ŞIRNEX - Abdullah Öcalan'ın paradigmasıyla örgütlenen Mexmûrlular, geri dönüş için yasal düzenleme bekliyor. Mexmûr Halk Meclisi Eşbaşkanın Filiz Budak, "Bu yaşamın örülmesinin her anından Önder Apo’nun paradigmasının izleri var" dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 9 Ekim 1998 tarihinde Suriye’den çıkartılmasıyla startı verilen uluslararası komplo 27'nci yılında. Suriye'den çıktıktan sonra Kürt sorununun çözümü için yönünü Avrupa'ya veren Öcalan, uluslararası güçlerin ortaklığıyla 15 Şubat 1999'da Türkiye'ye getirildi.
"İmhanın" amaçlandığı komplo başarıya ulaşmazken, Öcalan'ın cezaevi sürecinde geliştirdiği fikirler Kürtler başta olmak üzere Ortadoğu'daki birçok halk için ilham oldu. 1990'lı yıllarda köy boşaltmaları nedeniyle Irak’ın Musul vilayetindeki Mexmûr Kampı'na göç etmek zorunda kalan binlerce yurttaş da uzun yıllardır Abdullah Öcalan’ın paradigmasıyla örgütleniyor ve kendi kendilerini yönetiyor.
'ÖNDER APO'YU TESLİM ALAMADILAR'
Mexmûr Halk Meclisi Eşbaşkanı Filiz Budak, tüm saldırılara karşı kampta inşa ettikleri yaşama işaret ederek, "Amaçlarına ulaşmadılar. Sayın Öcalan duruşuyla komploların hepsini boşa çıkardı" dedi. Filiz Budak, "Önderliğin (Öcalan) fikirleri bütün Ortadoğu için umut olmuştu. Herkes kurtuluşunu Önder Apo’nun paradigmasında buluyordu. Önder Apo mezara gömülen, üstüne beton dökülen bir halkı yeniden canlandırmıştı. Canlandırmak ile kalmamış onları paradigmasıyla donatmıştı. Emperyalist devletler bunu kendilerine karşı bir tehlike olarak gördüler. Önder Apo esir alındı ancak iki şeyin önüne geçemediler. Kürtlerin inkarı ve imhasının önü kesildi. Binlerce yıldır inkar edilen ve ezilen kadınlar artık özgürlük mücadelesinin öncüsü oldu. Sömürülen kadın, toplumu yöneten bir konuma geldi. Bunu Önder Apo gerçekleştirdi. Önderliğin bu iki başarısı Ortadoğu’da plan yapmak isteyenlerin planlarını bozdu" diye konuştu.
Komplonun amacına ulaşmadığını söyleyen Filiz Budak, "Kürt tarihinden isyanın öncüsünün yakalanması ya da öldürülmesiyle o isyan son buluyordu. Öncü ortadan kaldırılınca toplum siniyordu. Kürt halkı, Önder Apo şahsında bu tarihi değiştirdi. Önder Apo esir alındıktan sonra PKK sistem değişikliğine gitti ve Demokratik Ulus ile daha da güçlendi. Bu komplocu devletlere verilen en güzel cevaptı. Bugün demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü bir sistem yaratıldı. 27 yılda Önder Apo’yu teslim alamadılar. Önder Apo, İmralı’da yeniden doğdu ve yeni manifestoyu yazdı. Bu gelişmeler komplocu devletlerin amaçlarına ulaşmasını engelledi."
SIFIRDAN İNŞA EDİLEN YAŞAM
Abdullah Öcalan’ın Mexmûr'daki halk üzerindeki etkisine değinen Filiz Budak, "Mexmûr'daki halk, Önder Apo ile yaşayan ve onun fikirlerini somutlaştıran bir halk. Mexmûr kampı bir çölde kuruldu. Önder Apo’nun ‘Ne olursa olsun orayı bir yaşam alanına çevireceksiniz’ demesi ile burada yaşam inşa ediliyor. Kamp ilk kurulduğundan çocuklar susuzluktan yaşamını yitirdi. Önder Apo’nun sözü ile burada yeni bir yaşam inşa edildi. Mexmûr bir çölken şimdi yemyeşil bahçe gibi. Sıfırdan bir yaşam inşa edildi. Görenler hayret ediyor. Bu yaşamın örülmesinin her anından Önder Apo’nun paradigmasının izleri var. Her kurumda Önder Apo’nun paradigması var. Devlet dışı bir sistem, kendi kendine yeten ve kendini yöneten bir sistemi 31 yıldır hayata geçirmiş durumdayız. Ahlaki ve politik toplum esasına uyan bir sistem yaratıldı. Kominal yaşamın izleri her sokakta var. Önder Apo’nun paradigması bizim önümüzü açtı" diye konuştu.
Filiz Budak, "Bu komplo kaybetti, Önder Apo kazandı. Bugün Devlet Bahçeli, Önder Apo’yu Meclis’e çağırmaya mecbur kalmışsa bu komplonun kaybettiğinin somut örneğidir. Önder Apo'nun fiziki özgürlüğüne kavuşması lazım. Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için gerçek dostluk ve yoldaşlık örülmeli. Eksik bırakılan arkadaşlığın tamamlanması gerekir, gerçek dostluk ile Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü sağlanabilinir" diye kaydetti.
‘KOLEKTİF BİR DÖNÜŞ’
Abdullah Öcalan'ın yakın bir zamanda Mexmûr'da yaşayan halka mesaj gönderdiğini hatırlatan Filiz Budak, şunları söyledi: "31 yıldır mülteciyiz. Bu süreci tarihi bir zafer olarak ele alıyoruz. Biz de bu sürecin (Barış ve Demokratik Toplum Süreci), zaferin, mücadelenin bir parçasıyız. Önder Apo bize gönderdiği mesajda da bunu belirtiyor. Süreci olumlu görüyoruz. Çünkü sürecin başaktörü Önder Apo. Her ne kadar devlet samimi olmasa ya da başka amaçlar gütse de Önder Apo’nun varlığı bizim için yeterli. Önder Apo bugün bizden ne isterse onu yapmaya hazırız. Bir dönüş olacaksa Önder Apo’nun dediği gibi ‘kolektif bir dönüş’ olacak. 31 yıldır mülteci olarak yaşıyoruz. Dönüşümüz kimliğimizin, dilimizin, kendi kendini yönetmemizi esas alan bir temelde olacak."
Filiz Budak, geri dönüşler için yasal düzenlemeler yapılması gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti: "Mexmûr'da halk yasal düzenlemeleri bekliyor. Somut adımların atılmaması süreci uzatmaktan başka bir şeye yaramaz. Sürecin uzaması halklarda kaygıları arttırır. Biz bu sürecin bir parçası olarak devletten somut adımlar atmasını bekliyoruz."
MA / Emrullah Acar