RIHA - Kuzey ve Doğu Suriye’de gazetecilerin hedef alınmasına uluslararası basın kuruluşların sessiz kalmasına tepki gösteren gazeteci Ehmed Semîr, “Gazetecilere dönük saldırılar dünyanın her yerinde suçtur. Bir an önce harekete geçilmelidir” dedi.
Türkiye ve bağlı Suriye Milli Ordusu’nun (SMO), Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük devam eden saldırıları 8 Aralık 2024 tarihinden bu yana Tişrîn Barajı ve çevresinde yoğunlaştırıldı. Saldırılara karşı Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) çağrısıyla halkın başlattığı direniş nöbeti ise 47’nci gününe girdi. Bölgedeki gelişmeleri ve halkın direnişini dünya kamuoyuna duyurmak isteyen gazeteciler de saldırıların hedefinde.
Bölgede haber takibi yapan gazetecilerden en son Egît Roj, 14 Şubat’ta hedef alınarak katledilirken, 2019 yılından bu yana 15 gazeteci saldırıların hedef oldu ve yaşamını yitirdi. Egît Roj’un meslektaşı Ehmed Semîr, Türkiye’nin gazetecilere dönük saldırılarına karşı uluslararası basın kuruluşlarının sessizliğine tepki gösterdi.
GAZETECİLERİN ROLÜ
Savaş ve çatışma bölgelerinde gazetecilerin rolünün önemli olduğunu belirten Ehmed Semîr, “Basının görevi gerçekleri aydınlığa çıkarmaktır. Bir yerde insan hakkı ihlalleri, savaş suçu işleniyorsa bunu tüm dünyaya duyurmak gazetecinin görevleri arasındadır. Bunun için arkadaşlarımız Nazım Daştan, Cihan Bilgin ve Egît Roj yönlerini Tişrîn Barajı’na verdiler. Gerçekleri karanlıkta bırakmamak için yola çıktılar. Onlar orada olmadığı zaman Türkiye’nin basını birçok yalan haber yayıyordu. Tişrîn Barajı’nın işgal edildiği yalanını ilk olarak Nazım ve Cihan ortaya çıkardı. Bugüne kadar da baraj işgal edilmiş değil. Cihan ve Nazım arkadaşlarımız, özel savaşın bir aparatı olan yalan haberlerle yapılmak istenenleri boşa çıkardılar. Baraj bugün QSD’nin kontrolünde ve halk tarihi bir direniş sergiliyor” dedi.
‘GÖREVİMİZ HAKİKATİ AYDINLATMAKTIR’
Nazım Daştan, Cihan Bilgin ve Egît Roj’un hedef alınarak katledildiğini vurgulayan Ehmed Semîr, “Amaç gerçekleri karanlıkta bırakmaktır. Ama amaçlarına ulaşamadılar. Daha önce de bu uğurda birçok gazeteci katledildi. Özgür Basın’ın görevi doğruları açığa çıkarmak ve duyurmaktır. Bu suç değildi. Arkadaşlarımız canları pahasına hakikati aydınlatmak için mücadele ettiler. Gazetecilere dönük saldırılar dünyanın her yerinde suçtur. Birçok arkadaşımız hedef alınıyor ancak uluslararası kurumlar bu saldırılara karşı sessiz kalmayı seçiyor. Uluslararası basın kuruluşları kuruluş amaçları olan basına dönük saldırıların son bulması için harekete geçmeli” diye belirtti.
SESSİZLİĞE TEPKİ
Sadece gazetecilerin değil siyasetçi ve sanatçıların da hedef alındığını söyleyen Ehmed Semîr, şöyle devam etti: “Bugün Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşayan herkesin hayatı risk altındadır. Siviller evlerine otururken Türkiye tarafından bombalanarak katlediliyor. Yine dünya kamuoyu buna gözünü kapattığı için bu suçlar günlük olarak tekrarlanıyor. Hakikati duyurmak suç değildir. Bu hakikati açığa çıkarmak için elimizden geleni yapacağız. Gazetecilik mesleğinin onurunu koruyacağız. Uluslararası kurum ve kuruluşlar da görevlerini yerine getirerek, saldırılara karşı tepkiyi örgütlemeleri gerek.”
MA / Emrullah Acar