HABER MERKEZİ- Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırıları sonrası zorla yerinden edilen Serêkaniyê ve Girê Spî halkları, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e mektup yazarak, “Topraklarımızdaki vahşi saldırıları reddediyor, tarihi öneme sahip kentimize geri dönmek istiyoruz” dedi.
evlerine güvenli bir şekilde dönebilmeleri için Türk devleti ve çetelerinin evlerinden çıkartılmasını istediklerini bildirdi.
Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’de başlattığı saldırılar ardından evlerinden çıkmak zorunda kalan ve Qamişlo’da bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği binası önünde çadır eylemi başlatan Serêkaniyê ve Girê Spî halklarının eylemi 8’inci gününe girdi.
Eylem çadırına Demokratik Suriye Meclisi’ni temsilen bir heyet ziyarette bulundu. Ziyaretin ardından eylemdekiler, BM binasına geçti. BM binası önünde eylemin amacını bildiren bir mektup Kürtçe ve Arapça olarak okundu. Hazırlanan mektubun Arapçasını Hemrîn Xelef, Kürtçesini Keder Hisên okudu.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e hitaben yazılan mektupta şunlar ifade edildi:
“Sayın BM Genel Sekreteri Antonio Guterres;
Kentimiz Serêkaniyê çok renkliliği ilen bilinir. Kentimiz Türk devleti ve çeteleri tarafından ağır silahlarla hedef alındı. Saldırılarda siviller hedef alındı. 13 Ekim 2019 günü Serêkaniyê’ye giden sivil konvoyun hedef alındığı uluslararası alanda da kanıtlandı. Türk devleti ve çeteleri saldırılarda beyaz fosfor olarak bilinen yasaklı silahlar kullandı. Bizler 2014’ten beri Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi himayesinde huzur ve güven içerisinde yaşamımızı sürdürüyorduk. 2013 yılında da kentimize Cebhet El-Nusra çeteleri saldırmış halklarımız bu saldırıları kırmıştı. 5 Yıllık bir huzur ve güven ortamının ardından Türk devleti ve çeteleri bize saldırmaya başladı. Şu anda şehrimizin dışında yaşamak zorundayız. İçinde kadın, çocuk ve yaşlıların olduğu binlerce insan evsiz kalmış durumda. Yaklaşan kışı da göz önüne aldığımızda nasıl bir tablo ile karşı karşıya olduğumuz daha iyi anlaşılacaktır.
Sayın Genel Sekreter; Türk devletinin bombardımanları nedeniyle evimizden çıkmak zorunda kaldık ve şu anda evlerimiz talan edilmiş durumda. 33 bin 500’den fazla kişi göç ettirildi ve bu insanların malları Türk devletinin gözü önünde çeteler tarafından yağmalandı. Bu temelde topraklarımızdaki vahşi saldırıları reddediyor, tarihi öneme sahip kentimize geri dönmek istiyoruz. Türk devleti tanımadığımız yabancı kişileri evlerimize getirip yerleştirmek istiyor. Kimliğimizi yok ederek bizi etnik bir temizlikten geçirmek istiyor ki bu da uluslararası kanunlara aykırıdır. Bu nedenle Türk devletinin bu projelerini reddediyoruz. Türk devletinin bu tehlikeli projelerinin önünün alınması için tüm uluslararası kurumlara çağrı yapıyoruz. Biz evimize dönmek istiyoruz. Sizlerden de evimize dönmenin garantisini istiyoruz. Türk devleti ve çetelerine güvenmiyoruz. Bölgemizin demografik yapısının değiştirilmesini istemiyoruz. Bütün bunlar için size çağrı yapıyoruz. Sizin de bizleri desteklemenizi umuyoruz. Çünkü sizin bütün dünyada ahlaki temellere dayanan bir göreviniz bulunuyor. Bilindiği üzere QSD çok büyük zorluklar neticesinde Girê Spî’yi DAİŞ çetelerinin elinden özgürleştirdi. Bölgemizin özgürleştirilmesi büyük olaylardı. Çünkü bizlere huzur ve güven ortamı sağlandı. Bölgede yaşayan tüm halklar bir arada kaç yıldır yaşıyorduk. Kendi kurumlarımızı kurduk. Sivil kurumlarla halklara hizmetler götürüldü. Bunlar uzun yıllar verilen mücadelenin sonunda elde edilen önemli kazanımlardı.
İşgalci Türk devleti 9 Ekim’de sebepsiz bir şekilde bize saldırmaya başladı. Girê Spî Sivil Meclisi olarak halklarımız tarafından seçilerek göreve geldik. Topraklarımızda Türk devleti ve DAİŞ artığı çetelerin varlığını kabul etmiyoruz. BM ve tüm kurumları Türk devleti ve çetelerini topraklarımızdan çıkarmaya çağırıyoruz. Kuzey ve Doğu Suriye halkları olarak işgalcilere karşı direnmeye devam edeceğiz. Recep Tayyip Erdoğan çocuklarımızın katilidir. Serêkaniyê ve Girê Spî halkları olarak Qamişlo’daki BM binası önünde 8 gündür eylemdeyiz. Bu eylemimizi sizden bir cevap alana kadar sürdüreceğiz.”
Mektubun okunmasının ardından eylemciler arasından oluşturulan bir heyet mektubu teslim etmek üzere BM binasına girdi.