RIHA - Tişrîn'e yönelik saldırıların DAİŞ'in Kobanê'ye saldırılarının devamı olduğunu belirten PYD Eşbaşkanlık Komitesi üyesi Foza Yûsif, "2014'te DAİŞ ve destekçilerini yenilgiye uğrattık, bugün yeniden bunu yapacağız, bu gücümüz var" dedi.
Suriye'de 2011 yılında başlayan iç savaşla etkinliğini arttıran ve dünyaya korku salan DAİŞ için sonun başlangıcı, 15 Eylül 2014 tarihinde Kobanê'ye dönük saldırılar oldu. 26 Ocak 2015'e kadar süren saldırılara karşı verilen direnişle yenilgiye uğratılan DAİŞ, Kobanê kent merkezinden çıkarıldı. YPG, YPJ ve Fırat Volkanı Operasyon Odası tarafından verilen 134 günlük direniş karşısında kaybeden DAİŞ'in ardından ise bu kez Türkiye ve ona bağlı paramiliter grupların saldırıları başladı. Farklı tarihlerde Kuzey ve Doğu Suriye'nin Cerablus, Ezaz, Bab, Efrîn, Serêkaniye ve Girê Spî kentlerini ele geçiren Türkiye ve desteklediği paramiliter yapılar, yüzlerce sivili katletti.
Heyet Tahrir el-Şam'ın (HTŞ) 26 Kasım'da rejimi devirmeyle sonuçlanan saldırısıyla paralel olarak Türkiye ve yapılandırdığı Suriye Millî Ordusu (SMO) Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırı başlattı. Bu güçler, Şehba, Til Rifat ve Minbic'i işgal etti. 8 Aralık 2024'ten bu yana Tişrîn Barajı, Qerekozak Köprüsü ve çevresine yönelik saldırılarılar sürerken, 10 yıl önce DAİŞ'in karanlığına kaşarı verdiği mücadele ile adını dünyaya duyuran Kobanê, bir kez daha direnişin merkezinde yer alıyor.
'DİRENİŞ HER AÇIDAN ÖNEMLİYDİ'
DAİŞ'in Kobanê kent merkezinden çıkarılışının 10'ncu yıldönümünü ile Türkiye ve ona bağlı SMO'nun Tişrin Barajı'na yönelik saldırılarının Mezopotamya Ajansı'na (MA) değerlendiren Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanlık Komitesi üyesi Foza Yûsif, saldırıların birbirinin devamı olduğunu söyledi.
Kobanê direnişinin demokrasi ve barış isteyen halklarının direnişi olduğunu ifade eden Foza Yûsif, "O zaman DAİŞ Ortadoğu'da demokrasi ve özgürlük isteyen halklar için büyük bir tehditti. DAİŞ'e karşı dünyada demokrasi ve barış cephesi kuruldu. Bu cephe gönüllü olarak kuruldu. Bütün dünya Kobanê'de verilen direnişin sadece Kobanê halkının savunması için verilmediğini anladı. DAİŞ'e karşı verilen mücadelenin bütün insanlık onurunu korumak için verildiği kısa bir sürede anlaşıldı. Bu direniş her açıdan önemliydi. Birlikte bir mücadele ile başarı elde edildi. Kobanê'nin zaferi, özgür yaşam felsefesinin zaferi oldu. Bu zafer dünya halklarını bir araya gelerek kurduğu demokratik cephenin zaferiydi" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin DAİŞ'i 2014'te desteklediğinin belgeleri ile ortaya çıktığını hatırlatan Foza Yûsif, "DAİŞ'i açık bir şekilde destekledi. Ancak DAİŞ'in yenilgisi, o dönem Türkiye'yi yöneten devlet aklının yenilgisi oldu. DAİŞ'in yenilmesi, Türkiye'nin beklediği bir şey değildi" dedi.
'KOBANÊ ÖZERK YÖNETİME GİDEN YOLU AÇTI'
Direnişin Demokratik Özerk Yönetim'e giden yolu açtığını ifade eden Foza Yûsif, "Kobanê direnişi kadın devriminin önünü açtı. 'Yeni bir yaşam mümkün' diyenler yola Kobanê'den çıktı. Bugün toplum içinde var olan sözleşme Kobanê direnişiyle yazıldı. Kobanê direnişi olmasaydı bu gün Suriye'de demokratik bir sistemden bahsetmek mümkün olmazdı. Bugün halkların bir arada yaşadığı, demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü bir paradigmadan bahsediyorsak bu Kobanê direnişi sayesindedir. Bu değerler olsun diye binlerce savaşçı yaşamlarını feda etti. Kuzey ve Doğu Suriye'de kazanımların hepsi Kobanê zaferi üzerine kuruldu. Kobanê direnişi Suriye'de demokratik ve eşit bir yaşam kurulmasının temeli oldu. Bu sadece Kürtlerin bir kazanımı değil, bölgede yaşayan bütün halkların kazanımı. Bu başta işgalci Türkiye olmak üzere antidemokratik güçleri rahatsız ediyor. Bu kazanımları ortadan kaldırmak için saldırıları sürdürüyorlar" diye konuştu.
'KOBANÊ CANLI BİR KALKAN OLDU'
"Kobanê direnişi olmasaydı, bugün Kuzey ve Doğu Suriye'de Afganistan'da Taliban'ın uyguladığı sistemin bir benzeri uygulanırdı" diyen Foza Yûsif, "DAİŞ bütün inançlara, farklılıklara, kadınlara düşman. DAİŞ nasıl Şengal'de katliam gerçekleştirdiyse, bütün Kuzey ve Doğu Suriye'de benzer katliamlar yapmaya devam edecekti. Kobanê direnişi, bölgenin yüz yıllarca geriye gitmesinin önünü kapattı. Kobanê direnişi evrensel bir direniştir. Kobanê direnişi DAİŞ karanlığının dünyaya yayılmasının önünde canlı bir kalkan oldu. Bugün bütün dünya halkları Kobanê direnişine borçları var" şeklinde konuştu.
Kobanê'nin karşısında bulunan Pirsûs'ta (Suruç) tutulan nöbetlerin kentte süren direnişe nefes olduğunu söyleyen Foza Yûsif, aradan geçen 10 yılda Kobanê'ye dönük tehditlerin sürdüğünün altını çizdi.
'SMO VE DAİŞ AYNI'
Türkiye'nin DAİŞ'in intikamını almak için bir kez daha Kobanê'ye saldırmak istediğine işaret eden Foza Yûsif, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugün Tişrîn'e dönük süre gelen saldırılar ile 10 yıl önce DAİŞ'in Kobanê'ye dönük giriştiği saldırılar arasında hiçbir fark yok. Bugün Kuzey ve Doğu Suriye'ye saldıran güçler ile DAİŞ arasında hiç bir fark yok. Bu çeteler isim değiştirdi, ama elbiseleri aynı. SMO ismi DAİŞ'in kendisini kamufle etmek için kullandığı bir sahte isim. Dün de arkalarında Türkiye vardı, bugün de var. Şehitler Barajı'nda (Tişrîn Barajı) 2014 yılında olduğu gibi büyük bir direniş tarihi yazılıyor. Bütün Kuzey ve Doğu Suriye'de bize selefi bir yönetim dayatmak istiyorlar. Antidemokratik, tekçi, DAİŞ zihniyeti ile yönetilen bir Suriye bize dayatılmak isteniyor. Bunun öncülüğünü de Türkiye yapıyor. Şehitler Barajı'nda yaşanan tarihi direnişte bütün halklar yer alıyor. Türkiye burayı kontrol altına alarak halklara karşı bir koz olarak kullanmak istiyor. Barajı kontrol altına alırsa halkları susuzluk, enerjisiz bırakmak ile terbiye edeceklerini sanıyorlar. Ama bu direniş buna izin vermiyor."
'TÜRKİYE'DE YAŞAYAN HERKES TEPKİ GÖSTERMELİ'
Kuzey ve Doğu Suriye'de Kobanê ruhuyla bir direniş verildiğini vurgulayan Foza Yûsif, Türkiye ve desteklediği paramiliter güçlerin işledikleri savaş suçlarına karşı dünya kamuoyunda bir sessizlik olduğunu kaydetti. Yaşanan sessizliği 2014'te DAİŞ'in Kobanê'ye dönük giriştiği saldırıların ilk günlerinde yaşanan sessizliğe benzeten Foza Yûsif, "2014'te sessizliği halkların direnişi bozdu. O kadar büyük bir direniş oldu ki uluslararası güçler sessizliklerini bozmak zorunda kaldı. Bugün Türkiye ile yol yürüyen paramiliter güçlerin DAİŞ'ten bir farkı yok. Nasıl DAİŞ bütün dünya için tehdit ise, bugün bu güçler de başta Türkiye'de yaşayan halklar olmak üzere bütün dünya için tehditler. Bugün Türkiye'de yaşayan herkesin verdiği vergiler ile bize karşı kirli bir savaş yürütülüyor. Biz bugüne kadar Türkiye'ye dönük bir tehdit olmadık. Ancak AKP iktidarı çeteler eliyle demokratik sistemimizi ortadan kaldırmak için saldırıyor. Bu selefi güçler sadece bize düşman değiller, bütün halklara düşmanlar. Türkiye'de yaşayan herkesin buna karşı çıkması gerek. Bugün Türkiye'nin ekonomisi bu denli kötüyse, nedeni Türkiye'nin halklara karşı güvenlik adı altında uyguladığı bu politikalardır. Bu çetelerin desteklenmesi Türkiye'de barış, huzur ortamının oluşmasını engelliyor."
'GÜCÜMÜZ VAR'
Dünya halklarının Kobanê direnişine borçları olduğunu dile getiren Foza Yûsif, şöyle devam etti: "Bugün siviller savaş uçakları ile hedef alınıyor. Tişrîn Barajı bombalanıyor ve yıkılma tehlikesi var. İnsan hakları örgütleri bunu görmeli. Rojava ile dayanışma içinde olan ve nöbet tutan Kuzey Kürdistan halkımızı selamlıyoruz. Bu dayanışmanın büyütülmesini umuyoruz. Kuzey Kürdistan bugün hayati bir rol oynayabilir. 2014'te birlikte DAİŞ ve destekçilerini yenilgiye uğrattık, bugün yeniden bunu yapacağız. Bugün bu gücümüz var. Şehitler Barajı'nda (Tişrîn) bugün yaşananların dünyada bir örneği yok. Fedai savaşçılar ile fedai halk bugün el ele vermiş durumda. Büyük zafere kadar bu direniş devam edecek."
MA / Emrullah Acar