Son dönemlerde Kürdistan kentlerinde aşiret ve aileler arasında yaşanan kavgalar toplumsal bir sorun haline dönüştü. Özellikle Amed, Wan ve Êlih’te son aylarda şahıslar veya aileler arasında yaşanan küçük bir sorun bile, aşiretlerin karıştığı silahlı kavgalara dönüşerek toplumsal yapıya zarar veriyor. Yaşanan bu toplumsal şiddet sarmalı İmralı Cezaevi'nde tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın da gündeminde. 

 

Abdullah Öcalan, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti ile yaptığı son görüşmelerde bu sorun gündeme geldi. Ajansa Welat'ın geçtiği habere göre; Heyetten elde edilen bilgilere göre, Abdullah Öcalan görüşmelerde bu durumun kendisinin de dikkatini çektiğini belirttiğini ve bu tehlikeli duruma karşı halka hassas ve sorumlu yaklaşmaya çağırdı. 

 

ŞİDDET OLAYLARINA DİKKAT ÇEKTİ

 

Görüşmede, Abdullah Öcalan’ın heyetten bu konuda bilgi isteyerek, şu konulara dikkat çekti: “Toplumda yaşanan şiddet olaylarının olağanüstü bir hal aldığının farkındayım. Özellikle kadına yönelik şiddet çok yükselmiş. Bu durum beni üzüyor.” 

 

‘BU MESELELERLE İLGİLENECEĞİM’ 

 

Abdullah Öcalan, görüşmede üzerinde en fazla durduğu konuların başında toplum içerisinde artan şiddet olaylarının olduğunu kaydederek, şu değerlendirmeyi yaptı: “Çözüm sürecinde üzerinde fazla durmamın nedenlerinden biri de bu sorunları ele almak ve çözümleri üzerinde durmaktır. Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nin birinci aşaması tamamlandığımızda, sıra bu konulara gelecektir. Kısa süre içerisinde bu konuda on bakanlıktan daha fazla çalışacağımın sözünü veriyorum. Üzerinde ilk duracağım konu da toplum içerisindeki şiddet olacaktır. Bu konuya karşı yasal, toplumsal, ahlaki ve kültürel tedbirler alınmalıdır.” 

 

‘TOPLUMDAKİ ŞİDDETİ AHLAK DIŞI OLARAK GÖRÜYORUM’

 

Toplumda yaşanan şiddete karşı bir an önce yapılması gerekenlere dair kamuoyuna çağrı yapan Abdullah Öcalan, “Beni dinleyenlere şunu söylüyorum; Birbirinize karşı silah kullanmayı ahlaki bir çerçevede bırakın. Sorunları akılla ve konuşarak çözün. Şehir, aşiret, aile ve toplum içerisindeki şiddeti reddediyorum. Bu şiddeti de ahlak dışı olarak görüyorum” dedi. 

 

‘ŞİDDETE KARŞI SORUMLULUK ALIN’ 

 

Duyarlı bütün kesimlere çağrıda bulunan Abdullah Öcalan, “Bu şiddete karşı rol oynayın ve bu sorunun karşısında mücadele edin. Bu konuya karşı sorumluluk almak isteyen kişi ve arkadaşlar, bunu ahlaki bir sorumluluk olarak görmeli ve üst düzey bir rol oynamalıdır. Bunu bütün yurtsever, arkadaş ve yoldaşlarımdan istiyorum. Daha önce de söylediğim gibi, bu süreçte bir tek kişinin bile canını kaybetmesine izin vermezsek başarılı oluruz. Onun için bizi parça parça eden bu şiddetten kurtulmalıdır. Şiddeti bir kenara bırakın, birbirimizi incitecek kötü bir söz dahi kurmamalıyız” diye kaydetti. 

 

‘DEMOKRASİ MÜCADELESİ ÖRGÜTLÜENMEKTİR’ 

 

Abdullah Öcalan, bu konuya karşı siyasetçilerin de büyük bir mücadele vermesi gerektiğini belirterek, yaşanan şiddetin sebebini de örgütsüzlük olduğunu vurguladı. Abdullah Öcalan, şiddete karşı yapılması gerekenlere dair şu hususlara dikkat çekti: “Çok defa uyarılarda bulundum. Toplum örgütlü hale getirilmelidir. Bu örgütlülük toplumun en küçük birimine kadar indirgenmelidir. Bu toplum ihmal edilecek bir toplum değildir. En büyük demokrasi mücadelesi de halkı örgütlü hale getirmektir” diye belirtti. 

 

‘DEM PARTİ’NİN OY POTANSİYELİ YÜZDE 20’LERDE’

 

Abdullah Öcalan heyet ile yaptığı görüşmede, DEM Parti’nin siyaset ve toplumun örgütlülüğündeki rolüne dikkat çekerek, şunları söyledi: “Sürecin ikinci aşamasında bu meseleyle ilgileneceğim. DEM Parti’nin büyük bir potansiyeli var. Kendisine inanmalıdır. Kilit bir partidir. İster Cumhur İttifakı olsun ister Millet İttifakı olsun hiçbiri DEM Partisiz iktidar olamaz. Bunun için de toplumu örgütlemeli ve kendine inanmalı. Oy potansiyeli de yüzde 20’lerdedir." 

 

DEMOKRATİK ENTEGRASYON ÇAĞRISI 

 

DEM Parti Heyeti’nin aktardığı bilgilere göre, Abdullah Öcalan son görüşmede en fazla, entegrasyona dair çıkarılacak yasalar üzerinde durdu. Abdullah Öcalan gelinen aşama itibariyle herkese, özellikle de demokratik kitle örgütlerine, süreç bağlamında sorumluluk alma ve daha fazla emek verme çağrısında bulundu.