HABER MERKEZİ – Kayyımın protesto edildiği açıklamalarda, “Yine bir uygulama haline gelen ve seçmen iradesini tanımamak olan kayyım politikalarına derhal son verilsin” denildi.
Wan Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Abdullah Zeydan'a 3 yıl 9 ay hapis cezası verildikten sonra görevden alınıp yerine kayyım atanmasına tepkiler sürüyor. Birçok kentte yapılan açıklamalarla kayyım protesto edildi.
ADANA
Adana Emek ve Demokrasi Güçler, İnönü Parkı'nda yaptıkları açıklamayla kayyımı protesto etti. Polis ablukasında yapılan açıklamaya çok sayıda kişi katıldı. Açıklamada ortak basın metnini İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi Başkanı Avukat Yakup Ataş, okudu. Ataş, BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen’in "çalışma hürriyetin ihlali" ve "suç işlemeye tahrik" iddiasıyla tutuklanmasına tepki gösterdi.
Ülkede en başat haklardan olan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ile ifade özgürlüğü konusunda çok büyük sorunlar yaşandığını ifade eden Ataş, yurttaşın hukuk güvenliğinin kalmadığını dile getirdi. İradeye saygı göstermenin Anayasal bir zorunluluk olduğunu belirten Ataş, "Üç dönemdir halkın iradesini belediyelerine kayyım atayarak ve seçilmiş belediye eş başkanlarını görevden alarak yok sayan iktidar, bu sefer de halkın vermediği yetkiyi yargı eliyle ya da bakanlık tarafından kararlar aldırarak kayyım zihniyetine devam yolunu seçmiştir. Türkiye’de halkın seçim iradesine yönelik müdahaleler artık olağan bir uygulamaya dönüşmüştür. Son olarak Van Büyükşehir belediyesine kayyım atanması, demokratik hukuk devleti anlayışı ile hiçbir şekilde bağdaşmamaktadır. Seçimle göreve gelen belediye başkanlarının, yargı süreci tamamlanmadan ve kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadan görevlerinden alınması hukuk devletinin en temel ilkelerine açıkça aykırıdır" dedi.
‘KAYYIMA DERHAL SON VERİLSİN’
Ataş son olarak şöyle konuştu: "Adana Emek ve Demokrasi güçleri olarak bütün toplumsal sorunların barışçıl şekilde çözülmesi gerektiğini ifade ediyor ve iktidarı bu tür antidemokratik ve hukuk tanımaz uygulamalardan derhal vazgeçilmeye çağırıyoruz. ayrıca kendilerine muhalefetim diyen 'kesimlerinde' bu konuda duyarlı olmasını, ses çıkarmasını, talep yükseltmesini öneriyoruz. Son olarak iktidarı, halkın seçme hakkına, iç hukukta ve uluslararası sözleşmelerde güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklere saygı duymaya davet ediyoruz. Yine bir uygulama haline gelen ve seçmen iradesini tanımamak olan kayyım politikalarına derhal son verilmesini talep ediyoruz."
EMEP MYK Üyesi Halil İmrek de işçi grevlerinin yasaklaması, başta gazeteciler olmak üzere muhalif kesimlere dönük baskı, gözaltı ve tutuklamalara tepki göstererek, örgütlü mücadele çağrısında bulundu.
RIHA
Riha Emek ve Demokrasi Platformu da Haliliye ilçesinde bulunan Topçu Meydanı'nda yapılan açıklamaya platform birleşenlerinin yanı sıra DBP ve DEM Parti il örgütü temsilcileri, Riha Barış Anneleri Meclisi üyeleri ile çok sayıda yurttaş katıldı.
"Halkın iradesi gasp edilemez kayyıma geçit yok" pankartının açıldığı açıklamada Emek ve Demokrasi Platformu Dönem Sözcüsü Kemal Yüksekkaya, Wan halkının, iradesine sahip çıktığını belirterek, Wan halkının yanında olduklarını kaydetti. Yargının silah olarak kullanıldığının altını çizen Yüksekkaya, kayyımın darbe olduğunu sözlerine ekledi. Kayyım politikasının demokrasi ile bağdaşmadığını söyleyen Yüksekkaya, "Aynı yöntem ile farklı sonuç beklemek ancak çözümsüzlüğü derinleştirir. Halk baskı karşısında susmaz. Wan halkının onurlu mücadelesini selamlıyoruz" diye konuştu.
Açıklama "Kayyim talana berxwedan jîyan e" sloganları ile son buldu.
İSTANBUL
İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, "Kayyım darbedir" şiarıyla Beyoğlu'nda bulunan Şişhane Meydanı'nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Sık sık “Kayyımlar gidecek biz kalacağız”, “ Direne direne kazanacağız”, “ Halk hukuk adalet”, “ Faşizme karşı omuz omuza”, “ Kayyımlar darbedir, darbeye hayır” sloganlarının atıldığı açıklamaya DEM Parti İstanbul Milletvekili Kezban Konukçu, Emek Partisi (EMEP) İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, Dem Parti İl Eşbaşkanları Murat Kalmaz ve Gonca Yangöz’ün yanı sıra çok sayıda emek örgütü katıldı.
Açıklama öncesi söz alan Kezban Konukçu, “Van halkı direnişleriyle bizlere güç veriyorlar. İktidar daha önce yaptığı hukuksuzluklara uydurma gerekçeler bulurdu. Ama Abdullah Zeydan’la ilgili olan dosyaya baktığımızda artık bir uydurmaya dahi gerek duymadıklarını görüyoruz. Bilirkişi raporlarıyla Zeydan’a isnat edilen suçların olmadığı ortadayken faşizmin en temel uygulamalarından biri olan kendi hukukunu bile tanımayan bir noktaya geldiğini görüyoruz. Ezilen halkların, Kürt halkının iradesi gasp ediliyor. Bugün Van’daki direniş ve Antep’teki direniş bize şunu gösteriyor; iktidar artık yönetemiyor. İşçilerin söylediği gibi sadece nefes almak istemiyoruz insanca yaşamak istiyoruz. Biz birlikte ve bir arada olmaya devam edeceğiz. Halkların birleşik mücadelesiyle onların sonları yakındır. Mutlaka kazanacağız” dedi.
‘İKTİDARIN GİDİŞİNİ İZLİYORUZ’
İskender Bayhan da “Biz bir kez daha Van halkının iradesini tanımayan, Antep’te on binlerce emekçinin sendikasının başkanı tanımayan, onların taleplerini tanımayan iktidarının gidişini karşılıyoruz. Bunun için asla bu saray rejimin yaptıklarını bir güç gösterisi olarak değil çöküşü olarak tarihe not düşüyoruz. Bunun için barış diyenler emek ve demokrasi diyenler kazanacaklar saltanatlar çöker. Bu mücadeleler büyüyecek. Bu ülkenin dört bir yanından işçi emekçiler kazanacaklar ve siz kaybedeceksiniz. Yolumuz kardeşlik ve barış yoludur” ifadelerini kullandı.
‘ÖZGÜR İRADEYE SALDIRI’
Emek ve Demokrasi Güçleri adına açıklamayı yapan Derin Kuş, belediyelere kayyum atanması, sadece yerel yönetimlerin işleyişini engellemekle kalmayıp, aynı zamanda halkın özgür iradesine yapılan ciddi bir saldırı olduğunu vurguladı. Derin Kuş, şunları söyledi: “Kayyımlar, seçimle göreve gelmiş halk temsilcilerinin yerine geçerek, halkın isteklerine ve ihtiyaçlarına duyarsız kalan bir yönetim anlayışını benimsemektedir. Bu durum, hem yerel demokrasiyi zayıflatmakta hem de halkın karar alma süreçlerinden dışlanmasına yol açmaktadır. Türkiye'de Doğal afetlerin katliama dönüştüğü, ekonomik politikaların halkları açlığa mahkum ettiği, işçi sınıfının sefalete itildiği günümüzde. AKP’nin bu sorunları çözmek yerine derinleştirerek Dem Parti ve CHP belediyelerine Kayyum atayarak kendi iktidarını baskıcı politikalarla kalıcı hale getirmek istiyor.
KRİMİNALİZE ETMENİZİ KABUL ETMİYORUZ
İstanbul’da neredeyse tüm kent uzlaşısı yapılan belediyelerde ‘terörle mücadele’ adı altında ezilen hakların dayanışmasına darbe vurulmuş, ve bu başarıdan elde edilen zafere tahammül edilememiştir. Kent uzlaşısı sistemine ‘terör örgütü yöntemi’ diyerek dostlarımızı kriminalize etmenizi kabul etmiyoruz. Bu dayanışma güçlenerek büyüyecek ve tutuklanan arkadaşlarımızı geri alacağız. Halkın iradesine ve özgürlüğüne sahip çıkmak için hep birlikte yükselteceğimiz bu ses, demokrasinin güçlü bir savunusu olacaktır” diye belirtti.
‘KAYYIM DARBEDİR’
Mehmet Türkmen’in tutuklanmasına da tepki gösteren Derin Kuş, “Tek adam yönetimi halkın insanca yaşama ve çalışma hakkını kayyumlarla, antidemokratik uygulamalarla, baskıyla, zorla gasp etmek istiyor. Halkın oy verdiği ve kendi iradesiyle seçtiği belediyeler, emekçilerin üye oldukları, birlikte mücadele verdikleri sendikaların baskı altında olduğu Ama geçit vermeyeceğiz! Örgütlenme özgürlüğümüzü kazanana, kayyım uygulamalarına son verilene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Halkın iradesi kayyumlar tarafından gasp edilemez, Kayyum darbedir” ifadelerini kullandı.