ESKİŞEHİR - Abdullah Öcalan’ın tarihi çağrısını "yeni bir eşik" olarak nitelendiren EMEP Eskişehir İl Başkanı Ceren Kökoğlu, "On yıllardır süren çatışmaların sona ermesi, sürecin demokratik tartışma zemininde ele alınması ve demokratik yollardan çözülmesi için bir fırsattır” diye belirtti.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Kürt sorununun siyasi ve hukuki zeminde çözülmesine dair, taraflara yaptığı çağrının etkileri sürerken, PKK çağrıya yanıt olarak ateşkes ilan etti. Gözlerin çevrili olduğu iktidar kanadından çağrıya yanıt verecek pratik bir adımın henüz gelmemesi ise dikkat çekiyor. Abdullah Öcalan'ın çağrısı bütün dünyada olumlu anlamda etki yaratırken, Türkiye ve dünyadan birçok kesim çağrıya destek vererek, iktidarı sorumluluklarını yerine getirmesini istiyor.
Emek Partisi (EMEP) Eskişehir İl Başkanı Ceren Kökoğlu da çağrıya destek vererek, Kürt sorununun eşit haklar temelinde çözülmesini sağlanmanın iktidarın görevi olduğunu belirtti. Ceren Kökoğlu, çağrının yeni bir eşik olduğunu ifade ederek, "On yıllardır süren çatışmaların sona ermesi, sürecin demokratik tartışma zemininde ele alınması ve demokratik yollardan çözülmesi için bir fırsattır” dedi.
‘SİYASİ AFFIN YOLU AÇILMALI’
Çağrıya karşılık AKP Genel Başkanvekili Efkan Ala'nın “Süreci izleyeceğiz” şeklinde yaptığı açıklamanın yanlış olduğunu dikkat çeken Ceren Kökoğlu, “Bu tutum sanki Kürt sorununun çözümü iktidarın sorumluluğu değilmiş gibi bir yaklaşımın tezahürüdür. Bu sorun samimiyetle çözülmek isteniyorsa yapılacaklar çok açıktır. İktidar; önce Kürt halkının temsilcileri olmak üzere tüm toplumsal kesimlerin sürece katılımını sağlayacak adımlar atmak, bu sürecin barışla sonuçlanacağı koşulları oluşturmak zorundadır” diye belirtti.
Kürt sorunun çözümü için gerekli yasal düzenlemelerin hızla yapılması gerektiğine işaret eden Ceren Kökoğlu, "Cezaevlerinde rehin tutulan binlerce siyasetçiyi serbest bırakacak düzenlemeler yapmalı, genel siyasi bir affın yolu açılmadır. Kayyım siyasetine son verilmelidir. Anadilinde eğitim başta olmak üzere Kürt halkının ulusal taleplerinin karşılanması için adımlar atılmalıdır. Sınır ötesi operasyonlara son verilmeli, siyaset yapanlar üzerindeki baskılar, tutuklamalar son bulmalıdır” diye konuştu.
'TERÖR SORUNU' ELEŞTİRİSİ
Türkiye'de Kürt sorununun "terör" sorunu olarak nitelendirilmesini de eleştiren Ceren Kökoğlu, “Bu yaklaşım Kürt halkının ulus olmaktan kaynaklı taleplerinin de görmezden gelinmesine neden oldu. Şiddet, baskı, asimilasyon, ulusal taleplerin ezilerek bertaraf edilmeye çalışılması bir yöntem olarak tercih edildi. Dönem dönem siyasi iktidarlar kendilerinin iktidarlarını sürdürme motivasyonuyla çözüme dair kısmi adımlar attılar. Bazı iyileştirmeler yapmaya çalıştılar. Ancak bunlar toplamda Kürt halkının özlemlerine ve taleplerine cevap vermedi” ifadelerinde bulundu.
‘GÜN ORTAK MÜCADELEYİ BÜYÜTME GÜNÜDÜR’
Kürt sorununun eşit haklar temelinde çözülmesi, toplumda demokratik hak ve özgürlükler alanını genişletecek adımların atılmasının iktidarın görevi olduğunun altını çizen Ceren Kökoğlu, devamla şunları söyledi: “Gelinen noktada Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü, çatışmaların son bulması, demokratik bir ülkede eşit koşullarda yaşam talebi yakıcılığını devam ettirmektedir. İktidarın otoriter, faşizan baskıları, tüm muhalefeti dağıtma tutumu; sürece nasıl yaklaştığının göstergesidir. Kürt ve Türk halkının hem barış, hem eşitlik talebi, demokratik bir ülke mücadelesi kesintisiz devam etmelidir. Bunun yolu da Kürt, Türk tüm milliyetlerden işçilerin, emekçilerin, gençlerin, kadınların yani tüm ezilen ve sömürülen halk kitlelerinin ortak mücadelesinden geçmektedir. Gün bu talepler etrafında ortak mücadeleyi büyütme günüdür.”
MA / Enes Beyaz