İSTANBUL - ÖHD, İstanbul Adliyesi önünde yaptığı eylemde Kürtçe eğitimin engellendiğini hatırlatarak, Meclis'i Kürtçeye resmi statü tanınmaya çağırdı.
Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Kürtçenin resmi dil ve eğitim dili olması talebiyle başlattığı kampanya kapsamında Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi önünde açıklama yaptı. "Divê zimanê Kurdî bîbe zimanê fermî u perwerdeye" pankartının yer aldığı eylemde, açıklamanın Kürtçesini ÖHD üyesi Aslı Gülseren, Türkçesini Samet Yavuz yaptı.
Devletin yüzyıllardır konuşulan kadim dillere karşı asimilasyon politikaları yürüttüğünü ifade edilen açıklamada, "Bu ülkede en çok konuşulan ikinci dil olan Kürtçe ise bu asimilasyon politikalarından en ağır payı almış ve almaya devam etmektedir. Her ne kadar geçtiğimiz yüzyılda Kürt halkı bu talebini ısrarla dile getirmiş ve direnmiş olsa da devlet tek dilli politikalarından vazgeçmemiştir. Kuşkusuz, Kürt meselesinin çözümü, Kürt kimliğinin ve Kürtçenin tanınmasına bağlıdır. Kürt kimliğinin tanınması da Kürtçenin resmi statüye kavuşması ve Kürtlerin dillerini yaşamın her alanında özgürce kullanıp geliştirebilmeleri için anadilde eğitimin sağlanmasına bağlıdır. Ayrıca, dil hakkı, hukuki olarak insan hakkı olarak tanımlanmış ve birçok uluslararası sözleşmede güvence altına alınmıştır. Evrensel Dil Hakları Bildirgesi, Avrupa Bölgesel ve Azınlık Dilleri Koruma Sözleşmesi, Ulusal Azınlıkların Korunmasına İlişkin Çerçeve Sözleşme, Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi ile Çocuk Hakları Sözleşmesi, dil hakları konusunda temel belgelerdir" denildi.
YASAL ADIM ÇAĞRISI
Anadilde eğitim hakkının uluslararası sözleşmelerde güvence altına alındığı hatırlatılan açıklamada, Türkiye'nin Kürtçe eğitimi engellediğinin altı çizilerek, "Barışın ve demokratik toplumun inşası için anadilde eğitim temel bir hak olup Kürt meselesinin çözümü için de öncelikle bu hakkın koşulsuz ve şartsız bir şekilde tanınması gerekmektedir. Bir hukukçu olarak, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği öncülüğünde Kürtçeye resmi statü tanınması ve Kürt halkının anadilde eğitim hakkının tanınmasını talep eden imza kampanyasını mesleki ve vicdani bir sorumluluk olarak görüyor ve destekliyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni, Kürtçeye resmi statü tanınması ve Kürtlerin hakkı olan anadillerinde eğitim hakkının güvence altına alınması adına gerekli anayasal ve yasal adımları atmaya davet ediyorum" ifadelerine yer verildi.