Meclis’te MEB bütçesi görüşülüyor: Eğitimde piyasalaşma derinleşiyor

img

ANKARA - Eğitimde piyasalaşmanın derinleştiğini söyleyen Eğitim Sen Kadın Sekteri Simge Yardım, kamu kaynaklarının özel okullara aktırılmasına son verilmesini, devlet okullarına bütçe ayrılması gerektiğini söyledi. 

Meclis’te 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi’ görüşmeleri devam ediyor. Bugün bütçesi görüşülen ve 2021 yılında 146 milyar 920 milyon TL bütçe ayrılan Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB), bu yıl 189 milyar 11 milyon TL ayrılması öngörüldü. MEB bütçesinin rakamsal olarak arttığı görülse de merkezi yönetim bütçesine oranı 2021’de yüzde 10,69, 2022’de ise bu oran 10,79 oldu. MEB, iki yıla yakın bir süredir öğrenme kayıplarını ortadan kaldırmak, eğitimde niteliği artırmak ve Kovid-19 salgını koşullarında yeni derslik ve eğitim emekçisi emekçilerinin ihtiyacını karşılayarak yüz yüze eğitimi sürekli kılmak için etkin bir bütçe ayırmadığı konusunda eğitim sendikaları ve meslek örgütleri tarafından eleştiriliyor. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Merkez Kadın Sekreteri Simge Yardım, eğitime ayrılan bütçeyi ve kullanıldığı alanları değerlendirdi.
 
YÜZDE 81’İ PERSONEL GİDERLERİ
 
MEB’e ayrılan bütçenin uzun zamandır eğitim ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu belirten Yardım, pandemi nedeniyle 2021 yılına göre bütçede bir artış görünse de bu oranın Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) rakamlarının çok altında olduğuna dikkat çekti. Eğitime ayrılan bütçenin, eğitim emekçilerinin, öğrencilerin ve eğitimin yapısal sorunlarını karşılamadığının altını çizen Yardım, “Pandemi sürecinde de biz Eğitim Sen olarak, yüz yüze eğitimin sürdürülebilir olması gerektiğini ve bunun içinde ek bütçe tanımlanması gerektiğini söylemiştik. Fakat MEB bu bir buçuk yıl içerisinde buna dair bir politika üretmedi” ifadelerini kullandı. 
 
Her bütçe döneminde, “en büyük pay eğitime ayrıldı” açıklamaların yapıldığını anımsatan Yardım, “Baktığımızda bu payın yüzde 81’i personel giderlerini oluşturmakta. Zorunlu harcamalar üzerine oluşturulmuş bir MEB bütçesiyle karşı karşıyayız. Önümüzdeki döneme dair neler yapılabileceğine dair herhangi bir bütçe ayrılmasının söz konusu olmadığını görmüş olduk” dedi. 
 
ÖĞRETMEN İHTİYACI 
 
Yardım, eğitimin bütün problemlerinin kalıcı bir çözüme kavuşturulabilmesi için bütçenin temel ihtiyaç olduğunu vurguladı. Eğitimde en büyük temel ihtiyacın öğretmen ihtiyacı olduğunu ifade eden Yardım, “Bunun için bütçe ayrımının arttırılması gerekirken, MEB sözleşmeli, ücretli öğretmenlik uygulamasıyla süreci esnek, güvencesiz çalışmayla devam ettiriyor. Kadrolu öğretmen atamasını yapmıyor. Personel giderlerini azaltmaya çalışarak, bütçe sürecini götürmeye çalışıyor” diye belirtti. 
 
‘EĞİTİME YATIRIM ARTTIRILMALI’
 
Bir diğer temel problemin eğitim yatırımlarına ayrılan payın arttırılması olduğunu söyleyen Yardım, “Eğitim yatırımlarına yüzde 8 oran ayrılmış. Bunun arttırılması gerekir çünkü eğitim kamusal bir haktır ve devlet tarafından karşılanmalıdır. Ama bu süreçte devletin eğitime verdiği bütçe azalırken velilerin harcadığı pay artmış durumda. Derinleşen ekonomik kriz sürecinde eğitim harcamalarının velilerin sırtına yüklenmeye çalışılması kamusal eğitimin tasfiye edildiğini bize gösteriyor” diye kaydetti.
 
PİYASALAŞMAYI DERİNLEŞTİRİYOR
 
Eğitimde uzun zamandır piyasalaşmanın söz konusu olduğuna değinen Yardım, “2022 bütçesinin bu piyasalaşmayı daha çok derinleştireceğini görmek mümkün. Çünkü eğitim yatırımlarına ayrılan bir pay yeterli değil. Biz eğitim emekçileri olarak da alım gücünün her gün azaldığı bir süreci yaşıyoruz. Eğitim emekçileri olarak insanca yaşamaya yetecek ücret talebimizi de ısrarla vurguluyoruz. Yine kamu kaynaklarının özel okullara aktırılmasına son verilerek anayasal bir hak olarak eğitimin kamusal hak olduğunu gören bir yerden eğitim harcamalarının özel okullara değil devlet okullarına yapılması gerekiyor” şeklinde konuştu. 
 
EĞİTİM POLİTİKASI YOK
 
4+4+4 sistemiyle eğitimin ticarete dönüştürüldüğünü ve piyasaya açıldığını belirten Yardım, “Eğitime dair ne devletin ne de MEB’in bir politikası yok. Genel geçer yöntemlerle çözüm üretilmeye çalışılıyor. Bu çözümlerle devam edemeyeceklerini görmek mümkün. Özellikle iktidarın savaş politikalarına ayırdığı bütçenin aslında eğitime, sağlığa ayrılması gerekiyor. Diyanete, savaşa ayrılan bütçenin son süreçlerde daha fazla arttığı, buna paralel olarak da eğitime sağlığa ayrılan bütçenin ihtiyaçları karşılamaktan uzak olduğunu görüyoruz. Devlet yapması gereken harcamaları halkın sırtına yüklüyor” dedi. 
 
MA / Berna Kişin