ANKARA - Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye saldırılarına tepki gösteren DEM Partili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, “Devleti yönetenlerin Kürt realitesine gözlerini yumması artık sürdürülebilir bir politika değildir” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Wan Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, Meclis Genel Kurulu’nda Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarına tepki gösterdi. Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, Ortadoğu’da çatışmaların eksik olmadığını ve bu durum nedeniyle kadın, kimlik, mezhep, sınıf ve çevrenin yanı sıra iktidar sorununun derinleştiğini ifade etti.
Halkların buna karşı he zaman direndiğini belirten Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, bu direncin rejimleri düşürdüğünü belirtti ve BAAS rejimini örnek verdi. İran’da kadınların, “Jin jiyan azadî” sloganı ile başlattığı isyana da işaret eden Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, “Bugün Ortadoğu’nun sınandığı güncel coğrafya ise Suriye olarak karşımıza çıkmakta. Burası ulus devletler için de halklar için de köprüden sonraki son çıkıştır” dedi.
‘HALKLAR BİR MODEL İNŞA ETTİ’
Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, Suriye’de Kürtlerin varlığına ve kazanımlarına yönelik Türkiye’nin saldırılarına da işaret etti. Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, “Suriye meselesi önemli çünkü Kürt sorununun turnusol kısmı tam olarak Rojava olarak karşımıza çıkmaktadır. Kürtler, birlikte yaşadıkları Araplar, Türkmenler, Süryaniler ve Çerkezlerle üçüncü yolda buluşarak bir model inşa etti burada. Devleti yönetenlerin Kürt realitesine gözlerini yumması artık sürdürülebilir bir politika değildir. Suriye'de savaş bitiyor, bir gelecek kurulmak isteniyor. Kürtlerin bu denklemde zayıflatılmasının Türkiye'ye hiçbir faydası yok ama Kürt halkının inkârı üzerine varlık inşa edenlerin sevinç çığlıklarını şu an bütün halkımız görüyor” diye konuştu.
‘ARTIK VAZGEÇİN’
Suriye’deki Kürtler ile Türkiye’deki Kürtlerin kardeş olduğuna vurgu yapan Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, “Bugün AKP'li kurmaylar 32 kilometre derinliğinde bir tampon bölgeden bahsediyorlar, bunun adı ‘güvenlik koridoru’ kesinlikle olmayacaktır. Amaç, Kürt halkının kazanımlarını yok saymak, hatta yok etmektir. Artık ‘Kürt anasını görmesin.’ siyasetinden vazgeçin çünkü kör dövüşü hâline getirilmek istenen çatışmalı süreç halklara kan ve gözyaşı dışında hiçbir şey getirmedi, bugünden sonra da hiçbir şey getirmeyecektir. Demokratik siyaset aktörleri olarak onurlu bir barışın kaçınılmaz olduğu konusunda hemfikiriz; doğanın yağmalanmadığı, gençlerin ölmediği, halkların yoksullaşmadığı bir geleceği barışla kurmanın mücadelesini yürütüyoruz” ifadelerini kullandı.
‘KÜRT-TÜRK İTTİFAKI İLE KURTULDU’
Kürtlerin siyasal ve kültürel haklarının tanınması gerektiğini belirten Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, “Bugün de onurlu bir barışa giden yolda müzakere ve diyaloğun merkezi olabilir burası. Bunun için de Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin en kısa sürede kaldırılması elzemdir çünkü otuz bir yıl önce ‘Bu savaşa son verip masaya oturalım, biz siyaset yapmak istiyoruz’ diyen irade, bugün ‘Bizim için onurlu barış ve demokratik siyaset tarzı esastır’ mesajını veriyor, şiddet sürecini hukuki ve siyasi zemine taşıyabileceğini belirtiyor. Bundan dokuz yıl önce Süleyman Şah Türbesi Kürt ve Türk ittifakıyla IŞİD saldırısından kurtarıldı. 2013 ‘Nevroz’unda Eşme ruhu halklar arasında yeni tarihin sembolü olarak ifade edildi” dedi.
‘ROJAVA KÜRTLERİ ÇAĞRIDA BULUNUYOR’
Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, “Bugün de Rojava Kürtleri, Türbenin birlikte yerine taşınabileceği çağrısında bulunuyor; buna rağmen Kürt kazanımlarını tehdit olarak görmek ancak ve ancak Kürt halkına duyulan düşmanlıkla izah edilebilir, başka da bir izahatı yoktur. Toplumu büyütmek, demokrasiyi geliştirmek çağdaş demokrasilerin temel amacıdır, bunun test edildiği yerlerden biri de belediyeler olarak karşımıza çıkmakta ama AKP'nin hak ve hukuk tanımadan sürdürdüğü kayyum politikası toplumu ezmeye devam etmektedir. Bunun Kürtlere karşı rahatlıkla yapılabilmesi ise Kürt'ün yurttaşlık hakkına tam olarak saldırıdır” ifadelerini kullandı.