COLEMÊRG - Ağabeyi, kızı ve oğlunun yanı sıra 19 yakınını çatışmalarda yitiren Gülizar Yaşar, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın başlattığı süreç karşısında devletin de üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini söyledi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat’ta açıkladığı "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı"nın üzerinden 2 ay geçmesine rağmen iktidar ve devlet kanadında henüz somut bir adım atılmadı. Çağrıya rağmen, TSK tarafından operasyonlar halen sürerken Öcalan’ın özgür yaşar ve özgür çalışır koşulları da sağlanmadı. Çatışmalı süreçte yakınlarını yitiren aileler, devletin adım atması yönündeki talepleri devam ediyor.
İki çocuğunu ve bir abisini süren savaşta yitiren Gülizar Yaşar, kalıcı bir çözüm ve demokratik bir yaşam için devletin somut adım atmasını istiyor.
2 ÇOCUĞUNU KAYBETTİ
Gülizar Yaşar, Colemêrg’in Gever (Yüksekova) ilçesine bağlı Oremar köyünün Zerene mezrasında dünyaya geldi. 30 yılı aşkın süre boyunca Zerene köyünde yaşam sürdürdü. Kürt özgürlük mücadelesinde ilk kayıpları ise ağabeyi Devali Gürdal oldu. Ağabeyi Gürdal, 1985 yılında HRK milisi iken Cilo bölgesinde çıkan bir çatışmada yaşamını yitirdi. Ağabeyinin ölümüyle birlikte Gülizar Yaşar evli olduğu eşi ve ailesine dönük askerler ve kontraların tehditleri yoğunlaştı. Gülizar Yaşar tehditler karşısında köyü terk etmek zorunda kaldı. Ağabeyinin ölümü sonrası kızı Rehyan Yaşar (Adar Gever) 1993 yılında, ölen abisinin oğlu (Zınar Gever) Macit Gürdal ise 1994 yılında PKK saflarına katıldı. Yeğeni olan Macit Gürdal aynı yıl içerisinde Çarçella-Zagros alanında kızı Reyhan Yaşar ise 1998 yılında Xakurukê bölgesinde yaşamını yitirdi.
Kızı Reyhan’ı kaybettikten 4 yıl sonra 2004 yılında diğer kızı Hamiyet Yaşar, 2012 yılında ise oğlu Şervan Yaşar (Êrîş Adar) PKK’ye katıldı. Oğlu Şervan 2022 yılında yaşamını yitirirken, kızı halen PKK içinde yer alıyor.
AİLEDEN 19 KİŞİ YAŞAMINI YİTİRDİ
Kendisi başta olmak üzere ailesinin tüm ömrü özgürlük ve barış mücadelesinde geçen Gülizar Yaşar, “Sadece çocuklarım değil, onlarca yeğenim ve yakınım bu mücadelede yaşamını yitirdi. Ailemden 19 kişiyi kaybettim. İşkence, baskı ve ölüm dahil görmediğimiz, yaşamadığımız hiçbir şey kalmadı. Ama buna rağmen halen barışı talep ediyoruz. Bugün evlatlarımı kaybetmiş olabilirim ama daha fazla kimsenin canı yanmasın, evladı ölmesin diye hep barış istedim. Askerlerin ve gerilla ailelerinin daha fazla acı çekmesini ve ağlamasını istemiyoruz" dedi.
PKK’nin Kürtlerin Agirî’de, Dêrsîm’de katledilmesi, cezaevlerine atılması ve birçok insanın faili meçhul bir şekilde yaşamını yitirmesi nedeniyle ortaya çıktığını söyleyen Gülizar Yaşar, “Eğer 100 yıl önce Kürt halkının mevcut talepleri karşılansaydı bugün bunlar yaşanmazdı. Toprağımızı ve dilimizi istiyoruz. Kimseyle alıp veremediğimiz bir durum yok. Her halka barış içerisinde onlar gibi özgür yaşam istiyoruz” dedi.
‘BASKI SÜRDÜKÇE SİLAHLAR SUSMAZ’
Kürtlerin demokratik hakları tanındığı zaman silah kullanmanın bir anlamı olmayacağını belirten Gülizar Yaşar, Kürtler anadilde eğitim ve özgür bir yaşam hakkı sunulması gerektiğini belirtti. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın başlattığı süreç karşısında devletin de üzerine düşen sorumluluk ve görevlerini yerine getirmesi gerektiğini söyleyen Gülizar Yaşar, “Devletin somut adım atması gerekiyor. Karşılıklı somut adımlar atılırsa süreç başarıya ulaşır” ifadelerini kullandı.
'DEMOKRATİK HAKLARI TANINSIN'
Gülizar Yaşar, "Devlet somut adım atarsa, anadilde eğitim ve demokratik haklar verilirse bu sürece bizde inanır ve güveniriz. Tüm siyasi tutsakların bu süreçte özgürleşmesi gerekir. Cezaevlerinin kapısı açılmalı. En önemlisi süreci yürüten Öcalan’ın özgür olması gerekir. Öcalan gerekli adımı attı, sıra Devlet Bahçeli, Recep Tayyip Erdoğan’dadır. Onların da adım atması gerekir” diye konuştu.
Asker, gerilla ve tutsak ailelerine çağrıda bulunan Gülizar Yaşar, herkesin sürece sahip çıkması gerektiğinin altını çizdi.
MA / Ruken Polat - Mazlum Engindeniz