İstanbul ve Ankara’da hasta tutsaklar için düzenlenen eylemlerde yüzde 98 engelli Dede Anıl ile 28 yıllık hasta tutsak Cengiz Sinan Halis Çelik’in tahliyesi talep edildi.
DEM Parti Semsûr İl Örgütü, aralarında husumet bulunan Varan ve Dayan ailelerini barıştırdı.
İHD ve kayıp yakınları İzmir’de düzenledikleri eylemde 1980 askeri darbesi ardından gözaltına alınarak kaybedilen Cemil Kırbayır’ın akıbetini sorarak faillerinin yargılanmasını talep etti.
Dünya Hasta Hakları Günü’ne dair açıklama yapan İHD Merkezi Hapishaneler Komisyonu, cezaevlerindeki tutsakların sağlığa erişemediklerini belirtti.
31 yıl önce gözaltında kaybettirilen Bahri Kağanaslan için adalet talep eden Cumartesi Anneleri, toplumun bütün kesimlerinin huzuru ve refahı için kalıcı bir barış ortamına ihtiyaç olduğunu belirtti.
Adana'da bir mezarlıkta 3 kadının faili olan erkek çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Kayıp yakınları ve İHD, Amed’te Lice Katliamı’nın; Êlih’te ise gözaltında katledilen Hacı Sancak’ın,;Gever'de Abdülkerim Yurtseven, Mikdat Özeken ve 13 yaşındaki Münür Sarıtaş’ın faillerinin yargılanmasını talep etti.
Mahabadlı Kürt bir kolber İran rejim güçleri tarafından katledildi.
CHP eski milletvekili Gürsel Tekin’in, kaybolduktan sonra cansız bedeni bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’e ilişkin hazırladığı raporda, “(…) Rojin’in akciğerlerinde su olmadığı, midesinin yemek dolu olduğu, kanında anestezik madde olduğu konuşulmaktadır” ifadeleri yer aldı.
Hezex'in Ereban beldesinde yapılan ev baskınlarında 9 kişi gözaltına alındı. Ankara’da gözaltına alınan 13 kişi ise serbest bırakıldı.
Bilêxşe köyünde askeri operasyon sonrası tutuklanan 3’ü Barış Annesi, 9 kişi tahliye oldu.
"Yenidoğan Çetesi"yle gündeme gelen özel sağlık kuruluşlarındaki çeteleşmeye dikkati çeken meslek örgütleri temsilcileri, bu çeteleşmenin nedeninin sağlıkta dönüşüm programı olduğunu söyledi.
Tutsak Lokman Yalçın'ın tahliyesi, "iyi halli" bulunmasına rağmen "dışarıya çıkması sakıncalı" gerekçesiyle 3 ay daha uzatıldı.
DİB Koordinasyon Kurulu'ndan Nesteren Davutoğlu, Kürt sorunu demokratik yollardan çözüme kavuşmadığı sürece ne huzur ne ekonomi ne de saygınlıktan söz edilemeyeceğini vurguladı.
“Umut hakkı”nın bir insan hakkı olduğunu belirten TİHV Başkanı Metin Bakkalcı, müzakere ve tartışma konusu yapılmayacağını, Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmeler gereği hayata geçirmesi gereken yükümlülükleri keyfiyete bağlayamayacağını söyledi.