WAN - Wan’da konuşan DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Türkiye’ye tarihi bir fırsat penceresinin açıldığına dikkat çekerek, "Bu fırsat, Sayın Öcalan’dır. Bu fırsat Kürt sorunun demokratik çözümünü ve herkesin eşit yurttaş olarak yaşama ihtimalini barındırıyor” dedi.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Wan’da devam eden protestolarda yaptığı konuşmada, Tetwan (Tatvan) Belediye Eşbaşkanı Mümin Erol’un gözaltına alınmasına tepki gösterdi. Çiğdem Kılıçgün Uçar, "Eğer Kürt’seniz, demokratik siyasette ısrar ediyorsanız ve DEM Partiliyseniz her an gözaltına alınabilirsiniz. Wan halkı eşbaşkanlarına nasıl sahip çıktıysa, Tatvan’da da aynı direniş sürecektir. Gözaltına alınan zihniyete buradan bir kez daha sesleniyoruz: Halkımız günlerdir sokaklarda, birçok arkadaşımız hâlâ gözaltında. Gazetecilerimiz ve belediyelerini korumak için nöbet tutan yurttaşlarımız hedef alınıyor. Dünyanın neresinde hırsıza karşı durmak suç olmuştur" dedi.
‘KAYYIM HIRSIZLIKTIR’
Kayyım atamalarının halkın iradesini gasp etmek olduğunu vurgulayan Çiğdem Kılıçgün Uçar, şöyle konuştu: "Evet, kayyım hırsızlıktır. O koltuğa bir hırsız olarak oturmuştur, ancak ona karşı duranlar yargı eliyle cezalandırılmaktadır. Bunu kabul etmiyoruz. Abdullah Zeydan’a verilen ceza bunun en açık örneğidir. Van halkı, Zeydan’ı en yüksek oyla belediye eşbaşkanı olarak seçmiştir. Ancak iktidar hukuku çiğneyerek halkın iradesini gasp etmeye devam ediyor. Son 11 ayda 11 kayyım, son 10 yılda ise 150 kayyım atadınız. Kadınların özgürlüğünden, Kürt halkının değerlerinden, emekçilerin cebinden, gençlerin geleceğinden çaldınız. Peki, kayyımlarla Türkiye’de siyasi kriz çözüldü mü? Ekonomik kriz sona erdi mi? Irkçılık son buldu mu? Tam tersine, kayyım rejimi, Türkiye’de halkların ve demokrasinin önündeki en büyük engel olmuştur. Ancak artık kayyımlar, AKP iktidarının ömrünü uzatamayacak.”
‘BELEDİYELERİ GASP EDENLER HALKA HESAP VERECEK’
Kayyım atandığı gün belediyeye giren kolluk kuvvetlerinin halkı tehdit ettiğini belirten Çiğdem Kılıçgün Uçar, "O gün belediyeye giren bir grup kolluk gücü, içeridekilere ‘Sizi öldürmeye geldik’ dedi. İçişleri Bakanlığı’na soruyoruz: Bu kişiler sizin görevlendirdiğiniz insanlar mı? Yine aynı şekilde, ‘Türkün gücünü göreceksiniz’ ifadeleri kullanıldı. Bu ne anlama geliyor? Türkiye’nin gücü neden demokraside, barışta ve çözümde değil de şiddet ve baskıda gösteriliyor?" diye sordu.
‘ÖCALAN’A BİNLERCE KEZ SELAM’
Çiğdem Kılıçgün Uçar, Türkiye’de demokrasinin hayat bulması için bir fırsat penceresi olduğunu belirterek, "Bu fırsat, Sayın Öcalan’dır. Bu fırsat Kürt sorunun demokratik çözümünü yapacak bu fırsat herkesin eşit yurttaş olarak yaşama ihtimalini barındırıyor. Alevilerin, kadınların, gençlerin eşit ve özgür yaşama iradesini taşıyor. Ortadoğu’da bize tek seçenek olarak dayatılan savaşın karşısında ise güçlü bir barış iradesi var. Bu fırsatı yaratan Sayın Abdullah Öcalan’a buradan binlerce kez selam olsun. Bu ülkenin ihtiyacı savaş değil, barıştır. Türkiye’nin, Ortadoğu’da demokrasi adına örnek bir ülke olması için Sayın Öcalan’ın yürüttüğü tartışmalar ve barış iradesi önemlidir. Bu iradenin ortaya çıkması artık kaçınılmazdır" ifadelerini kullandı.
‘MÜCADELE DEVAM EDECEK’
Çiğdem Kılıçgün Uçar, Türkiye’nin Kürt halkına karşı tarihsel bir borcu olduğunu vurgulayarak, "100 yıllık iktidarlar ve devlet, Kürt halkına kimliğinin tanınması ve özgürlüğü için borçludur. Biz kimsenin hakkından bir şey istemiyoruz, sadece bizden çalınanı geri istiyoruz. Kayyımların ve baskıcı rejimin karşısında demokrasiyi savunuyoruz. Kürt halkının mücadelesi devam edecek. Ne mutlu bize ki halkımız, çöktürme planlarına, baskılara ve kayyım darbesine rağmen sokakları terk etmedi, iradesini yalnız bırakmadı. Belediye eş başkanlarımızın etrafında kenetlenerek demokrasi mücadelesini sürdürdü. Bizler de geri adım atmayacağız. Belediyeler bizimdir, bu coğrafya bizimdir, bu ülke hepimizin ortak yaşam alanıdır. Hiç kimsenin buna engel olmasına izin vermeyeceğiz" diyerek konuşmasını tamamladı.
Konuşmaların ardından kitle yürüyüşe geçti.