HDP’den bütçe eleştirisi: Meclis yürütmenin vesayeti altında

img
ANKARA - Meclis'in yasama, denetleme ve bütçe görevini yerine getiremediği eleştirisinde bulunan HDP’li Garo Paylan, “Çünkü Cumhurbaşkanı’nın, yürütmenin vesayeti altındayız” dedi.
 
Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda devam edilen bütçe görüşmelerinde, Meclis bütçesine dair Başkan Mustafa Şentop söz aldı. 1982 Anayasası'nın 19 kez değiştiğini kaydeden Şentop, “Anayasamız ile 12 Eylül 1980 tarihli askerî darbe arasındaki bağlantıyı hem şeklen hem de muhteva olarak kesmek için yeni bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuz tartışmasızdır. Öte yandan, yürürlüğe girdiği 1982 yılından bugüne kadar geçen 39 senelik süre zarfında 19 defa değiştirilmesine ve yamalı bir bohçaya dönmesine rağmen hâlen farklı siyasi görüş mensuplarınca çeşitli vesilelerle anayasa değişikliğine ihtiyaç duyulduğunun belirtilmesi, aslında ihtiyaç duyulan şeyin bir Anayasa değişikliği değil, zamanın ihtiyaçlarına cevap veren yeni ve iç bütünlüğü olan bir anayasa olduğunu ortaya koymaktadır” dedi.
 
BİR DÖNEMDE 3 BİN KANUN TEKLİFİ 
 
Dördüncü yasama yılında 771 kanun teklifinin sunulduğunu aktaran Şentop, “Bu tekliflerden ve yine önceki yasama yıllarında başkanlığımıza sunulan kanun tekliflerinden 55’i uluslararası anlaşmasının onaylanmasının uygun bulunmasına ilişkin olmak üzere toplam 81 teklif kanunlaşmıştır. Yine, aynı dönemde çeşitli konularda 45 Türkiye Büyük Millet Meclisi kararı alınmıştır. Bu verilerle birlikte, içinde bulunduğumuz 27’nci Yasama Döneminin tamamına baktığımız da 27’nci Dönemde Başkanlığımıza sunulan toplam kanun teklifi sayısı 3 bin 925 olmuştur. Bu tekliflerden 196’sı kanunlaşırken 3 bin 623’ü komisyonlarda, 66’sı ise Genel Kurul gündeminde bulunmaktadır” diye belirtti.
 
18 BİN ÖNERGE CEVAPLANDIRILMADI
 
Dördüncü yasama yılındaki denetleme faaliyetlerine dair Şentop, şu verileri paylaştı: “Milletvekillerimiz tarafından 18 bin 75 yazılı soru önergesi verilmiş, 16 bin 569 önerge işleme alınmıştır. Böylelikle 27’nci Dönemin tamamında Başkanlığımıza verilip işleme alınan toplam yazılı soru önergesi sayısı 53 bin 223 ’e ulaşmış olup, bunlardan 6 bin 775’i süresi içinde, 26 bin 934 ’ü ise süresi geçtikten sonra olmak üzere toplam 33 bin 709’u cevaplandırılmış, 129’u geri alınmış, 18 bin 192’si is e cevaplandırılmamıştır. Ayrıca bin 314 soru önergesinin işlemleri hâlen devam etmektedir.”  
 
Sayıştay Başkanı Metin Yener de Sayıştay bütçesi ve yaptıkları denetimlere dair bilgilendirmede bulundu. 
 
80 BİN KİŞİ BAŞVURDU
 
Söz alan Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, “Kamu Denetçiliği Kurumu, idarenin hukuka, hakkaniyete, insan haklarına, iyi yönetim ilkelerine aykırı işlemlerine karşı bireylerin hakkını korumaktadır” dedi. 
 
Türkiye’de hak arama yollarına ilişkin en az 15 tane kurum olduğunu ancak bunun halk tarafından bilinmediğini vurgulayan Malkoç, “Kamu Denetçiliği Kurumu bunları tanıtmak için çalışmaktadır. Hak arama kültürünün yaygınlaşmasına önem vermekte ve bu yollarla sorun çözme kapasitemizi artırmaktayız. 12 Ekim 2021 tarihi itibarıyla 14 bin 599 başvuru ya 2020 yılından devralınan 2 bin 939 dosya ila ve edildiğinde toplam dosya sayımız 17 bin 538’e ulaşmıştır. Bu yazılı başvuruların yanı sıra kurumumuza farklı yollarla -telefonla, internet ortamıyla veya bizzat gelerek- 80 bin 460 kişi başvurmuş ve bunlara başta hukuki yardımlar ve yol göstermek üzere değişik katkılarda bulunulmuş ve insanımıza yardımcı olunmaya çalışılmıştır” dedi.
 
MECLİS SINIFTA KALIR
 
Yapılan sunumlardan komisyon üyesi milletvekilleri bütçeye dair eleştirilerine ilişkin söz aldı. CHP’li Engin Altay, “Adaletin tesisi kimin görevi? Elbette adliye, icradır ama adaletin tesisi de Türkiye Büyük Millet Meclis’inin temel görevlerindendir. Meclis adalet dağıtandır. Adaleti hâkim, savcı dağıtmaz aslında. Meclis in çıkardığı Türk Ceza Kanunu, Borçlar Kanunu, diğer kanunlar bakımından adaletin kaynağı da Meclis’tir. Meclis adilse toplumda adalet vardır. Dolayısıyla, Mecliste bu noktada, daha içeride, başlarken, aynı işi yapan 2 insan dan birisi- rakamları örnek veriyorum- 8 bin lira alıp biri 3 bin lira alıyorsa olmaz, Meclis sınıfta kalır. Buradan başlamak lazım” diye konuştu.
 
‘MECLİS ÜYESİNİN HUKUKUNU KORUYAMADI’
 
CHP’li Enis Berberoğlu ve HDP’li Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun haklarını korumada Meclis’in sınıfta kaldığını kaydeden Altay, “Türkiye Büyük Millet Meclisi mahcup olmuştur. Kendi üyesinin hukukunu Türkiye Büyük Millet Meclisi koruyamamış. Yüksek mahkeme yoluyla 2 sayın milletvekili gelip o koltuklara yeniden oturmuştur. İşte, Meclis o dersi almamalıydı. Hukukla ilgili bütün kanunları yapan, Anayasa’yı yapan, yazan Meclis mahkemeden hukuk şamarı yememeliydi, doğru değil. Bunları bir hırpalama, yıpratma yaklaşımıyla söylemiyorum. Meclisin itibarı hepimizin itibarıdır, Türkiye'nin itibarıdır. Meclis ne kadar itibarlı olursa demokraside o kadar çok yol alırız” ifadelerini kullandı.
 
KADIN YOK!
 
Söz alan HDP’nin komisyon üyesi Garo Paylan da Meclis Başkanı’na yönelik eleştirilerini sıraladı. Paylan, bütçe komisyonuna gelen bürokratlar arasında kadınların olmamasını eleştirerek, “Bürokraside bir erkekler topluluğu ile karşı karşıyayız, tek bir kadın yok. Bir tane kadın üst düzey bürokrat atamıyorsunuz” dedi.
 
CUMHURİYET DEMOKRATİK DEĞİL 
 
Demokrasiye yönelik eleştirilerle konuşmasını sürdüren Paylan, şunları söyledi: “Dünyada adı Cumhuriyet olan ama demokratik olmayan pek çok ülke var. Ülkemiz de demokratik bir cumhuriyet değil. Demokrasi konusunda pek çok açıdan küme düştü maalesef. Meclisler yasama, denetleme ve bütçe yapma görevlerini yerine getirmek için oluştu. Bu üç hak konusunda da meclisimiz görevini yerine getiremiyor. Çünkü Cumhurbaşkanı’nın, Yürütmenin vesayeti altındayız. Yasama faaliyetini Mecliste yerine getiremiyoruz. Yürütme, ‘Saray’dan gelen fermanda bir virgül bile değiştiremezsiniz’ diyor. Bu durumdayız; çünkü Meclis, saraydan gelen fermanlara mühür basan duruma düşürülüyor” ifadelerini kullandı.
 
‘ANKARA BAŞSAVCISI MECLİS'E KAYYIM ATANMIŞ’
 
Paylan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Milletvekilleri olarak siyaset yapıyoruz. Yürütmeyi özgürce denetleme ve eleştirme hakkına sahip olmalıyız. Ama Meclisimize bir kayyım atandı: Ankara Cumhuriyet Başsavcısı. Binlerce fezleke geldi Meclis’e bu kayyımdan. Ben 18 bin 500 yıl hapis cezası talep eden fezlekelere sahibim ve bunu şeref madalyası olarak taşıyorum 18 bin 500 yıl hapis cezası talep edilecek neler yapmışım size söyleyeyim.
 
EŞ BAŞKANA TEPKİ GÖSTERMEMİŞ!
 
Bir fezlekede eş başkanım Pervin Buldan’ın yaptığı konuşmada ‘aynı salonda bulunmuşum ve konuşmaya tepki göstermemişim’ diye savcı benim dokunulmazlığımın kaldırılmasını istemiş. Ölümcül suçlarımdan bir diğeri: önceki Eş Genel Başkanım sevgili Selahattin Demirtaş’a ‘Sevgili Selahattin Demirtaş’ demişim. Selahattin Demirtaş’la ilgili tek bir yargı kararı yok ama savcı hüküm kuruyor ve buna, ‘Terör örgütü adına suç işleyen Selahattin Demirtaş’ı kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı için dokunulmazlığının kaldırılmasına’ diyor. Düşünebiliyor musunuz? Bu Meclisin yıllarca milletvekilliğini yapmış, Türkiye’nin üçüncü büyük partisinin Eş Genel Başkanı hakkında böyle bir fezleke gönderiliyor ve siz hiçbir şey yapmıyorsunuz. Bu ne rezalettir demiyorsunuz. Milletvekilinin itibarını işte böyle koruyorsunuz.
 
HİÇBİR KORKUM YOK
 
Yürütme erki ‘ben AİHM kararlarını uygulamam’ diyorsa, sizin Yasama erki olarak AİHM kararları derhal uygulanmalıdır demeniz gerekir ama bunu yapmıyorsunuz. Meclise kayyım olarak atanmış bir kişinin fezleke doğurmasına izin veriyorsunuz. Benim hiçbir korkum yok. Bu memleketin demokratik bir ülke olması için şu anda canımı dahi veririm. 18 bin 500 yıl değil, 180 bin yıl yazsalar hiç umurumda değil. Bu mücadeleye biz başımızı koymuşuz. Ama siz, buna yol vererek, bu ülkenin demokrasi liglerinde yerde sürünmesine sebebiyet veriyorsunuz.”
 
Komisyon görüşmeleri, milletvekillerinin konuşmalarıyla devam ediyor.