Demokrasi İçin Birlik (DİB), Meclis’teki ve Meclis dışındaki demokrasi güçlerine “artan işsizlik ve yoksulluğa karşı halkçı bir seçenek etrafında ortak bir mücadele hattı oluşturması acil önem taşıyor” çağırısında bulundu.
DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Leyla Güven ve Musa Farisoğulları’nın vekilliklerinin düşürülerek tutuklanmasının, demokratik siyaset ısrarının kesintiye uğratılmasına dönük bir strateji olduğunu belirterek, Kürt siyasetinin teslim alınamayacağının altını çizdi.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, 7 Haziran 2015 seçimlerinin Türkiye tarihinde bir dönüm noktası olduğunu belirterek, “İlk darbe 7 Haziran’a yapıldı. HDP bir kez daha kazandı. HDP Türkiye halklarının sığınacağı bir liman oldu” dedi.
DTK Eşbaşkanı Leyla Güven'in vekilliğinin düşürülerek tutuklanmasıyla kadın mücadelesinin hedef alındığını söyleyen HDP İstanbul Milletvekili Dilşat Canbaz, "Leyla Güven kadın özgürlük mücadelesinin sembolüdür. ‘O iradeyi kırarız’ diyorlar. Diz çökmedi, teslim olmadı, bugün de aynı şekilde mücadeleye devam ediyor” dedi.
Yusufeli Barajı’nınbeton dökme törenine video konferansla bağlanan Erdoğan, “Vatandaşlarımızın rahat rahat sokağa çıkmasının yolunu açtık” dedi.
DİTAM’ın “Tigris Buluşmaları”na katılan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Kürtlerin haysiyet mücadelesinin sadece siyasal hedefleri kapsamadığını belirterek, varlığı tehdit altında olan Kürt halkının en öncelikli ihtiyacının ortak tavrı ifade edecek mekanizmalar olduğunu söyledi.
HDP, iktidarın siyasi darbelerine karşı “direnme” kararı alarak, Ankara’ya “Darbeye karşı demokrasi yürüyüşü” başlatıyor.
Milletvekillerinin siyasi nedenlerle tutuklanmasının faşizme özgü bir yaptırım olduğunu söyleyen Kürt siyasetçi Hatip Dicle, “Faşist iktidar bloğu ömürlerini biraz daha uzatmak için bunu yapıyor. Ama korkunun ecele faydası yoktur” dedi.
Üç ismin vekilliğinin düşürülmesine tepki gösteren DEVA, kararın siyasi olduğunu belirterek, “Çifte standart ortaya koyan bu uygulamalar kabul edilemez” açıklaması yaptı.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, vekilliklerin düşürülmesine dair “Bu darbe bir yönetim anlayışı haline gelmiştir” derken, Eş Genel Başkan Mithat Sancar ise “Bu yöntemlerin hiçbiri en ufak bir şekilde demokratik siyaset kararlığımızı etkilemeyecektir. Mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
HDP, “İkinci Yargı Paketi” ile iktidarın duruşmaların gizli yapılmasını amaçladığını, Man Adası gibi taraf olduğu davaları kamuoyundan kaçırmak istediğini belirtti.
HDP ve CHP'li 3 ismin milletvekilliğinin düşürülmesini AKP-MHP’nin “faşizmi kurumsallaştırma çabaları” olarak gören EMEP, ESP ve SYKP yöneticileri, mücadelede ortaklaşarak bu gidişata ‘dur’ diyebileceklerini vurguladı.
Kürt siyasetine yönelik 2 Mart 1994 darbesini yaşayan isimlerden biri olan Sırrı Sakık, CHP ve HDP’li 3 milletvekillerinin tutuklanmasını “düşman hukuku” olarak tanımladı. Sakık, iktidarın dayatmalarına karşı muhalefetin ‘Buyrun halka gidelim’ diyerek ortak tutum alması gerektiğini söyledi.
HDP Parlamento Grubu, HDP'li ve CHP'li 3 ismin milletvekilliğinin düşürülmesine karşı Meclis'ten Güvenpark'a yürüyüş düzenledi. Polis saldırısına rağmen açıklama yapan HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, "Bu iktidar savaş iktidarıdır. Parti ile devleti bütünleştirdiler. HDP olarak, iktidarın zulmü karşısında boyun eğmeyeceğiz, diz çökmeyeceğiz" dedi.
Milletvekillikleri düşürülen CHP ve HDP’li 3 ismin tutuklanması konusunda CHP’ye eleştirilerde bulunan Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, “Musibetten nasihat çıkarmak için her gün daha geç kalıyoruz” dedi.