Bolivya’da Eva Morales’in yüzde 47,8 ile kazandığı seçimlerin ardından başlayan eylemler sürerken, Silahlı Kuvvetleri Genel Kurmay Başkanı Williams Kaliman, okuduğu bildiriyle Devlet Başkanı Evo Morales’in istifasını istedi. Morales’in istifasının ardından özel uçağına el konularak hakkında yakalama kararı çıkarıldı.

 

Bolivya ve Latin Amerika genelinde yaşanan gelişmeleri Brezilya Maden Egemenliği Hareketi ve İşçi Partisi üyesi Camila Mudrek değerlendirdi. 

 

‘SOLUN KALELERİ HEDEF ALINIYOR’

 

2017 Ocak ayında Bolivya’da olduğunu ifade eden Mudrek, “Bolivya’da halk arasında sosyalist düşünceleri yaymak ve bir bilinç geliştirmek için büyük bir çaba harcanıyordu. Bolivyalılar ile konuştuğumuzda Venezüella ile birlikte Latin Amerika’da solun son iki kalesi olduklarının, dolayısıyla er geç hedef olacaklarının farkındalardı” dedi. 

 

‘DARBELER DİZİSİ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ’

 

Kapitalizmin derin bir kriz yaşadığını vurgulayan Mudrek, “Emperyalist güçler hükümetlerimiz üzerinde nüfus baskısı uyguluyorlar ve Latin Amerika’nın eski diktatörlükler döneminde olduğu gibi bir darbeler dizisi ile karşılaşıyoruz. Açıktan askeri darbeler yapamadıkları için parlamenter mekanizmaları, yargıyı kullanarak bu darbeleri yapmaya çalışıyorlar. Bolivya bunun açık örneğidir" diye belirtti. 

 

‘SOL İTİBARSIZLAŞTIRILIYOR’

 

Halkın bu askeri darbelerin farkında olduklarını sözlerine ekleyen Mudrek, “Bolivya’da da gördüğümüz gibi sol hükümetleri itibarsızlaştırmak için sağcılar tarafından kitle gösterileri düzenlenerek, sivil görünümlü darbeler tezgâhlanıyor. Lula da Silva ve Morales’e karşı tezgâhlanan darbelerden sonra gördük ki halk içinde sol bilincin gelişmesinde bir eksikliğimiz var” diye konuştu.

 

‘SINIF MÜCADELESİNDE UZLAŞMA OLMAZ’

 

Latin Amerika’daki sol hükümetlerin ilerici ama uzlaşmacı olduklarını dile getiren Mudrek,  şöyle devam etti: “Mücadelede her zaman önceki deneyimlerimizden ders çıkarmamız gerekir. Bu deneyimlerden sonra bir kere daha öğrendik ki sınıf mücadelesinde uzlaşma olmaz. Özellikle Chavez döneminden sonra yaşanan sorunlar, bize Venezüella’nı üretime dayalı güçlü bir ekonomisi olmadığını gösterdi. Onun için bir abluka ile karşılaştıkları zaman Küba’da da olduğu gibi kendilerine yetemiyorlar. Venezüella halkının sol bilinci güçlü olduğu için bütün bu zorluklara rağmen hala yıkılmadı.” 

 

‘HALKIN İKTİDARA GELMESİNİ SAĞLAYAMADIK’

 

Latin Amerika’da 2000’lerin başında esen sol rüzgarın yerini sağcı ayaklanmalara bıraktığına değinen Mudrek, şunları ifade etti: “Bu geriye gidişte üç önemli neden var. Birincisi siyasi eğitimin süreklilik kazanamaması. İkincisi medya. Brezilya’da İşçi Partisi hükümete geldiğinde bile medya tekelleri ile boy ölçüşebilecek bir aracımız yoktu. Üçüncüsü ise halkın iktidarı eline almasını sağlayamadık.” 

 

Latin Amerika ile Ortadoğu arasındaki ilişkilerin geliştiğini söyleyen Mudrek, “Bu etkileşim geliştikçe, enternasyonal komünizmin yeniden yükselmesine katkısı olacak” dedi. 

 

MA / Tolga Güney - Erdoğan Alayumat