ŞIRNEX - Şirnex’te 35 yıl önce köyleri “güvenlik” gerekçesiyle boşaltılan ve hala yasaklı olan yurttaşlar, topraklarına dönmek için Abdullah Öcalan’ın yapacağı çağrıyı "umutla" beklediklerini söyledi.
Kürdistan'da 90'lı yıllarda başlayan köy boşaltılmaları ile 3 binden fazla köy ve mezra “güvenlik” gerekçesiyle zorla insansızlaştırıldı. Bu süreçte devletin koruculuk dayatmasını kabul etmeyen yaklaşık 1 milyon insan topraklarından göçertildi. 35 yıldır, “özel güvenlik” gerekçesiyle köylerine, bağlarına, bahçelerine ve topraklarına gidemeyen yurttaşlar, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın ortaya koyduğu çözüm iradesiyle, köylerine yeniden dönme umudunun doğduğunu kaydetti.
DEM Parti İmralı Heyeti, Abdullah Öcalan ile farklı tarihler İmralı Adası’nda 2 görüşme gerçekleştirdi. Görüşme sonrası Abdullah Öcalan’ın çözüm için hazırladığı 7 maddelik deklarasyon kamuoyuyla paylaşıldı. Bu kapsamda DEM Parti İmralı Heyeti’nin siyasi partilerle temasları sürüyor. Abdullah Öcalan’ın Şubat ayı içerisinde bir çağrı yapacağı açıklandı. Yapılacak tarihi çağrı şimdiden kamuoyunda heyecan yaratırken, 35 yıldır Şirnex’ın Gabar ve Cûdî dağlarında bulunan köylerine “güvenlik” gerekçesiyle gidemeyen yurttaşlar, çağrı sonrası hazret kaldıkları topraklarına döneceklerini belirtti.
KÖYE DÖNÜŞLE EKONOMİK KRİZ BİTECEK
Şirnex’in Cizîr'in (Cizre) ilçesine bağlı Berkevir köyünden olan Ali Gün, köylerinin boşaltması sonrası bir daha eski huzurlarına kavuşamadıklarını ifade ederek, yeni sürecin kendilerinde heyecan yarattığını söyledi. Gün, “Köyümüzde yaşarken hiçbir şeye muhtaç değildik. Elektrik ve suyumuz yoktu ama her şeye sahiptik. Hayvan besleyip ekim yapıyorduk. Artta kalan ürünleri de satarak geçimimizi sağlıyorduk. Sadece biz değil Botan'ın bütün köyleri bu şekildeydi. Köy boşaltılmalarıyla çoğu şeyi kaybettik. Öyle bir duruma geldik ki artık çürümüş bir domatese dahi hasret kaldık. Yeni bir süreçle barış ve huzurun sağlanmasıyla köye dönüşler ile köy inşaları bizi mutlu edecek. Köylerin tekrardan inşası ile hayvancılık ve emekle yaşadığımız ekonomik sıkıntılar da son bulacak" dedi.
‘BARIŞIN ANAHTARI KÜRTLERDİR’
Türkiye'de yaşanan ekonomik ve toplumsal sorunların Kürt sorunundan bağımsız olmadığını dile getiren Gün, “Bölgemizde insanlar tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlıyor. Köylülerin geneli topraklarına dönmek istiyor. Kürdistan'da sorunlar çözülmeden Ortadoğu refaha erişemez. Bir yerde zulüm ve baskı varsa zulmeden de özgür değildir. Bundan ötürü ekonomik, siyasi ve kültürel sorunların tamamı Kürt sorununa bağlıdır. Kürt halkı Ortadoğu'da barışın anahtarıdır. Kürtler özgür olmadan Arapların, Türklerin, Farsların ve Ortadoğu halkları nefes alamaz. Kimseye umut bağlamadık. Sadece şunu belirtmek istiyorum; bizler özgürleşmediğimiz sürece onlar da özgür olmayacak. Bunu iyi bilsinler" diye konuştu.
DÜN YIKTILAR BUGÜN PETROL ARIYORLAR
Gabar Dağı eteklerinde bulunan ve 1994 yılında boşaltılan Dêrşew köyünden Osman Aksu, 31 yıldır köylerine gidemediklerini belirtti. Yeni sürece dair umutlu ve heyecanlı olduklarını kaydeden Aksu, “Köyümüzü yıktıkları yetmiyormuş gibi petrol aramalarıyla doğasını katlediyorlar. Köyümüz hayvancılığa elverişli ve her çeşit meyve de yetişiyor. Köy yaşantımız doğa ile iç içeydi. Fakat şimdi şehirlerde hormonlu ürünler yiyoruz. Bu da kendisiyle hastalık getiriyor. Gabar meyve cennettiydi. 31-32 yıldır köyden uzağız ve bir an önce köyümüze dönüp yeniden inşa etmek istiyoruz. 1994'ten bu yana izin alarak sadece 1-2 defa gidebildik. Kürt sorununun çözümü ile köyümüze ve topraklarımıza dönüp orada yaşamak istiyoruz. Çünkü oralar atalarımızın doğduğu topraklardır. Yaşamın olduğu topraklardır. Köyümüze dönerek özlediğimiz eski yaşamı yeniden inşa etmek istiyoruz. Şehir ve köy yaşamı arasında büyük bir fark var. Ortadoğu'da bütün halkları kapsayan bir barışın olmasını istiyoruz. Sorunların çözümü noktasında irademiz güçlü ve inancımız tamdır" diye konuştu.
DOĞA KATLEDİLDİ
Gabar Dağı eteklerinde bulunan köylerinin 1993’te boşaltıldığını söyleyen Hatice Durmuş, Kürt sorunun çözümü ve huzurun hakim kılındığı bir ortamın oluşmasıyla birlikte köylerine döneceklerini söyledi. Hatice Durmuş, "Köy yıkıldıktan sonra göç etmek zorunda kaldık. Birçoğumuz geçimlerini sağlamak için Türkiye metropollerine çalışmaya gitti. Kürt sorununun çözümü ile köyümüze döneceğiz. Bu yıl gidip isim yazdırdık fakat yine gitmemize izin vermediler. Köyümüzü yıkıp talan ettiler. Bu yetmiyormuş gibi petrol aramak için yol yaparak köyün doğasını da mahvettiler” dedi.
'KÖYDE YAŞAMI İNŞA ETMEK İSTİYORUZ'
Şirnex'in Cudî Dağı eteklerinde bulunan ve 1993 yılında boşaltılan Şilerût köyünden olan Cahit Akıl, yeni süreçle birlikte köylerini yeniden inşa ederek ekim ile uğraşmak istediklerini belirtti. Belirli bir zaman köye gidip gelebiliyorduk fakat güvenlik gerekçelerinden kaynaklı zorlaştı. Köylüler gidebiliyor fakat kalamıyor. Çünkü güvenli değil. Diğer yandan devletin köye dönüş için herhangi bir politikası yok. Sayın Abdullah Öcalan'la yapılan görüşmeler ve ortaya çıkan yeni süreçle birlikte savaşın son bulmasıyla tekrardan köyümüze dönmek ve orada yaşamak istiyoruz. Köyümüzde ekimle ve hayvancılıkla uğraşmak istiyoruz. Köyümüz doğası gereği buna müsaittir. Bizler Sayın Öcalan'ın yapacağı açıklamayı bekliyoruz. Bu konuda kendisine destek veriyoruz. Kürdistan ve Türkiye'de savaş ve çatışmanın olmadığı yeni bir sürecin başlamasını istiyoruz. Yaşanan acıların ve travmaların bir nebze de olsa ortadan kalkması lazım. Bölgede bulunan köylüler tekrardan köylerimize dönmek ve orada yaşamı inşa etmek istiyoruz. Bu sürecin Kürt ve Türkiye halkları için barışa vesile olmasını istiyorum. Umutluyum" şeklinde konuştu.
MA / Ömer Erdoğan