WAN - Polisin 1 Eylül yürüyüşe saldırısını protesto eden Wan Emek ve Demokrasi Platformu, "Doğrudan barış ve demokratik toplum süreci hedef alınıyor" dedi.
Wan Emek ve Demokrasi Platformu, dün düzenlenen 1 Eylül yürüyüşünde yaşanan polis saldırısına karşı açıklama yaptı. Şekerbank önünde yapılan açıklamada, “Demokratik toplum için barışa ses ver“ , “Ji bo civaka demokratîk deng bide aşitîyê” pankartı açılırken sık sık “Savaşa hayır, barış hemen şimdi”, “Em şer naxwazin, aşitîyê dixwazın” sloganları atıldı.
Açıklamayı okuyan Eğitim-Sen Wan Şube Eşbaşkanı Funda Demir Bozkurt, eşitliğin ve demokratik yaşamın vazgeçilmezliğini haykırmak için 1 Eylül’de bir araya geldiklerini söyledi. Funda Demir Bozkurt, “Ne yazık ki yürüyüşümüzün sonuna doğru polis saldırısı ile karşı karşıya kaldık. Hiçbir şiddet ve provokasyon içermeyen, tamamen barışçıl şekilde gerçekleşen etkinliğimiz, polis müdahalesi ile engellenmek istendi. Saldırıda hedef gözetilerek Eğitim Sen Van Şube Eş başkanı Murat Atabay başta olmak üzere birçok yurttaş darp edildi” dedi.
‘BU SALDIRI DOĞRUDAN SÜRECİ HEDEF ALIYOR’
Temel taleplerinin barış ve demokratik toplumun inşası sürecine katkı sunmak için barışçıl yürüyüş gerçekleştirmek olduğunu, ancak bu saldırıyla doğrudan barış ve demokratik toplum sürecinin hedef alındığını belirten Funda Demir Bozkurt, bu durumun halkların ortak geleceğine, bir arada özgür ve eşit yaşama iradesine yapılmış açık bir saldırı olduğunu ifade etti. Funda Demir Bozkurt, “Demokratik hak ve özgürlüklerimiz üzerinde yürütülen bu baskılar, sadece katılımcılara değil, toplumun tamamına verilmek istenen mesajın bir parçasıdır: Barış ve demokrasi talebi kriminalize edilemez, bastırılamaz. Ülkenin birçok ilinde barışçıl gösteri ve yürüyüşler sorunsuz bir şekilde tamamlanırken, Van Emniyeti ve polisin tutumu kaygı vericidir. Halkın barış talebini bastırmak amacıyla uygulanan bu sert müdahale, barışçıl eylemlerin anlamını zedelemekte ve yurttaşların demokratik haklarını kullanmasının önünde ciddi bir engel teşkil etmektedir. Bu tavır kabul edilemez” şeklinde konuştu.
‘WAN’A ÖZEL BİR POLİTİKA UYGULANIYOR’
Van Emniyeti ve talimatı veren Van Valiliğinin özellikle son yıllarda her türlü etkinlikte kenti abluka altına aldığını, kentte yaşayan insanları ve esnafı mağdur eden ve barışçıl her türlü etkinliğe sert müdahalede bulunduğunu söyleyen Funda Demir Bozkurt, bu tutumun yıllardır aynı şekilde sürdüğünü ifade ederek şöyle devam etti: “Bu çerçevede Wan’a özel bir politikanın uygulandığını ve bu yaklaşımların toplumun büyük bir özlemle beklediği barış atmosferini ilerleyen süreçlerde zedeleyebilecek bir potansiyel taşıdığını ifade etmek istiyoruz. Birleşmiş Milletler ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi başta olmak üzere Türkiye’nin taraf olduğu tüm uluslararası belgeler, halkların barışçıl gösteri hakkını güvence altına alırken, bu hakkın şiddetle engellenmesi kabul edilemez. Halkın iradesine, demokratik hak ve özgürlüklere ve barış mücadelesine yönelen bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz.”
‘MÜCADELEMİZİ KARARLILIKLA SÜRDÜRECEĞİZ’
Baskı, yasak ve şiddet politikalarının halkların barış ve eşitlik talebini bastıramayacağının altını çizen Funda Demir Bozkurt, tam tersine, barışa olan ihtiyaç ve talebin ne kadar yakıcı, meşru ve vazgeçilmez olduğunu bir kez daha gözler önüne serdiğini söyledi. Funda Demir Bozkurt, “Bu ülkede barış talebi meşrudur, haklıdır ve halkların ortak geleceğinin teminatıdır. Van Emek ve Demokrasi Platformu olarak barış mücadelesinden geri adım atmayacağımızı, halkların eşit, özgür ve kardeşçe yaşam talebini her koşulda savunacağımızı ve demokratik hak ve özgürlükler için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha vurguluyoruz. Buradan bir kez daha sesleniyoruz: Türkiye’nin geleceği savaş ve şiddet politikalarında değil; eşitlik, özgürlük, demokrasi ve barışta yatmaktadır. Dünya Barış Günü’nün ruhuna sahip çıkarak tüm halklarımızı barışın sesi olmaya, baskılara karşı dayanışmaya, toplumsal adalet ve demokrasi için mücadeleyi büyütmeye davet ediyoruz. Barış kazanacak, demokrasi kazanacak, halk kazanacak!” diye konuştu.