Trump'ın yeni döneminde Ortadoğu'yu neler bekliyor?

img

ANKARA - Trump’ın yeni döneminde ABD'nin Ortadoğu politikasında ciddi bir değişikliğin olmayacağını belirten Siyaset Bilimci Dr. Mustafa Peköz, Türkiye'nin ilişkilerini geliştirmek için ilk olarak Hamas ve İsrail politikasında değişime gitmesi gerektiğini söyledi.  

ABD'de 5 Kasım'da yapılan seçimlerde Cumhuriyetçi Donald Trump kazandı. Trump'un yeniden başkan seçilmesiyle birlikte ABD'nin Ortadoğu'da strateji değişikliğine gidip gitmeyeceği merak konusu. Donald Trump'ın ilk döneminde, Türkiye-ABD arasında büyük krizler patlak vermişti. Ancak buna rağmen Kuzey ve Doğu Suriye'nin kimi kentlerine dönük Türkiye saldırılarına yeşil ışık yakılmıştı. Trump ve yönetiminin, Ortadoğu'da ortaya çıkan yeni denklemler kapsamında nasıl hareket edeceği henüz bilinmiyor.  
 
 
Siyaset Bilimci Dr. Mustafa Peköz, ABD seçimleri ve bunun Ortadoğu'ya yansımalarına dair Mezopotamya Ajansı'nın (MA) sorularını yanıtladı. 
 
Trump’un ikinci kez seçilmesi beklenen bir durum muydu? 
 
Trump dahi cumhuriyetçilerin önemli bir kesimi bu düzeyde bir farkın olacağını beklemiyorlardı. Seçimden bir gün önce yapılan anketlerde dahi Haris ve Trump birbirine çok yakın görünüyordu. Trump, hem oy oranında hem de delege sayısında önemli bir fark attı. Trump toplumun önemli bir kesiminin desteğini aldığı söylenebilir. ‘Hristiyan Milliyetçiliğini’ savunan, ABD’de oldukça güçlü olan ‘Evanjelik Hristiyanlar’, "Amerika'yı Yeniden Büyük Yapma" sloganını ile ön plana çıkan aşırı sağcı gruplar, muhafazakar ‘Heritage Foundation' gibi Think Tank kuruluşları, Elon Musk gibi dijital teknolojiyi temsil eden küresel şirketler, Amerika’nın önemli Yahudi kurumları ve İsrail hükümeti de doğrudan Trump’ı destekledi.
 
Trump'ın kazanması ABD iç dinamiklerini nasıl etkiler? 
 
Trump, birinci döneme göre daha güçlü. Ama ABD’nin iç dinamiklerinde nasıl bir değişim yaratacağı da bir o kadar merak ediliyor. Trump ekibinin ve Think Tank kuruluşlarının ortaklaşa hazırladıkları “Proje 2025” stratejisi, ABD’nin bugüne kadar devam eden iç sisteminin değiştirilmesini, kurumların gücünün azaltılarak, Başkanın yetkilerini çok ciddi düzeyde arttırılmasını savunmaktadırlar. Böyle bir adımın atılması, özellikle eyalet dengeleri üzerine kurulmuş sistemin tasfiye edilerek, yeniden organize edilmesi çok ciddi sorunlara yol açacağı bilinmektedir. 
 
Siyaset Bilimci Dr. Mustafa Peköz
 
 Trump ve ekibi böyle bir riski alır mı?
 
ABD’de stratejik kurumlar veya bakanlıklar var; Dışişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı, Hazine Bakanlığı, CIA, FBI, Ulusal Güvenlik Danışmanı, FED... Örneğin ABD’de tarım bakanını tanıma oranı belki yüzde 40’tır. Ama Ulusal Güvenlik Danışmanının tanınma oranı yüzde 80’dir. Trump bu kurumlara kendisine yakın birini atayabilir. Dahası aday gösterebilir. Çünkü göreve başlayabilmesi için Temsilciler Meclisi'nden onay alması gerekir. Senato ve Kongre çoğunluğu Cumhuriyetçilerden olduğu için kendi ekibini rahat seçecektir. Bu nedenle sistemin kodlarıyla temelden oynaması çok zor görünüyor. 
 
 
Trump'ın önceliği ABD'yi içte güçlü kırmaktır. Düzensiz göç için yeni yasal önlemler alacak. Trump’ın üzerinde duracağı önemli konulardan biri de ABD’nin ekonomik olarak güçlendirilmesidir.
 
Trump’ın önceliği ABD’yi içte güçlü kılmaktır. Planlamasını buna göre yapacağını sıklıkla dile getirdi. Göçmenler politikasındaki katı tutumunu devam ettirmenin ötesinde düzensiz göç için yeni yasal önlemler alabileceği söylenebilir. Ancak ABD’nin nitelikli göçe ihtiyaç olduğu da biliniyor. Bu nedenle çok yönlü bir göç politikası izleyecektir. Trump, 4 yıllık yeni döneminde nitelikli göçmene ihtiyaç duymakla birlikte dış göçü sınırlayarak, ABD’li vatandaşlara iş olanakları yaratmak gibi bir politikayı uygulamaya koyacağı belirtiyor. Böyle bir kararın beklenen başarıyı göstermesi son derece zor görünüyor.  
 
Trump’ın üzerinde durduğu önemli konulardan biri de ABD’nin ekonomik olarak güçlendirilmesidir. Dünyada en fazla borcu olan ülke ABD olduğunu bir çoğumuz bilmeyiz. 1 Ocak 2024 tarihinde ABD’nin dış borcu 34 trilyon dolar olduğu açıklandı. Trump’ın önceliği özellikle Çin, Hindistan, Vietnam gibi ülkelere giden ABD merkezli küresel sermayeyi yeniden ABD’ye getirme iddiasıdır. Bunun ne kadar mümkün olacağını tahmin etmek son derece zor. Sermayenin karakteristik özelliği gereği, Asya’dan çıkıp ABD’ye tekrardan geleceğini sanmıyorum. Çünkü Çin, Hindistan, Vietnam gibi ülkelerde kar maksimaldir. Unutmayalım ki Trump’ın da vergiden kaçmak için şirketini Çin’e taşıdığı ve orada vergi ödediği ortaya çıkmıştı.
 
Trump'ın uluslararası politikasında hangi konular öne çıkar? 
 
ABD’nin yeni yöneticileri bakımından iki husus tartışmaya açıktır. Birincisi; Birleşmiş Milletlerin yapısıyla ilgilidir. ABD, BM ekonomik giderlerinin yaklaşık yüzde 30’unu karşılıyor. Trump, birinci döneminde de buna karşı çıkmıştı. Hatta Dünya Sağlık Örgütü’ne yapılan yardımları kestiği gibi üyeliğini dondurmuştur. Trump ekibi, BM'ye yapılacak olan yardımın sınırlandırılması, diğer ülkelerin katkı paylarının arttırılmasını savunmaktadırlar. Ayrıca BM Güvenlik Konseyi’nin yeniden düzenlenmesi gerektiğini belirtiyor. Önümüzdeki dönemde BM dahi dünyanın önemli küresel kurumlarının radikal bir şekilde yeniden dizayn edilmesi önerileri hangi düzeyde uygulanabilir? Böyle bir yönelimin radikal bir tarzda yapılma istemi küresel dünyada yeni bir kaosun doğmasına yol açma riski var. Ancak BM yapısının yeniden tanımlanması ve hatta daha aktif bir yapıya kavuşturulması, BM büynesinde bir ‘Dünya Hükümeti’nin kurulması tartışmalarıyla çok daha fazla muhatap olacağız. 
 
 
Trump, BM'ye yapılacak olan yardımın sınırlandırılması, diğer ülkelerin paylarının arttırılmasını savunmakta. İkinci husus ise, NATO'dur. ABD'nin NATO'ya katkısını sınırlandırmak için AB'yi zorlayabilir. 
 
İkinci husus ise, NATO’dur. Trump birinci döneminde de ABD’nin NATO’ya yaptığı ekonomik katkıyı sınırlayacağını, özellikle AB ülkelerinin (Almanya, Fransa, İspanya, İtalya gibi ülkeler) daha fazla sorumluluk almaları gerektiğini belirtmişti. Trump, AB ülkelerini bunun için zorlayabilir ama NATO’nun işlevsizleşmesine yönelik bir politikayı hiçbir şekilde uygulamaya koymaz. NATO esasen Pentangon tarafından yönetiliyor, bu nedenle belirlenen askeri politikalardan esasa ilişkin bir değişim söz konusu olmayacağı söylenebilir.  
 
ABD'nin Ukrayna politikasında bir değişiklik olur mu? 
 
Trump, Ukrayna savaşını bitireceğini açıkladı. Doğal olarak ‘bu nasıl olacak’ sorusu gündeme geliyor? Öncelikli Biden döneminde yapılan milyarlarca dolar yardımı önemli ölçüde kesecek. AB ülkelerine 'Savaş Avrupa topraklarında ve siz finanse edin' diyecek. Trump, Zelenskiy’e Putin ile masaya oturmasını ve Rusya’nın işgal ettiği topraklardan vazgeçmesi tavsiyesini yapacak gibi görünüyor. Ya da Putin’e belirli bölgelerden çekil ve barış imzala diyebilir. AB ve özellikle Zelenskiy buna benzer önerileri kabul etmezse, ABD’nin askeri yardımları kesilebilir ve NATO’nun da sürece dahil olmasını engeller. 
 
Trump yönetiminin özellikle Çin stratejisi de merak ediliyor. Trump'ın bir değişiklik yapması bekleniyor mu? 
 
Trump yönetiminde görev alacak olan kadroların önemli bir kesimi Çin’i, ABD’nin geleceği için önemli tehlike olarak görüyor. Hatta Çin ile askeri çatışmaya hazırlanmak gerektiğini iddia edenler var. ABD’nin Uzak Asya ya da Pasifikler Stratejisi, Başkanları aşan bir karardır. Dün Biden bu politikayı uyguladı. Bugün de Trump uygulayacak. Bu nedenle Japonya, Avusturalya, Filipinler başta olmak üzere Uzak Doğu Asya ülkeleriyle oluşturulan askeri, ekonomik ve politik gerekçeleri olan ‘Pasifikler Stratejisi’ ile Çin’in gelişme eğiliminin sınırlandırılması hedefleniyor. 
 
Trump yönetiminde ABD'nin Çin ile askeri bir çatışma söz konusu olur mu? 
 
Bunun çok çok zor olduğunu söylemeliyiz. Çin ile çatışma riski Tayvan üzerinde olma olasılığı çok daha fazla. Olası bir Tayvan krizi, Çin-ABD ikilisinin doğrudan silahlı bir çatışmaya dönüştürmesi son derece zor. Ama ABD’nin yeni yöneticileri, Çin’in küresel çaptaki gelişmesinin durdurulması gerektiğini dikkat çekiyorlar. Peki bu nasıl gerçekleşecek. Henüz net bir cevap yok.
 
En merak edilen konuların başında ABD'nin Ortadoğu politikasında değişiklik olup olmayacağıdır. Nasıl bir değişim olur? 
 
ABD’nin belirlediği ve bugün uygulamakta olan Ortadoğu politikasında esasa ilişkin bir değişmenin olacağını düşünmüyorum. Hatırlarsanız; Trump birinci döneminde Ortadoğu'da çekilmek istediğini söylemişti ama bu açıklamadan sonra hem Pentangon bir uyarı yaptı hem de küresel şirketlerin çok ciddi bir tepkisiyle karşılaştı. Özellikle Pentangon’un açıklamalarından sonra hemen fikrini değiştirdi, Ortadoğu'da kalıcı olacaklarını belirtti. 
 
 İsrail'in yeni saldırıları Ortadoğu'daki dengeleri değiştirdi. Yeni dönemde ABD-İsrail ilişkileri nasıl olur? Trump, İsrail’i koşulsuz desteklemeye devam edecek mi? 
 
 
ABD'nin Ortadoğu politikasında esasa ilişkin bir değişim olmaz. Trump, ikinci döneminde de İsrail'i koşulsuz desteklemeye devam edecektir. 
 
ABD'nin Ortadoğu stratejisinin merkezinde hiç şüphesiz ki İsrail bulunuyor. İsrail, 6-7 Ekim 2023'te Hamas'ın saldırıları sonrası zor ve şiddet kullanarak, Ortadoğu'yu yeniden dizayn etme askeri stratejisini önüne koydu. Bu süreç, hızı düşük olsa da devam edecek. Trump yönetimi, İsrail’in bölgesel politikalarına uygun adımlar atma konusunda tereddüt etmez. Bölge ülkeleri ile olan ilişkilerini de bu çerçevede ele alıp değerlendirecektir. Örneğin Körfez ülkelerinin bugüne kadar İsrail'e karşı açık tutum almamış olmaları, hatta Hamas ve Hizbullah’ın tasfiyesini dolaylı olarak destekledikleri çok net olarak görülüyor. Trump, birinci başkanlık döneminde 3 stratejik hamle gerçekleştirdi. Kudüs'ün İsrail'in başkenti olduğunu kabul etti ve ABD Büyükelçiliğini buraya taşıdı. ‘İbrahim Anlaşmaları’yla Körfez ülkelerine uygulanan politik ve diplomatik baskıyla İsrail ile normalleşme sürecini başlattırdı. İsrail’in Suriye’ye ait olan Golan Tepeleri'nin işgaline ilhaka dönüştürmesini resmi olarak kabul etti. Trump, ikinci döneminde de İsrail’i koşulsuz desteklemeye devam edecektir.
 
İran da ABD'nin politikalarının merkezinde yer alan bir ülke. Trump’ın İran politikasında bir değişim öngörüyor musunuz? 
 
Bölgedeki dengelerin değişmesinin merkezinde İran bulunuyor. Askeri ve politik gücü kırılmış bir İran, hem İsrail hem de Körfez ülkeleri için tercih edilen bir durum. Trump yönetimi, İran'ın bölgedeki askeri gücünü zayıflatmak için ciddi bir baskı yapacaktır. Hatta İran'ın zor kullanılarak değiştirilmesi için ABD'nin askeri güç kullanması kimseye sürpriz gelmemelidir. Biden yönetiminin Ortardoğu’ya çok sayıda B-52 bombandırman uçakları, F-15 ve F-22 savaş uçağı konuşlandırması aslında İran’a yönelik bir savaş hazırlığı yapıldığını gösteriyor. ABD basınında İran’ın Trump’a karşı bir suikast hazırlığı yaptığına dair haberlerin yoğunlaşmış olması olası bir saldırı için gerekçenin şimdiden hazırlanmasıdır. Biden yönetimi olmasa dahi Trump’ın İran’a yönelik kapsamlı bir saldırı yapabileceğini şimdiden hesaba katmalıyız. Eğer İran rejimi, İsrail’in gerçekleştirdiği hava saldırısına cevap verirse ABD’nin karşı operasyonu gecikmeden devreye girer. Bu nedenle önümüzdeki dönemde Bush döneminde şer eksen ülke olarak gösterilen İran’a yönelik saldırının bu dönemde gündeme gelmesi sürpriz olmaz.
 
 İkinci Trump döneminde en çok merak edilen konuların başında ABD-Türkiye ilişkileri geliyor. Neler bekliyor bizleri? 
 
Bu soru sorulurken genelde Trump'ın birinci döneminde Türkiye-ABD ilişkilerinin çok iyi olduğu algısına dayanıyor. Ben böyle olduğunu düşünmüyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan istediği zaman Trump'ı telefonla arayıp hal-hatır sorabiliyordu. Ancak bugüne kadar hiçbir ABD başkanı, Trump kadar Türk devlet yöneticilerini aşağılamadı. Hiçbir ABD başkanı, Türkiye'nin Cumhurbaşkanına ya da başbakanına 'aptallık etme' demedi. Ya da twit atarak 'ekonomini batırırım' demedi. Trump, yeni dönemde Biden'ın aksine Erdoğan ile görüşür, hatta Beyaz Saray'a davet eder. Davet edilmesi ilişkilerin düzeleceği anlamına geliyorsa; sorun değil. Ancak gerçeğin böyle olmadığını hepimiz biliyoruz. Yeni dönemde Trump'ın Ankara'ya yönelik izleyeceği politikanın merkezinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Hamas politikası ve İsrail’e yönelik izlediği siyaset yer alacaktır. Ankara’ya en büyük sürprizi veya jesti S-400’lerin kullanılmayacağı konusunda ABD’ye askeri bir teminat yani resmi bir güvence verirse, belki F-35’ler projesine dahil edilmesi konusunda bir kısım olumlu gelişmeler yaşanabilir.
 
 Şunu mu kastediyorsunuz; Türkiye, ABD ile ilişki kurmak istiyorsa Hamas ve İsrail politikasını değiştirmesi gerekiyor. 
 
 
 Trump, Erdoğan'ın ağzından 'Hamas terörist bir örgüttür ve İsrail bir terör devleti değildir, bizim stratejik ortağımızdır' sözünü duymak isteyecektir. Bu olmazsa Washington'un Ankara politikasında değişim olmaz. 
 
Evet, bu zorunlu ve kaçınılmaz olarak böyle olacaktır. Aksi takdirde yeni Washington yönetiminin, Ankara politikası esasen bugünkünden farklı olmaz. Trump, çok açık bir şekilde Erdoğan'ın ağzından 'Hamas terörist bir örgüttür ve İsrail bir terör devleti değildir, bizim stratejik ortağımızdır' sözünü duymak isteyecektir. Ya da ABD'nin olası bir İran saldırısında Türkiye'nin hava ve kara üslerini ya da sınır bölgelerinin kullanılmasına izin verilecek midir? Buna benzer sorularda olumlu cevaplar alınmadığı sürece Washington'un Ankara politikası sanıldığı gibi ciddi bir değişime uğramayacaktır. Dediğim gibi sadece Erdoğan'ın Beyaz Saray'a çağrılması olumlu bir gelişime olarak görülecekse, Trump bunu yapar. Erdoğan'ı çağırdığında ise isteklerini masaya koyar ondan sonra da Erdoğan'ın kararını bekler.
 
 ABD-Türkiye ilişkilerini belirleyen noktaların başında Kürtlere dönük politika geliyor. Yeni yönetim Federe Kurdistan Bölgesi'nde nasıl bir politika izleyecek?
 
Saddam'ın askeri güç kullanılarak iktidardan uzaklaştırılmasından bu yana Irak'ta beklenilen politik bir istikrar sağlanmadı ve sağlanamayacağı da küresel aktörlerin bildiği bir durum. Bölgedeki küresel güçlerin Irak'ın üçe bölünmesine yönelik ek bir planı hazırladıkları da bilinmektedir. Ancak bugünkü konjektürde bu planları yaşama geçirmek yerine Bağdat merkezi iktidar gücünün korunmasını tercih etmektedirler.
 
Yine küresel güçler için Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin fiilen bir devlet gibi konumlandırılmasını da aktif olarak desteklemektedirler. Örneğin ister cumhuriyetçiler istersen demokratlar olsun bütün ABD yöneticileri, Irak'taki askeri güçlerini çekmeyi tartışırlarken, tersine Irak Kürdistan Bölgesi'ndeki askeri güçlerini daha fazla güçlendirmeyi her zaman benimsemişlerdir. Bana öyle geliyor ki Trump'ın yeni dönem politikasında, Kürdistan Bölge Yönetimi'nin kendi iç sorunlarını hızla çözerek ordu, parlamento ve kurumsal yapıların merkezileşmesi için çok daha fazla baskı yapabilir. Ayrıca İran ile olası bir savaşta, ABD’nin IKYB’deki üstleri önemli bir rol üstlenecekler.
 
Kuzey ve Doğu Suriye politikasında bir değişim söz konusu olabilir mi?
 
ABD'nin Kuzey ve Doğu Suriye'deki askeri politikasında esasa ilişkin bir değişikliğin yapılacağını düşünmüyorum. Ortadoğu'nun değişik bölgelerine yapılacak olası bir askeri müdahalelerde, Kuzey ve Doğu Suriye'de eğitilmiş ve ağır silahlarla donatılmış 110 bin kişilik bir askeri gücün önemli bir misyon üstleneceği açıktır. ABD'nin Kuzey ve Doğu Suriye'deki askeri gücünü arttırması Biden veya Trump'ın kişisel tercihleriyle hiçbir ilgisi olmayıp, ABD ve İngiltere'nin belirlediği Ortadoğu stratejisiyle ilişkili bir durumdur. Aynı şekilde İsrail'in Ortadoğu’yu zor ve şiddet kullanarak değiştirme sürecinde ittifak yapabileceği bölgesel güçlerin içerisinde Kürtlerin çok daha fazla ön plana çıkmaya başladığı söylenebilir.
 
 
 Kim gelirse gelsin ABD'nin Ortadoğu'daki stratejisi ve çıkarları belirleyicidir. ABD'nin Kuzey ve Doğu Suriye'deki askeri politikasında esasa ilişkin bir değişikliğin yapılacağını düşünmüyorum. 
 
Zaten Erdoğan'ın ‘İsrail bize saldıracak, Hamas Kuvayi Milliye ruhu ile bizi koruyor’ söylemenin arkasında İsrail ile Rojava arasında gelişmeye başlayan askeri ve politik ilişkilerin olduğu iddia ediliyor. Bu bakımdan ABD'nin Rojava'dan çekilmesinin söz konusu olacağını düşünmüyorum. Son bir aydır ABD’nin Qamışlo'ya yaptığı askeri sevkiyatta çok ciddi bir artışın olduğu, Kuzey ve Doğu Suriye’ye özellikle askeri hava savunma sistemleri getirildiği basına yansıdı. Şu olasılık pek ala mümkün; SDG’nin (QSD) 110 bin kişilik gücünü tam bir ordu düzeyinde hava ve kara birliklerini askeri olarak donatır ve kendi kendine yeterli hale getirir, bölgede ABD askeri kalmadan kendisini korur o zaman ABD askeri çekilir veya sadece danışmanlık düzeyinde kalabilir. Yani Pentagon, Kuzey ve Doğu Suriye’ye büyük çapta askeri güç yığarken Trump’ın yarın tersi bir politika izleyeceğini düşünmüyorum. Çünkü kim gelirse gelsin ABD’nin Ortadoğu’daki stratejisi ve çıkarları belirleyicidir. 
 
Trump, Qamışlo ile Ankara arasında yeni bir diyalog süreci başlatabilir. Trump, birinci dönemde de SDG Genel Komutanı Mazlum Kobanê'nin bir mektubunu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a göndermişti. Yeni dönemde bu yönlü adımlar atması sürpriz olmaz. Trump, birinci döneminde de General Mazlum Kobanê ile Erdoğan'ı buluşturmak istemişti. Bunu ikinci dönemde yaparsa ve her ikisini Beyaz Saray’da misafir ederse kimse şaşırmasın.
 
Trump,  ismi Savunma Bakanlığı için geçen Mike Waltz’i Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak atadı.  Waltz, Afganistan’da savaşmış ve savaş madalyası alan emekli bir yeşil bereli asker. Görüşlerine gelince; Ukrayna’nın askeri olarak desteklediğini savundu. Pasifiklerde Çin’in mutlak bir şekilde durdurulması gerektiğini söyledi. İran’ın nükleer gücü ulaşmaması için her türlü yolun denenmesine vurgu yaptı. Türkiye'nin Suriye'deki eylemlerini eleştirmiş ve bu eylemleri "işgal" olarak tanımladı. Türkiye'nin Suriye'deki operasyonlarının, bölgedeki güvenlik ve istikrar açısından sorunlar yaratabileceğine dair görüşlerini sürekli dile getirdi. Yine PYD/YPG’yi İsrail’den sonra en iyi müttefiklerinden biri olduğunu vurguladı. İsrail’in güvenliği için ABD’nin hiçbir fedakarlıktan kaçınamayacağını söyledi. Yani, Mike Waltz’in Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak atanması, Trump’ın küresel ve bölgesel politikaları için bir ip ucudur.
 
MA / Selman Güzelyüz

Diğer başlıklar

16/11/2024
22:29 24 kişi gözaltına alındı
22:23 Ankara’da Seyid Rıza anması
21:42 Çin'de bıçaklı saldırı: 8 ölü
20:28 'Demokrasi ve Özgürlük' mitingi için hashtag kampanyası
20:08 Sanatçı Xecê’nin bir konseri daha iptal edildi
19:56 Cengiz Çiçek: Halkların birleşik mücadelesini örgütlüyoruz
19:32 DEDAŞ kazısında kepçe eve girdi: Bir çocuk yaralandı
19:24 Yüzbinler Abdullah Öcalan’ın selamını sloganlarla karşıladı
18:48 Zümrüt: Meydanlardaki sesi duyun
Karamus: Öcalan’ın elini güçlendirelim, artık çözüm zamanıdır
18:29 ‘İktidarlar gelip geçici, halklar olarak bir arada olmalıyız’
18:18 MHP’den seçilmişlere dair yeni teklif
18:10 DBP PM Üyesi Bozkuş son yolculuğuna uğurlandı
18:06 Kıbrıs’ta tecrit yürüyüşle protesto edildi
17:51 ‘Demokrasi ve Özgürlük’ mitingine çağrı
17:41 İmamoğlu Mêrdîn'de esnafı ziyaret etti
17:15 Kadınlar şiddete karşı mücadele yöntemlerini tartıştı
17:00 Babacan: Çözüm konusunda gayret görürsek destekleriz
Bakırhan: Tartışmaların çözüme evrilmesini isteriz
16:49 Eskişehir'de madene karşı yürüyüş
16:38 KESK: Kayyıma karşı halkın direnişi kazanacak
16:18 Dr. Ekinci anıldı: Kürt sorunun çözümü için mücadele etti
16:13 Kayyımlara karşı halk buluşması: Demokrasiye sahip çıkmalıyız
16:08 Xelfetî'de kayyıma karşı yürüyüş: Kaybedeceksiniz
16:06 Kadınlardan AKP'li Zengin'e sorular
15:57 DEM Parti ve DEVA Partisi görüşmesi başladı
15:51 Êlih’te 'Demokrasi ve Özgürlük' mitingi öncesi esnaf ziyareti
15:47 Köln yürüyüşünde 'Öcalan’a özgürlük' talebi haykırıldı
15:28 Hasta tutsakların acil tahliyesi talep edildi
15:25 Bir konser yasağı da Bursa’dan
14:54 DEM Parti Eş Genel Başkanları TBB Başkanı ile görüştü
14:23 İmamoğlu'ndan kayyım tepkisi: Başımızı öne eğen bir durum
13:37 Kayyıma karşı nöbet eyleminde Êlih mitingine çağrı
13:35 ‘Özgür Basın’a yönelik baskılara karşı 90'ların ruhuyla karşı duracağız’
13:25 Cumartesi Anneleri Ali Tekdağ için adalet istedi
13:02 3 kayıp hikayesi
12:53 Werîşe Muradî’nin sağlık hakkı engelleniyor
12:37 HDK Kadın Meclisi toplandı
12:35 Köln’de ‘Özgürlük’ mitingi öncesi yürüyüş
11:28 İmamoğlu Mêrdîn’de
11:09 Tekirdağ’da yaşamını yitiren çocuklara dair savcılıktan açıklama
10:47 Zehirleme olayıyla ilgili 2 tutuklama
09:49 Ahmet Kaya'sız 24 yıl
09:48 25 Kasım’a çağrı: Kadının özgürlüğü toplumun özgürlüğüdür
09:46 Yerlerine kayyım atanan eşbaşkanların 7 aylık çalışması
09:45 ‘Demokrasi ve Özgürlük’ mitinginin programı belli oldu
09:43 Êlih mitingine çağrı: Özgürlük talep eden herkesi bekliyoruz
09:23 Hedef, cinsiyet eşitliğine dayalı kentler oluşturmak
09:22 Xelfetî’den miting çağrısı: Tecridi de kayyımı da kabul etmiyoruz
09:15 'Şiddeti çözmek için sistemsel değişim gerekli'
09:11 Savaş ve militarizme karşı mücadele
09:04 İmralı'da '17 Kasım Darbesi' koşulları sürüyor
09:03 Rienk'elles Derneği’nin Başkanı: Jin, jiyan, azadî hepimizi birleştirdi
09:00 16 KASIM 2024 GÜNDEMİ
15/11/2024
23:52 30 yıl sonra aynı dayanışma: Yaşam’a sahip çık
22:34 Mêrdîn’de 2 tutuklama
22:03 BM: İsrail, 21 bin hastanın dörtte birinin tahliyesine izin verdi
21:54 Ewîna’de meşaleli yürüyüş
21:49 Mersin’de kadınlardan yürüyüş: Karanlığı aydınlatıyoruz
21:26 Tuncel: Abdullah Öcalan'ın umut hakkı pazarlık konusu yapılamaz
20:37 Meletî’de deprem
20:28 Amed Karşılaştırmalı Edebiyat Günleri başladı
20:18 Seyid Rıza ve arkadaşları anıldı
20:10 Wan’da bir çocuk tutuklandı
18:34 Mitinge çağrı: Gaspçı politikalara karşı alanda olun
18:28 İzmir'de bir kadın katledildi
17:53 Cezası 6 ay ertelenen Gemicioğlu’na ziyaret
17:49 Tekirdağ’da iki kız çocuğu katledildi
17:43 ‘Amed Çocuk Hakları Ağı’ kurulacak
17:24 İsrail, yerinden edilenlerin çadırını da vurdu: 11 ölü
17:05 Erxenî Belediyesi ve Genel-İş anlaştı
16:59 Serhed'de 25 Kasım etkinlikleri
16:51 Mêrdîn Barosu avukatlarından kayyım davasına müdahillik talebi
16:14 Katledilen kadınlar için fidanlar toprakla buluşturuldu
15:55 Kuryeye çarpan şoför serbest bırakıldı
15:53 Êlih mitinginin adresi değişti
15:18 Kadınlar Deniz Poyraz’ı andı
15:16 Emeklilerden kayyım atamaya tepki
15:02 DEM Parti ile Saadet Partisi görüşmesi ertelendi
15:00 Anadil ve eğitim talepli 7 önerge aynı gün reddedildi
14:56 Kadın tutsaklara kart gönderildi
14:40 Belediyeden üreticilere 50 bin meyve fidanı desteği
14:26 ‘Demokrasi ve özgürlük’ mitingi için kapı kapı çağrı
14:19 Barış Anneleri’nden Werîşe Mûradî için çağrı
14:18 Eğitim Sen bütçeye dair taleplerini açıkladı
14:08 Êlih irade gaspına karşı yürüdü: Kazanacağız
14:05 Pirsûs’ta 'Kadın Dinlenme Evi' açıldı
14:03 Seyit Rıza anması: Mezar yerini açıklayın
13:55 Bazîd’te bazı bölgeler yasaklandı
13:54 Beraberiz Derneği’nden ‘Bizim Eller’ sergisi
13:51 Bir eli ve bacağı olmayan tutsak tekli hücrede tutuluyor
13:30 ‘Bağımsız koğuşta’ kalmayı düşünmediği için tahliyesi ertelendi
12:55 24 gündür cenazeler ailelere verilmedi
12:53 'Foça'daki yangının sorumluları yargılansın'
12:46 Vergi uzmanı Bingöl: Dakikada 15,6 milyon vergi toplandı ama o da yetmedi
12:29 Xelfetî'de direniş 12'nci gününde
12:06 Seyit Rıza Dersim’de anıldı: Niyeti barış olan katliamlarla yüzleşir
12:01 Bagok'ta hava hareketliliği
12:00 'Elektrik akımı' davasında 2 tahliye
11:57 Karasu 'Kandil'le telefon görüşmesi' iddiasını yalanladı
11:54 ‘Harcama’ haberine yanıt: Kayyım algılarla meşruiyet arıyor
11:38 5 vekilin dokunulmazlık dosyası Meclis'te
11:16 Ailelerden İmralı başvurusu
11:05 Malatya'da 4,9 büyüklüğünde deprem
09:44 Gever’de askeri operasyon
09:43 İstanbul’da bir çocuk tutuklandı
09:43 Araştırma: Yurttaşlar temel ihtiyaçlara erişimde zorlanıyor
09:42 İlaçlama nedeniyle 1 yaşındaki bebek yaşamını yitirdi
09:38 Mültecilere tuzak: Bir yıllık kirayı alıp şikayetle sınır dışı ettiriyorlar
09:28 Çakmak: Bir görüşmenin yapılması tecridin kalktığı anlamına gelmez
09:24 Direnişin kızkardeşleri
09:17 Bayındır: Özgürlük ve demokrasi talebi olanlar mitingde olmalı
09:15 Özbingöl: 2019’da kayyıma gerekçe yapılan dosya beraatla sonuçlandı
09:15 Ahşabı sanata dönüştürüyor
09:13 Kesanbilici: Konser iptalleriyle değil, cesaretle kayyım darbesi bertaraf edilebilir
09:12 Ekoloji örgütlerinden 'Yaşam Altından Değerlidir' kampanyası
09:11 Kadınlar ‘mücadelemiz birbirimiz için’ şiarıyla sokaklarda olacak
09:10 KON-MED Eşbaşkanı Gök: Özgürlük için Köln mitinginde buluşalım
09:10 Dipçik Davası'nda polis tutuklanmıştı: Yargıtay savcısından ‘olağanüstü’ talep
09:07 Yerlerine kayyım atanan kadın eşbaşkanlar: Gücümüz var
09:07 Gazeteci Duran: Türkiye müzakere yapmıyor, 'teslim olun yoksa yakacağız' diyor
09:04 Suluca Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde 12 Eylül uygulamaları
09:00 15 KASIM 2024 GÜNDEMİ
07:56 Çok sayıda kent için yağış uyarısı
14/11/2024
23:51 Mahalle mahalle gezerek mitingin önemini anlattılar
23:45 Meclis mikrofonu ‘Tu kî yî’ şarkısına kapatıldı
22:30 ‘Abdullah Öcalan barış için elini değil gövdesini bile taşın altına koymuştur’
21:45 BM: İsrail'in Gazze politikası soykırım niteliği taşıyor
21:35 Midyat'ta seslendiler: Barışın üzerindeki tecridi kaldırın
21:25 Lübnan’daki saldırılarda 3 bin 386 kişi öldü
20:45 Gemicioğlu tahliye edildi: 21 gündür yoğun bakımda
20:40 Bakanın, bakanlığın verdiği ‘yanıttan’ haberi yok
20:27 Çocukların öldüğü yolu trafiğe kapattılar
19:24 Mersin’de ‘Kayyım Gölgesinde Kadınların Demokrasi Mücadelesi’ paneli
19:12 Elektrik kaçağı davasında taşeron şirkete dava açılması istendi
19:08 Türkiye ve Katar arasında 8 anlaşma
19:05 Amedspor’u hedef gösterenler hakkında suç duyurusu
19:00 Temelli’den cezaevi yöneticilerine ‘gestapo’ benzetmesi
18:47 Hezex’te 2 kişi gözaltına alındı
18:44 Êlih’te gün boyu miting çalışması
18:34 Bismil’de Çelebioğlu ve Yıldız aileleri barıştırıldı
18:13 Latin Amerika'da 'Abdullah Öcalan'a özgürlük' kampanyası başlatıldı
18:06 25 Kasım eylemleri: Seçilmişler kentleri yönetsin diye mücadelede birleşiyoruz
17:43 İBB'den 'konser harcamaları' incelemesine tablolu yanıt
17:37 Rojin Kabaiş’in otopsi raporu: Boğulmanın nasıl olduğu bilgisi yok
17:31 İsrail Şam'ı vurdu
16:55 İrade gaspına karşı yürüyüş: Kayım değil demokrasi
16:51 Yangında yaşamını yitiren çocuklar için eylem: Fail iktidardır
16:50 Duhoklu 5 kişinin öldürülmesi davasında karar verildi
16:22 Bölge baroları Mêrdîn’de: Kayyımları geri çekin
15:52 Depremzede öğrenci yurttan atıldı: Emniyet ne derse onu yapmak zorundayız
15:49 'Harmandalı çöp tesisi kapatılsın'