MERSİN - EMEP Genel Başkan Yardımcısı Sedat Başkavak, Abdullah Öcalan'ın tarihi çağrısına rağmen saldırıların sürdüğünü belirtirken, İHD MYK üyesi Hakkı Demir, iktidarın bir an önce adım atması gerektiğini kaydetti.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın tarihi çağrısı gündemdeki yerini koruyor. İktidardan muhalefete, sivil toplum örgütlerinden gazeteci, akademisyen ve sanatçılara kadar birçok kesimin destek verdiği çağrı kamuoyunda tartışılmaya devam ediyor.
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Sedat Başkavak ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Hakkı Demir, Abdullah Öcalan'ın "Barış ve Demokratik Toplum" çağrısını ve iktidarın bu çağrıya ilişkin atması gereken adımları değerlendirdi.
TALEPLER ETRAFINDA MÜCADELE
Sedat Başkavak, Kürt halkının kimlik, kültür ve dil hakkının tanınmasına ilişkin yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini belirtti.
Abdullah Öcalan’ın çağrısına rağmen gözaltı tutuklama, kayyım atama gibi saldırıların devam ettiğini belirten Başkavak, “Emek ve demokrasi güçleri üzerinde soruşturmaları demokrasi kılıcı gibi sallandırırken, diğer taraftan ‘açıklama oldu her şey bitti, her şey güllük gülistanlık olacak’ demek doğru olmaz. Kürt halkının demokratik talepleri, eşitlik ve özgürlük talepleri noktasında siyasi iktidar nasıl bir adım atacak? On binlerce siyasi tutsağın akıbeti ne olacak? Bir taraftan cezaevleri dolu diye tartışılıyor, diğer taraftan 2025 bütçesinde 11 cezaevi yapılacak diye bütçe ayrılıyor. Eşitlik, özgürlük, barış ve kardeşlik talebini daha çok yükseltmek gerekir. Bununla birlikte Kürt halkının kimlik, kültür ve dil taleplerini yükseltmek daha da önem kazandı. Bu talepler etrafında birleşerek mücadele etmek gerekiyor” dedi.
'MÜCADELE HIZ KESMEDEN DEVAM ETMELİ'
Hakkı Demir, Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrının dünyada büyük yankılar uyandırdığını ifade ederek, “İHD olarak uzun yıllardır çatışmalı ortamın sona ermesi için mücadele ediyoruz. Silahın konuştuğu yerde söz kısa olur. Abdullah Öcalan bu çağrıyı yaparak aslında Türkiye’deki muhalefetin elini de güçlendirmiş oldu. Bu çağrının Suriye açısından daha önemli olduğunu düşünüyorum. Türkiye Suriye’ye yönelik çeşitli operasyonlar yapıyor, orada asker bulunduruyor. ÖSO’yu besleyerek onları maddi ve askeri açıdan destekliyor. Bu çağrı ile bu gerekçeler de ortadan kalkmış olacak. Muhalefet de artık cesaretle, ‘Türkiye’nin Suriye’de bir işi yok’ diyebilmeli. Bu çatışmasızlık ortamı hayata geçtikten sonra derhal askerlerini oradan geri çekmeli ve Suriye’den tümüyle çıkmalıdır. Türkiye’de binlerce siyasi tutsağın derhal serbest bırakılması gerekir. Kayyım atanan belediye başkanları tekrar görevlerine iade edilmeli” diye belirtti.
‘GÜÇ VERECEĞİZ’
Emek ve demokrasi mücadelesi yürütenlerin bu sürece sahip çıkmak durumunda olduğunu söyleyen Demir, “İktidarın yürüttüğü antidemokratik uygulamalara dönük mücadele hız kesmeden devam etmeli. ‘PKK silah bıraktı, demokrasi mücadelesi bitti’ dememek gerek. Aksine, demokrasi mücadelesi daha da önem ve güç kazandı ve söyleyecek daha çok sözümüz var. İnsanların yaşamını yitirmediği, anaların ağlamadığı demokratik bir sürece olan inancımız güçlüdür. Bu sürece elimizden geldiğince güç vermeye çalışacağız” diye konuştu.
MA / Abdulkadir Ayten