AMED - Amed Ekoloji Derneği'nden Nejdet Sezgin, maden çalışmalarının doğanın yanı sıra ciddi sağlık sorunlarına neden olduğunu söyledi.
Amed, Şirnex, Agirî ve Colemêrg başta olmak üzere birçok kentin doğası madencilik faaliyetleri, ağaç kesimi, güvenlik barajları, petrol, Hidroelektrik Santrali (HES) ve Jeotermal Enerji Santrali (JES) ile yok ediliyor. Doğa tahribatının yaşandığı bölgelerde halk göçe zorlanırken, diğer canlıların yaşam alanları da her geçen gün biraz daha daralıyor.
Amed Ekoloji Derneği'nden Nejdet Sezgin, yaşanan ekoloji tahribatının tarihsel, ideolojik ve ekonomik boyutlarının olduğunu söyledi. Sezgin, "Devletli sistemlerin bu 3 boyut üzerinde özellikle çatışmalı süreçlerde ortaya koymuş olduğu pratik, insanlar ve ekosistem üzerinde korkunç tahribatlara sebebiyet veriyor. Bu tahribatların geri dönüşümü de imkansıza yakın oluyor. O açıdan biz savaşların her türlüsüne karşıyız" dedi.
MADENİN SAĞLIĞA ZARARLARI
Çatışmalı sürecin Kürdistan coğrafyasına büyük bir zarar verdiğine dikkati çeken Sezgin, "Maden arama sırasında yüzlerce kimyasal yerin altına yerleştirilerek patlatılıyor. Bu durumda yeraltı su kaynakları ve toprakta kirlilik meydana geliyor. Maden çıkarıldıktan sonra başlayan ayrıştırma sürecinde de yine eko-kırım meydana geliyor. Çünkü siyanür ve madenlerin ayrışımında o maddeler yine suda kullanılmakta ve bu su toplama, kirletici maddelere birlikte havuzlara konulmakta, bu hem hava kalitesini düşürmekte hem de suyun kirliliğine sebep vermekte. Bu da ciddi sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Bunun en basit örneği; ağır metallerin anne sütüne geçtiğini biliyoruz. Anne sütüne geçen metaller çocuklarda kansere neden olur ve merkezi sinir sistemi üzerinde sağlık sorunları yaratır" şeklinde konuştu. Sezgin, yaşanan tahribattan zarar görenlerin derneklerine ulaşmasını istedi.