WAN - Wan, art arda devreye konulan 20'si baraj ve HES, 18'i GES, 2'si RES projesiyle adeta ekolojik yıkım için kuşatmaya alınmış durumda. Bölgenin su, geçim ve doğasını tehdit eden projeler, her geçen gün doğayı geri dönülmez şekilde tahrip ediyor.
Wan'da son yıllarda art arda devreye alınan Hidroelektirik Santral (HES) Güneş Enerji Santrali (GES) ve Rüzgar Enerji Santrali (RES) projeleri, kentin doğal dengesi ve ekosistemi üzerinde büyük bir tehdit oluşturuyor. Şirketlerin hizmetine sulan dağlar, vadiler ve meralar; yaşam alanlarını, su kaynaklarını ve biyoçeşitliliği yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyor. Halkın rızası dışında hayata geçirilen projeler, bölge sakinlerinin geçim kaynaklarını da doğrudan etkiliyor. Kent genelinde 9 büyük HES projesi bulunurken bunlara ek olarak yapılacak 6 yeni büyük HES projesi kentin ekoloji yaşamını doğrudan etkileyecek. Kentte bulunan her bir ilçenin başına bir HES'in düştüğü kentte, ekolojik tahribat ise geri dönülmez bir biçimde giderek yayılacak.
Wan'da çalışan ve sırasını bekleyen 20 baraj ve HES mevcut. İşletmede olanlar ise şöyle: Muradiye Ayrancılar HES, Koçköprü Barajı ve HES, Zilan Regülatörü ve HES, Çataj Saral 3 HES, Engil HES, Gürpınar Hoşap Baraj ve HES, Sarımehmet HES, Erciş Morgedik Regülatörü ve HES Erciş, Erciş HES ile birlikte 9 adet Hidro Elektrik Santrali işletmede bulunuyor. Ayrıca üretim lisansı almış olan Ak HES ve ön lisansı alınmış olan, Bahçesaray Pervari A Barajı ve HES yapılacaklar arasında. Diğer yandan planlanan 9 HES ise şunlar: Tellikaya Regülatörü ve HES, Çatak Deliktaş HES, Botan Narlı Barajı ve HES, Karasu Barajı ve HES, Bahçesaray Tüğsüs Regülatörü ve HES ve Beşik HES, yine Çarak'ta Konalga Regülatörü ve HES, Başkale Sarıtaş HES ve Erciş Yakut HES.
18 TANE GES, 2 TANE RES
Yine kent genelinde 18 tane GES projesi bulunuyor. Bunlar ise şu şekilde: Van Arısu GES, Omicron Engil 208 GES,Omicron Erciş GES,PSI Engil 207 GES,Çatak Belediyesi GES, Spon Van GES,Alabayır 2 GES,Erciş 2 GES,Yumrutepe GES,Zümrüt GES,G3 Van 1-2 GES,G3 Van 2-1 GES,Erciş 5 GES,Tüğsüs Regülatörü ve HES,Karluna Enerji Van GES,G3 Van 3-1 GES,Başkale 2 GES. Yine kentte R3 Van 2 RES (Rüzgar Enerji Santrali) ile Van Bağlama (RES) bulunuyor.
10 BİNİN ÜZERİNDE SONDAJ KUYUSU
Wan Ekoloji Derneği üyesi Erdoğan Ödük, kentteki tahribatın son 10 yılda ciddi boyutlara ulaştığını belirtti. Özellikle Zîlan bölgesinde yapılan HES'lerin su kaynaklarını tüketme noktasına getirdiğini söyleyen Ödük, "Van Gölü'nde ciddi bir çekilme yaşanıyor. HES projeleri, tarımsal sondajlar ve bilinçsiz sulama yöntemleriyle temiz içme suyu kaynakları kirletiliyor. Bu, son yıllarda yapılan HES projeleriyle hatta tarımsal alanda yapılan sondajlarla ve yaptığımız incelemelerle kayıtlı ve kayıt dışı 10 bin üzerinde Van'ın kuzeyinde sondaj olduğunu biliyoruz. Bu sondajların çoğu artezyen kaynaklardan temiz içilebilir su kaynaklarıdır. Pestisitlerin yer altı suyuna karışması hem toprağı hem de gölü zehirliyor. Bu durum büyük bir su kaybına yol açıyor" ifadelerini kullandı.
Şax (Çatak) ve Miks'te (Bahçesaray) planlanan HES'lerin yeni ekolojik yıkımlar getireceğini vurgulayan Ödük, "Bölgede iklimsel etkiler nedeniyle zaten ciddi bir su krizi yaşanıyor. HES'ler, hem su kaynaklarını tehdit edecek hem de halkın geçim kaynaklarını yok edecek. Bu yalnızca Van'da değil, bütün bölgede yaşanıyor" dedi.
ENDEMİK TÜRLER YOK OLUYOR
GES ve RES projelerinin de ekolojik dengeyi bozduğunu belirten Ödük, "Bir RES kurulduğu zaman onların sabitlenmesi, yol güzergahlarının belirlenmesinin çoğu genelde rüzgarın şiddetli olduğu yerlere inşa ediliyor. Bu alanların bir çoğu da hayvanların geçiş güzergahı ve tamamıyla kapatılıyor. Mesafe de çok uzun olduğu için 30-35 tane RES'i yan yana koyduğun zaman ciddi bir geçiş güzergahını kapatmış oluyorsunuz. Bu RES'ler yüksek bölgelerde kuruluyor ve bu bölgede yüksek yerlerde endemik bitki türleri çok fazla. Ve bazıları çok özel yerlerde yetişiyor. Belki tespit edilmeyen bitkiler tespit edilmeden yok ediliyor. Yine Edremit bölgesinde de GES projelerinden dolayı dağlık alanlar kapatılmış. Böyle bir enerji üretim mantığını kesinlikle reddediyoruz" diye konuştu.
'EKO-KIRIMA KARŞI HUKUKİ ZEMİN ŞART'
Kürdistan'da eko kırıma karşı ekoloji hakikat komisyonlarının kurulması gerektiğini söyleyen Ödük, "Savaşların ardından oluşan tahribatın raporlanması ve sorumluların hesap vermesi gerekiyor. Doğa ortak yaşam alanımızdır. İnsanlar için gerekli olan hukuki zemin, doğa için de geçerli olmalı. Ekolojik soykırımı durdurmak için tavır net olmalıdır" diye belirtti.
MA / Zeynep Durgut