İZMİR - HDK Eşsözcüsü Meral Danış Beştaş, kalıcı bir barışın sağlanabilmesi için PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın özgür olması gerektiğini belirterek, "Bu mesele sadece birkaç görüşme ile sağlıklı bir şekilde yürüyemez" dedi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) İzmir Meclisleri, Mustafa Necati Kültür Merkezi’nde "İzmir barışı konuşuyor" konulu panel gerçekleştirdi. Moderatörlüğünü Türkiye İnsan Hakları Vakfı (THİV) Genel Sekreteri Coşkun Üsterci'nin yaptığı panele, konuşmacı olar siyasetçi Gültan Kışanak, HDK Eşsözcüsü Meral Danış Beştaş ve İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Tunç Soyer katıldı. Panelin düzenlendiği salon, Kürtçe ve Türkçe "Umutla, direnişle, hep birlikte özgürlüğe" pankartları asıldı. Panele, çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütleri temsilcisi, barış anneleri, 30 yıl sonra tahliye olanlar, insan hakları savunucusu Akın Birdal ve çok sayıda kişi katıldı. Yoğun ilginin gösterildiği panel, Halkların Korusu'nun şarkılarıyla başladı.
İlk olarak konuşan HDK Eşsözcüsü Meral Danış Beştaş, 8-9 Şubat’ta uluslararası barış konferansı düzenleyeceklerini bilgisini vererek ülkenin toplumsal barışa ihtiyacı olduğunu söyledi. "Savunma" harcamalarına aktarılan bütçeye değinen Meral Danış Beştaş, "İktidarlar kutuplaştırmayla ve savaş söylemiyle iç ve dış düşmanlar yaratarak kendi iktidarların devamını sağlamaya çalışıyorlar. Türkiye’de şu anda hukuki zemin kalmamıştır. Bu ülkede 'Öcalan yasaları' var. Kürtlere yönelik özgün düzenlemeler var. Bir sosyal medya paylaşımıyla insanlar hemen 'terörist' oluyor. Bunun temel nedeni Kürt meselesi ve bu mesele etrafında örülen totaliter düzen” ifadelerini kullandı.
'SAYIN ÖCALAN'IN ÖZGÜR OLMASI GEREKİYOR'
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin hukuksuz olduğuna dikkat çeken Meral Danış Beştaş, Öcalan'ın barışı sağlamak için hazır olduğunu ifade etti. Kitlelerin verdiği mücadele ile Öcalan İmralı'da hiçbir zaman yalnız kalmadığını vurgulayan Meral Danış Beştaş, "Suriye’de yüzyıllar boyunca konuşulacak gelişmeler yaşanıyor. Ama yine odakta Kürtler ve Aleviler var. Türkiye halen 'Biz orada terör devleti kurmalarına izin vermeyiz' diyor. Ne terörü, orada halklar bir arada yaşıyor. Orada bütün halkı terörist ilan etme hakkını nerden buluyorlar. Sayın Öcalan'ın özgür olması gerekir. Bu mesele sadece birkaç görüşme ile sağlıklı bir şekilde yürüyemez. Abdullah Öcalan'a umut hakkı sağlanmalı" diye konuştu.
'BARIŞI TESİS ETMEYE ÇOK YAKINIZ'
Daha sonra söz alan Tunç Soyer, tüm halklar için barışın önemine vurgu yaparak, Kürt sorununa ve yaşanan son gelişmelere dair "50 yıldır yaşanan kayıpların ne kadar çok olduğunu herkes biliyor. Bu defa belki de uluslararası konjonktürdeki risklere rağmen barışı tesis etmeye çok yakınız" dedi.
Sürecin TBMM’de meşruiyet kazanmasının sağlanması gerektiğini anlatan Soyer, "DEM Parti mutlaka inisiyatif alıp kendi liderliğinde bir müzakereyi devam ettirmek zorundadır. DEM Parti Eski Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve mevcut Parti Eş Başkanlarının müzakere sürecinin liderliğini üstlenmeleri gerekmektedir. Sürecin meşruiyeti TBMM’ye taşınmasıyla sağlanabilir. Her ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları korunmalıdır. Unutulmamalıdır ki bölgedeki tüm Kürtlerin gözü Türkiye’nin üzerindedir. Burada başarıyla sonuçlanacak bir demokrasi mücadelesi tüm bölgeye örnek olabilir" şeklinde konuştu.
'BARIŞ İÇİN YAPMALIYIM'
Son olarak konuşan Gültan Kışanak ise Kürt sorunun siyasi rekabet haline getirildiğini söyleyerek "İlklerimize kadar savaş yaşadık ve barışa da özlem duyuyoruz. Barış için mücadele etmemiz gerekiyor. İktidar çözüm sürecini başlatan diyalog sürecini buzdolabına kaldırdığını söyledi. O günden sonra savaş için yeni stratejiler yaptılar. Resmi rakamlara bakarsak çatışmalarda 38 bin insan yaşamını yitirdi. Faili meçhullerle birlikte yaklaşık 100 bin insanı kaybettik. Çok ağır bir süreç geçirdik. Son 40 yılda neler yaşadığımız konusuna yüzleşmekten korkuyoruz. Ama kalıcı barışın tesis olması için seyirci olmamak gerekiyor. Barış konusunda da herkes kendisine 'Ne yapmalıyım' diye sormalı" diye belirtti.
'KÜÇÜK HESAPLAR FAYDA GETİRMEYECEK'
Gültan Kışanak, sözlerini şöyle tamamladı: "Hikayelerimizi birbirimize anlatmalıyız. Bu şekilde barışa yardımcı oluruz. Biz nasıl biz olacağız? Biz olabilmek için ben ne yapmalıyım? Bu soruları sormamız lazım. Devletlerin sınırları ile ilgilenmeliyim, ortak bir gelecek için sınırsız özgürlük ve demokrasi talep edelim. Kürtlerin bu konuda politik yaklaşımı çok nettir. Eşit ve özgür bir şekilde sınırsız yaşamak istiyoruz. Herkesin bu gelişmelerde çok ciddi kaygıları var. Bu kadar devasa meselenin içerisinde küçük hesapların son derece kısır ve bize fayda getirmeyecek. Herkesin geçen zamanı telafi etmek, hakiki barışı kazanmak için kollarını sıvaması gerekir."
Panel soru cevap ile sona erdi.