Arap-Bedevi ve Türk-Türkmen ikilemine benzer bir ayrışmanın hız kazandığını ifade etti. 
 
PKK Lideri Öcalan, yaklaşık olarak 1500’lü yılların başında Osmanlı saltanat dönemine kadar Türk ve Kürt bey ve boy ilişkilerinde aralarında zımni de olsa birbirlerinin hukukuna saygı, dıştan her iki ana kesime yönelik tehditlere karşı ortak bir strateji ve buna bağlı hareket etmenin ağır bastığını anımsatarak, “Olumlu ilişki yanı olumsuz çelişki yanından daha baskındır. Aralarında sistematik bir çelişki ve çatışma dönemi gözlemlenmemektedir” dedi. 
 
TÜRK-KÜRT İMPARATORLUĞU!
 
Abdullah Öcalan, Kürt-Türk ilişkilerinde ikinci önemli stratejik aşamanın Osmanlı İmparatorluğu’nun Ortadoğu’ya açılmasıyla başladığının altını çizerek, “16. yüzyıl başlarında İran’da Şialık temelinde yükselen Safevi Hanedanlığıyla Kürt beylikleri arasında artan gerginlikler mezhep çelişkileriyle iyice artmış bulunmakta ve Anadolu üzerinde de gittikçe artan bir etkiye sahip olmaktaydı. Aynı çelişki Mısır odaklı Memlûk sultanlarıyla da yaşanmaktaydı. Memlûkların etkisi de Akdeniz ve Güneydoğu üzerinden artmaktaydı. Kürt beyliklerin konumu stratejik bir rol oynuyordu. Hangi tarafla ittifak etseler Ortadoğu’nun hegemonik gücü onlar olacaktı. Osmanlı Sultanı Yavuz Selim’in adeta iki eşit güç arasında gerçekleştirdiği stratejik ittifak yaklaşımı tarihsel sonuçlarını vermekte gecikmedi. Yapılan ittifak, Kürt beyliklerine geniş özerklik ve hükümet olma yetkisi tanımaktaydı. İttifaktan öteye, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu gibi bir Türk-Kürt İmparatorluğu’na yol açmaktaydı. Tarihe dikkatle bakan bir gözlemci, daha M.Ö. 2000 başlarında Hitit-Hurri-Mitannilerin ilk uygarlık denemelerinde Anadolu-Mezopotamya ortaklığının stratejik niteliğini görebilecektir. Biri diğersiz edemiyor. Ekonomik-politik ilişkiler hızla birbiriyle bütünleşmektedir. Osmanlıların muhteşem yüzyılında bu tarihsel olgu kendisini yeniden kanıtlamaktadır” diye belirtti.
 
KÜRTLERİN TÜRKLERDEN AYRIŞMAMASI 
 
PKK Lideri, yeni statü ile birlikte Sünni Kürt beyliklerinin İmparatorluk içindeki ağırlıklarını arttığını, Alevi ve Êzidî Kürtlerin durumuyla Kurmanc kesimin sorunlarının ağırlaştığını, sınıfsal ve mezhepsel çelişkinin arttığını ifade etti. Yaklaşık 300 yüz yıl süren bu ortaklık statüsünün 19. yüzyılın başlarında kapitalist modernitenin Ortadoğu’ya sızmasıyla bozulmaya başladığına dikkat çekerek, “Irak ve Mısır üzerinden bölgedeki etkisini artıran Britanya İmparatorluğu, Süleymaniye merkezli bir milliyetçilik geliştirmeye çabaladı. İlk isyan Süleymaniye yöresinden Baban aşireti liderlerince gerçekleştirildi. Yaklaşık iki yüz yıldır farklılaşarak yaşanan bu süreç Güney Kürdistan’da bugünkü yarım ulus-devlet pratiğiyle sürmektedir. 19. yüzyıldaki Kürt isyanları sınıf nitelikleri nedeniyle pro-kapitalist milliyetçidir. İmparatorluk bünyesindeki tüm milliyetler ulus-devlet temelinde ayrışmalarına rağmen, Kürtlerin Türklerden ayrışmamasının belirtildiği üzere tarihsel nedenleri vardır. İmparatorluğun devlet çekirdeğinin iki milliyetli üst tabaka ortaklığından kaynaklanan bir devlet zihniyeti söz konusudur” diye kaydetti. 
 
TARİHSEL DİYALEKTİĞİ DOĞRULAYAN DENEYİMLER 
 
Stratejik nedenlerin devletin doğuşundan beri iki alan içinde yükselen her uygarlığın ortak hareket etmesini gerekli kıldığını vurgulayan Abdullah Öcalan, aksi halde her iki alandaki toplumların varlığı ve çıkarları tehdit altında olacağını söyledi. Ortaya çıkan her siyasal ve ekonomik oluşumun, ortaklık halinde olmanın paha biçilmez değerini ifadelendirdiğini kaydeden PKK Lideri, Selçuklu ve Osmanlı Türk sultanlık deneyimlerinin bu tarihsel diyalektiği bir kez daha doğruladığına işaret etti. 
 
KÜRT SORUNUNDA İLK RASTLANTILAR... 
 
PKK Lideri Öcalan, bu dönemde tepedeki bey ve sultan arasındaki ortaklığın zamanla şeyh, ağa ve tüccar arasındaki ilişkiye dönüştüğünü belirterek, şöyle devam etti: “Sultan II. Mahmut’la (1808-1839) bu ilişkiler daha da bozuldu. Modernitenin bozucu etkisi her iki taraf arasındaki çelişkileri arttırarak, yüzyılı boydan boya bir isyan yüzyılına dönüştürdü. İsyanların sonuçsuz kalması ve Osmanlı İmparatorluğu’nun ulus-devletçi yönde yeniden inşa çabaları iki milliyet arasındaki ilişkilerin geleneksel niteliğini bozdu. Genç Osmanlılar, Jön Türkler ve en milliyetçi kesimi olan İttihat ve Terakki Cemiyeti (1889) Türk ulus-devletçiliğini önce örtülü, sonra açıkça savunmaya başlayınca kopukluk arttı. Bunun karşısında Kürt milliyetçiliği de kendini göstermeye koyuldu. Modern anlamıyla Kürt sorunu bu döneme rastlar.”
 
SORUNU AĞIRLAŞTIRAN ETKEN: TÜRKÇÜLÜK! 
 
İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin komitacılığa başlaması ve İslami milliyetçilik yerine açıkça Türkçülüğe yönelmesinin sorunu daha da ağırlaştırdığını vurgulayan Abdullah Öcalan, “İki kesim oluştu: Soycu Türk milliyetçiliği ve İslami milliyetçilik. Kürtler İslami milliyetçilerle geleneksel beraberliklerini sürdürmeye çalıştılar. Nakşi şeyhleri, Mevlana Halit ve Said-i Nursi, ana akım olarak bu eğilimi temsil ediyorlardı. İmparatorluğun ve daha sonraki devlet oluşumunun ortak niteliğinde ısrarlıydılar. İslam, ümmet ideolojisi modernleştirilerek bu amaç için kullanılmaktaydı. Beylerden sonra (1878) nüfuzları ve toplumsal önderlik rolleri artan şeyh ve tarikat eğilimleri bu çizgiyi günümüze kadar sürdürmektedirler” dedi. 
 
İTTİHAT VE TERAKKİ MİLLİYETÇİLİĞİ 
 
PKK Lideri, İttihat ve Terakki Cemiyetinin ise, özellikle Balkan Savaşlarındaki (1912-13) yenilgisinden sonra Anadolu ve Mezopotamya arasındaki tarihsel ortaklığa bakmadan, devlet içinde ırkçı bir milliyetçiliğe yöneldiğini hatırlatarak, “Bu milliyetçilikte Kürtlüğe yer yoktu. Ermeniler gibi ya var oldukları toprakları terk edecekler ya da bir biçimde yok edileceklerdi. Bu politikayı besleyen Fransız pozitivizmiydi. Sadece güçlü olanın yaşama hakkı vardı; Darwin’in ‘Güçlü olan yaşar’ determinizmi, olduğu gibi bilimsel bir gerçeklikmişçesine topluma uygulanmak isteniyordu. Kapitalist modernitenin vahşeti burada bütün dehşetiyle kendini yansıtmaktadır. Sadece Ermeniler, Rumlar, Süryaniler ve Kürtlerin değil, Türkler ve Arapların da konumunu yaşanmaz hale getiren bu katı pozitivist ideoloji, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin elinde İmparatorluğun son bulmasıyla sonuçlandı. Fakat etkileri Cumhuriyet Türkiye’sinde de hâkimiyetini sürdürdü” diye belirtti. 
 
KÜRTLERİN DÖRDE BÖLÜNMESİ 
 
Abdullah Öcalan, Kürtlerin de diğer müttefikler gibi Cumhuriyet’in kurucu unsuru olduğununun altını çizdi ve şunları söyledi: “Kürtler, tarih boyunca olduğu gibi yine stratejik bir ortak olarak hem ümmetsel kurtuluşta hem de Cumhuriyet’in inşasında yer almışlardı. Britanya İmparatorluğu’ndan Musul-Kerkük karşılığında geriye kalan Misak-ı Milli sınırlarında ulus-devlet ayrıcalığı alınınca hem Kürtlerin dörde bölünmesi gerçekleştirildi, hem de içte kalan parçası üzerinde varlıklarını sona erdirmeye yönelik politikaya amansız bir hızla başlandı ve bu politika hep aynı hızla sürdürüldü. Bu arada şunu da belirtmeliyim ki, 1639’da İran Safevi Hanedanlığıyla yapılan Kasr-ı Şirin Antlaşması iki milliyet arasındaki stratejik ittifaka aykırıydı. Kürtlerin tamamına yakını Osmanlı İmparatorluğu sınırları dâhilindeydi. Misak-ı Milli sınırları kesinlikle Kürtler ve Türklerin birlikteliği üzerine inşa edilmişti. İngilizler ve Fransızlarla yapılan antlaşmalar, Misak-ı Milli’ye kesinlikle aykırıdır. Kürtleri tarihlerinin en ağır varlık-yokluk sorunsalına kilitleyen bu antlaşmalar, Türklerle Kürtler arasında sözü çok edilen bin yıllık ortaklığa ve kardeşliğe kesinlikle aykırıdır. Fakat sorulmayan soru, bu aykırı antlaşmalardan kimin sorumlu olduğudur. Hem Kürtleri bazı hegemonik güçlerle girilen ilişkiler sonucunda verilen tavizler karşılığında varlıksal olarak dörde böleceksin, hem de ‘Kürtlerden bazıları bin yıllık kardeşliği bozuyor’ diyeceksin!”
 
SOYKIRIMIN EŞİĞİNE GETİRİLMESİ
 
Gerçekleri gözardı eden bu yaklaşımın Kürt sorununu tüm Cumhuriyet tarihi boyunca kültürel soykırımın eşiğine kadar getirdiğinin altını çizen Abdullah Öcalan, “Kürt sorunu gerçekten bin yıllık stratejik dostluk ruhunu tamamen bir tarafa iten, inkâr eden anlayış ve uygulamalar nedeniyle sadece ekonomik, sosyal, siyasal ve askeri bir sorun olmaktan çıkıp, bir halkın kültürel varlığı-yokluğu meselesine dönüştü. İsyanlar (1925-1940) bu varlık-yokluk sorunundan kaynaklandığı gibi, bu amaç için kullanıldı da. İttihatçı zihniyet açık ki Kürtleri de hem devletten hem toplumdan dışlamak istiyor, toplum olmaktan çıkarmayı dayatıyordu. Onun için bu politika uzun yıllar boyunca sürdürülen ‘Kürtler var mı yok mu?’ sorununa dönüştü. Cumhuriyet’in kurucu unsuru olmaktan çıkarılıp bu yokluk sürecine sokulmanın ne denli dehşet verici bir yönelim olduğunu azıcık bir empatiyle anlamak gerekir. Kürt sorunu bölünme sorunu değil, yokluk sürecinden çıkma ve tekrar tarihe yaraşır stratejik dost, ortak ve kardeş olma konumuna ulaşma sorunudur. Bu gerçeği kavramak ancak vicdanlı bir empati anlayışıyla mümkündür” dedi. 
 
ÇÖZÜMÜN İLK ŞARTI: SİVİL ANAYASA
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan, 2009 yılında kaleme aldığı Yol Haritası’nda, Kürt sorununda çözümün yolunu da gösterdi. Bunun için yeni ve toplumsal konsensüse dayalı bir sivil anayasa ihtiyacı çözüm için başta gelen şart olduğunu vurgulayan Abdullah Öcalan, şunları belirtti: “Bu temelde tüm toplumsal kesimlerin konsensüsüyle garanti altına alınacak temel bireysel ve toplumsal haklarla, ifade özgürlüğü ve demokratik örgütlenme hakları belirleyici önem kazanmaktadır. Bireysel ve toplumsal özgürlükler ve haklar üzerinde yükselecek bir anayasa, Cumhuriyet’in demokratik, sosyal, laik ve hukuki niteliğini gerçek anlamda işlerliğe ve güvenceye kavuşturacaktır. Bu anayasal çerçevede diğer toplumsal sorunlarda olduğu gibi Kürt sorunu da çözüm yoluna konulabilecektir. Katı ulus-devlet gömleğini esneten bir Cumhuriyet, Kürtlerin bireysel ve toplumsal haklarını kazanması sonucunda, bölünmek şurada kalsın, tarihte hep kurucu unsur olarak rol oynamış temel bir direğin daha da sağlamlaştırılmasıyla gerçek ve kalıcı bir demokratik bütünlüğe kavuşmuş olacaktır. Bu temelde yaşadığı ağır travmalardan, sonu gelmez mal ve can kayıplarından, acı ve gözyaşlarından kurtulmuş olacaktır. Böylelikle ülke ve milletin güvenliği, kalkınması ve mutluluğu kalıcı kılınacaktır.”
 
EN BÜYÜK KRİZDEN ÇIKIŞIN YOLU 
 
Abdullah Öcalan, tüm hızıyla devam eden, hem devlet hem toplum içinde yaşanan Cumhuriyet tarihinin bu en büyük krizinden nasıl çıkılacağının, mevcut güçlerin tavırlarıyla belirleneceğinin altını çizerek, “Tartışma ve demokratik anayasa arayışı bu krizin hem nedeni hem sonucudur. Daha doğrusu, ikisi birbirini doğuran aktif bir dinamizm içindedir. Kürt sorunu bu durumda yine başat konumdadır. Aslında bu gerçeklik tarihin derin bir ilkesiyle ilgilidir; o da toplumsal sorunların zorla bastırılamayacağı, fırsat bulur bulmaz kendini her zamankinden daha şiddetli biçimde hissettireceğidir. 1920-1925 dönemi bu açıdan tarihin en ilginç bir dönemi olarak adeta yeniden bir döngü halinde yaşanmakta, ama tüm kurucu müttefikler bu sefer bastırılmak için değil, vaktinde inşa edilemeyen demokratik cumhuriyeti yeniden inşa etmek için sanki işbaşına çağrılmaktadır. Tarihle şimdi arasındaki ince hat ve bunun döngüsellik olarak yorumu, bu gerçeği daha doğru kavramaya ve tarihsel rolleri oynamaya fırsat tanımakta ve şans vermektedir” diye belirtti.
 
DEMOKRATİK ÇÖZÜM TARİHSEL ÖNEMDE
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan, demokratik çözümün tarihsel önemde olduğunu vurgulayarak, “Türkiye’nin demokratikleşme sürecine girmesi ile Kürt sorunundaki demokratik çözüm bir madalyonun iki yüzü gibidir. Bir yüz diğersiz olmaz. Çözümün Türkiye üzerindeki boyutlarını biraz somutlaştırmaya çalışırsak, daha aydınlatıcı olacaktır. Her şeyden önce ilkesel yaklaşım gözardı edilemez. İlkesi ve sistemi olmayan çözümler hem anlaşılır olmaz hem de günübirlik pansuman tedavisinden öteye sonuç vermez. Düşünülen çözüm, Batı kapitalist hegemonik sistemi ister dağılsın, ister devam etsin, tüm bu yapısal dönem boyunca uygulanması ve yaşanması savunulan bir çözüm olasılığıdır” önerisinde bulundu.
 
MA / Özgür Paksoy

Diğer başlıklar

11:12 Aileler İmralı’ya gitmek için başvurdu
11:08 İran 3 Kürt’e idam cezası verdi
10:59 Keskin Bayındır: Eksenimiz Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüdür
10:55 DEM Parti’den polis şiddetine tepki: Yasal işlem başlatılsın
10:41 Êlih'te gece gündüz direniş
10:08 Ahoo Deryaei için çağrı: Hayatı tehlikede
09:55 Gözaltında gördüğü şiddet nedeniyle eli yarıldı
09:29 Narin Güran davası ikinci gününde: Failler hala belirsiz GÜNCELLENİYOR
09:14 Ankara'dan tepki: Keyfinize göre kayyım atayamazsınız
09:13 Xelfetî belediye eşbaşkanları: Kayyımları göndereceğiz
09:12 Çıplak aramaya karşı çıkan tutsağa soruşturma
09:11 Narin Güran davasında ikinci gün
09:10 Savunması alınmadan hücre cezası verildi
09:09 Ortak mücadele çağrısı: Kayyım kadın iradesine saldırıdır
09:07 Tiryaki: Halk sokaklarda çözümün adresini gösteriyor
09:05 Arhavi'den Kazdağları'na talanın adı: Cengiz Holding
09:04 Umut Kitapevi bombalanmasının üzerinden 19 yıl geçti
09:03 Kürt dilinde araştırma görevlisi alımına Türkçe mezuniyet şartı
09:03 Abdullah Öcalan'ın Yol Haritası'nda Türk-Kürt ilişkileri
09:00 08 KASIM 2024 GÜNDEMİ
07/11/2024
23:59 9'uncu Yargı Paketi Meclis'ten geçti
23:28 ‘Yaralarım Aşktandır’ oyununa izleyiciden tam not
23:01 Şirnex Barosu’ndan Mêrdîn’deki nöbet eylemine destek
22:53 Êlih’teki gençlerin direnişi 4’üncü gününde
22:41 Qoser’de havai fişekli protesto
22:35 Suriye çölünde 10 ayda 585 kişi öldürüldü
22:09 Mêrdîn’de 3 gözaltı
21:37 Mersin’de binler yürüdü: Kayyıma geçit yok
21:29 Türkiye'den sınır dışı edilen yurttaş Efrîn'de kaçırıldı
20:43 Bursa'da çıkan yangın Balıkesir'e sıçradı
20:18 Hol Kamp'ın da 50 DAİŞ'li yakalandı
20:12 ‘Kadının soyadı’ düzenlemesi yargı paketinden çıkarıldı
20:00 Darp edilen 4 kişi tutuklandı
19:54 DEM Parti Kadın Meclisi 25 Kasım startını verdi
19:50 Alevi kurumlarından Dervişoğlu’na tepki
19:34 Çayçî: Toplumsal sorunları kadınlar sahneye taşıdı
19:10 Irak, İsrail'i vurdu
18:57 Amed’de ilçe belediyeleri toplantılarını halkla aldı
18:28 Yıllar Kibar ve Mutlu Akyüz tahliye edildi
18:18 Kayyım protestoları: Gaspçılara kentlerimizi teslim etmeyeceğiz
17:54 Xelfetî’de nöbet sürüyor: Belediyede hırsız var
17:33 Lübnan’dan 20 bin 331 kişi Kuzey ve Doğu Suriye’ye geldi
16:45 Adana’da gençlerden YÖK protestosu
16:21 Narin Güran duruşmasının ilk günü bitti: Herkes birbirini suçladı
16:12 İHD Eş Genel Başkanı: Tecridi kaldırın sorunlar çözülsün
15:45 Êlih halkı polis saldırısına karşı direnişte
15:25 'Öcalan’ın uzattığı barış eli tutulmalı'
15:11 Bagok'ta askeri operasyon sürüyor
15:01 Êlîh’teki polis şiddeti Meclis'e taşındı
14:59 Polis şiddetine karşı suç duyurusu
14:42 Êlih’te direniş 4’üncü gününde: Direnmeye devam edeceğiz
14:39 'İktidar ülkeyi çocuk ve kadın mezarlığına çevirdi'
14:38 Özgür Özel: MİT tüm siyasi partileri bilgilendirmeli
14:15 Tutsak Bayhan'ın kitapları için TÜYAP'ta imza günü düzenlenecek
14:10 Xelfetî Belediye Meclisi toplandı: Duvarlar arasında yönetmek için seçilmedik
14:08 Kayyıma karşı direnişin engel tanımayan yüzü
14:07 Denizli'de ‘çocuğa sistematik tecavüz' davası görüldü
13:56 Grevdeki aile hekimlerinin talepleri
13:41 Ahmet Özer soruşturmasından gizli tanık çıktı
13:28 Esenyurt Belediyesi’ne girişleri engellenen CHP’liler: Geri çekilmeyeceğiz
13:21 Polisten engelli yurttaşa köpekli işkence
13:13 Fatma Oğur'u katleden Kaçak'a ağırlaştırılmış müebbet
12:18 Darp edilerek gözaltına alınan çocuklar serbest bırakıldı
12:13 Keskin Bayındır: Sokaklarda direnmeyi sürdüreceğiz
12:08 İçişleri Bakanlığı: Bakırhan hakkında yasal işlem başlatıldı
12:00 Kadınlar: Narin'in failleri bulunana kadar mücadele edeceğiz
11:56 Avukatlardan İmralı için yeni başvuru
11:41 Nöbet alanına konulan zırhlı araç tepki sonrası geri çekildi
11:36 Doğan'dan çağrı: Sözün gereği yapılmalı
11:33 İzmir'de operasyon: Çok sayıda gözaltı
11:26 'Kürt Sorunu için Bütünlükçü Barış Yöntemi' raporu
10:48 Önceki dönem görevden alınan eşbaşkan: Güçlüyüz ve kazanacağız
10:36 Basın meslek örgütleri: Gazetecilere yönelik şiddeti kınıyoruz
10:08 Mehmet Öcalan: Devlet aklı söylediklerinin gereğini yapmıyor
09:37 Mêrdîn'de kayyım atama kararı yargıya taşındı
09:21 Narin Güran duruşması: Ara verildi
09:15 Enternasyonalist gençler: Krizlere alternatif Demokratik Konfederalizm
09:08 Ayla Akat Ata: Kayyımlar gidecek, direnişe devam
09:07 Êlih Belediye Eşbaşkanı Işık: Halkın iradesine sahip çıkmakta kararlıyız
09:06 CHP'den 'İradene sahip çık' çağrısı
09:05 TOD-DER Başkanı: Çözüm için Abdullah Öcalan ile görüşme yapılmalı
09:03 Kayyımlara karşı sokaklarda mücadele çağrısı
09:02 Wanlılar: Çözüm isteniyorsa muhatap Öcalan'dır
09:01 ‘Çocukların geleceği için yerel yönetimler güçlendirilmeli’
09:00 07 KASIM 2024 GÜNDEMİ
08:17 Narin Güran davası: Tutuklu sanıklar adliyeye getirildi
06/11/2024
23:45 9. Yargı Paketi'nin 5 maddesi kabul edildi
23:20 Mêrdîn Büyükşehir Belediyesi önündeki nöbet sürüyor
23:09 Gençler direnişte: Uyuma iradene sahip çık
22:40 Bismil’de şüpheli ölüm
22:25 İsrail’in Lübnan saldırısında 30 kişi yaşamını yitirdi
22:08 Êlih’in 10 mahallesinde gençler direnişte
21:52 Nisêbînliler irade gaspına karşı yürüdü
21:35 Gong oyununa yoğun ilgi
21:29 İstanbul sokaklarında duvar yazılamalı kayyım protestosu
21:25 CHP’nin ‘Demokrasi Nöbeti’ üçüncü gününde
20:42 Yeni Yaşam'a Abdullah Öcalan gerekçeli toplatma kararı
20:15 Êlih’te sahte plakalarla pusu kuran polisleri teşhir etti
20:00 Polisin ulaşımını belediye otobüsleri sağlıyor
19:47 Bayındır: Kürtler düşmanlığınıza baş eğmeyecek
Işık: Kayyımlara karşı dimdik duracağız
19:39 Êlih’te zırhlı araç halkın direnişi karşısında işlevsiz kaldı
19:34 HDP binasına saldırı davasında tanık hakkında zorla getirme kararı
19:23 FİSA'dan MESEM raporu: Çocukların hayatı ev ve işyeri arasında sıkıştırılıyor
19:15 DEM Parti'den Yerlikaya’ya: Êlîh'te siyah cerrahi maskeler takanlar kim?
18:49 Kadınlar kayyıma karşı yürüdü: Haklıyız kazanacağız
18:44 MHP fon alan basın kuruluşlarını hedef aldı
18:35 BM Cenevre ofisinin önünden seslendiler: Tecrit ve kayyıma son verin
18:30 Kadınlar Xelfetî Belediyesi önünde: Jin jîyan azadî felsefesiyle direneceğiz
18:20 Bedlîs Barosu eski Başkanı Fuat Özgül serbest
18:07 Ahmet Özer’in tutukluluğuna itiraz reddedildi
17:41 Eşbaşkan Sönük’ten kayyıma şiirli yanıt
17:33 Dîlok'ta kaçırılan çocuk katledilmek istendi
17:27 YÖK protestosu: Demokratik üniversiteler için ses yükselteceğiz
17:25 Mêrdîn kayyımı yardımcısını belediyeye görevlendirdi
17:12 ‘İrade gaspına karşı direnerek kazanacağız’
17:09 DEM Parti Kandıra Cezaevi’ndeki ihlalleri paylaştı
16:44 Êlih'te sokaklar direniş alanı
16:32 Ahmet Türk: Demokratik birliği oluşturup itirazımızı yayalım
16:30 Xelfetî'de gözaltında çıplak arama, şiddet ve tehdit
16:24 Hol Kampı'nda ‘Kalıcı Güvenlik Operasyonu’ başlatıldı
16:19 İşçi cinayeti: Vinç devrildi, operatör hayatını kaybetti
15:56 Kerboran'da kaza: 3 ölü, 5 yaralı
15:43 Yürütmesi durdurulan fabrika için ÇED süreci yeniden başladı
15:42 İl Sağlık Müdürü’nden grevdeki hekimlere baskı iddiası
15:36 Karacabey: Kadınlar eril düzenin araçlarını kullanmamalı
15:33 3 gün yoğun bakımda tutulan tutsak cezaevine geri götürüldü
15:29 OSB yapılmak istenen merada bilirkişi keşfi yapıldı
15:28 Bahçelievler'de özel okulda yangın
15:26 Ahmet Türk: Çözüm için sofra kurmuşsunuz ama üzerinde bir şey yok
15:19 Bagok’ta askeri hareketlilik
14:33 HES'e karşı nöbet sürüyor: Askerler geri çekildi
14:28 Wan’da ‘iradeye saygı' eylemi: Kayyıma geçit vermeyeceğiz
14:22 İHD Marmara Bölgesi cezaevi raporu: 3 ayda bin 525 ihlal
14:14 Mezopotamya Psikologları Derneği: Kayyımları reddediyoruz
14:10 Êlih kayyıma karşı ayakta: Mutlaka kazanacağız
13:39 Mêrdîn Barosu kayyım protestosundaki ihlallere karşı stant açtı
13:37 Meclis üyelerinin Esenyurt Belediyesi'ne girişine engel
13:33 Xelfetî'de irade gaspına karşı ortak mesaj: Birlikte kazanacağız
13:08 Gemicioğlu’nun raporları ATK’ye gönderilecek
13:06 İHD'den İçişleri Bakanlığı'na kayyım mektubu: Karardan dönün
13:03 Özer'in avukatı: Algı operasyonu yapılıyor
13:00 Öldürmeye teşebbüs eden failin duruşması ertelendi
12:48 MKG’den Ekim raporu: 6 kadın gazeteci gözaltına alındı
12:42 İSİG: Ekim'de 164 işçi yaşamını yitirdi
12:14 Êlih’te kayyıma karşı direniş yürüyüşle sürecek
12:12 Toplumsal Barış ve Diyalog Derneği kuruldu
11:59 Xelfetî'de direniş sürüyor: Kayyım zulmünü kabul etmiyoruz
11:48 Dervişoğlu’ndan soykırım tehdidi
11:22 Özer'in tutukluluğuna itiraz edildi
11:03 Seçimleri Trump kazandı