ANKARA – MEB Bakanı ve YÖK Başkanının eğitimde sermayeyi önceleyen sunumlarına tepki gösteren HDP’li Garo Paylan, “Büyük bir hayal kırıklığısınız. Piyasanın umduğu kişilikleri yetiştirmek üzere bir anlayış olabilir mi? Üniversiteye piyasa denir mi?” dedi.
Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun teklifi kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Yükseköğretim Kurumu (YÖK) bütçeleri görüşülüyor.
Komisyonun açılışı ardından sunum yapan MEB Bakanı Mahmut Özer, Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu’nun da onayladığı kurallara harfiyen uyarak yüz yüze eğitime devam etme kararlılığı içerisinde olduklarını söyleyerek, "289 okulumuzda ikili eğitime geçildi. İstisnai durumlarda gerekli önlemleri almaya devam edeceğiz ancak kural olarak eğitimi kesintisiz bir şekilde sürdürme kararlılığı içerisindeyiz" dedi. Özer, MEB bütçesinin “Eğitim bütçemiz, 274 milyar 384 milyon 474 bin TL olarak belirlenmiştir. Bu rakam 2022 yılı merkezi yönetim bütçesinin yüzde 15,7’sini oluşturmaktadır” diye belirtti.
SERMAYE-EĞİTİM SAVUNMASI
Bakan Özer, eğitimde yaptıkları politikaları anlatması ardından eğitimde önemsedikleri sermaye ilişkilerine dair de dikkat çekici ifadeler kullandı. Ulus devletlerde eğitim ile ekonomi arasında oldukça önemli bir ilişki olduğunu savunan Özer, “Eğitimdeki iyileşmelerin gerek iş gücünün verimliliğini gerekse bilgi üretme kapasitesini artırarak, ekonomik büyümeyi olumlu etkilediği, fiziksel sermayenin ekonomik büyüme için gerekli olmakla beraber tek başına yeterli olmadığı, fiziksel sermayenin yanında beşeri sermayenin de ekonomik büyümeye katkı sağladığı bilinmektedir” dedi.
İSTİHDAM ODAKLI EĞİTİM
Özer, mesleki ve teknik eğitimin yerel ulusal ve uluslararası iş piyasalarından beklentilerine uygun bir şekilde yapılandırıldığını kaydetti. Özer, “Mesleki ve teknik eğitimde son yıllarda gerçekleştirilen paradigma değişimi çerçevesin de iş dünyasının ihtiyaç duyduğu alanlarda nitelikli iş gücünün yetiştirilmesini sağlamak üzere mesleki eğitimi dönüştürme çalışmaları yapılmıştır. Bu kapsamda, mesleki eğitimin kalitesinin artırılması için müfredatın güncellenmesinde öğretmenlerimizin işbaşı ve mesleki gelişim eğitimine, işletmedeki öğrencilerimizin beceri eğitimlerinden istihdam odaklı kariyer günlerine kadar tüm süreçlerde sektörle birlikte hareket edilmiştir” diye konuştu.
PİYASA ESASLI EĞİTİM
Mesleki eğitim, üretim, tasarım ve istihdam ilişkisinin güçlendirilmesi amacıyla çalışmaları olduğunu anlatan Özer, “Mesleki ve teknik ortaöğretim okulları bünyesinde güçlü alt yapıya sahip 50 AR-GE merkezi kurulmuştur. Mesleki okulların uçak bakımından gastronomiye, turizmden biyomedikal cihaza ve mikromekanik ve savunma sanayine kadar iş gücü piyasasının ihtiyaç duyduğu tüm elemanları yetiştiren, aynı zamanda devletin ve toplumun ihtiyacı olan tüm ürünleri üretebilen okullar haline gelmiştir” ifadelerini kullandı.
Bakan Özer, sektör talepleri doğrultusunda her yerde özellikle sektörlerin yoğun kümelendikleri organize sanayi bölgelerinde mesleki eğitim merkezlerinin kapasitesini ve erişilebilirliğini arttırma yönünde çabaları olduğunu vurguladı. Özer, Kasım ayı itibariyle liseyi bitiren öğrencilerin istemeleri durumunda 6-7 ay gibi kısa süreli mesleki eğitim merkezi tamamlama eğitimi programı alabilmelerini sağlamak için mevzuat düzenlemesini tamamladıklarını ve gençleri iş gücü piyasasına geçişlerini kolaylaştırmayı hedeflediklerini kaydetti.
YÖK’DE İSTİHDAM ENDEKSLİ SUNUM
YÖK Başkanı Erol Özvar da istihdam odaklı üniversiteler, akademik üretkenlik, güçlü akademik performans, üniversite sanayi iş birliğine dayalı yeni modellerin yükseköğretim sistemini üst seviyeye taşıyacağını kaydetti. Özvar, “Üniversitelerin Türkiye’de istihdam oranlarını arttıracak, piyasaların beklediği, piyasaların umduğu nitelikleri öğrencilerine kazandıracak şekilde bir değerlendirmeye tabi tutulduğunun da bu vesileyle altını çizmek isterim” diye ekledi.
Sunumlar ardından muhalefet partilerinin milletvekilleri söz aldı. HDP’nin komisyon üyesi Garo Paylan, Özer’in sunumunu ekonomi bakanı gibi yaptığı eleştirilerini sıraladı. Bakan’ın çocukların üstün yararından ziyade iş gücünden ve sanayiden bahsettiği yönünde eleştirilerini sıralayan Paylan, “Genç işsizliğine de her 3 çocuğumuzdan biri işsiz, Diyarbakır’da her 2 çocuktan 1’i işsiz, Ağrı’da her 3 çocuktan 2’si işsiz” dedi.
‘YÖK BÜYÜK HAYAL KIRIKLIĞISINIZ’
YÖK Başkanının sunumlarına ilişkin de Paylan, “YÖK Başkanım, siz de büyük bir hayal kırıklığısınız maalesef. Ne diyorsunuz; piyasanın umduğu kişilikleri yetiştirmek üzere bir anlayıştan bahsettiniz. Ya bir üniversite böyle olabilir mi? Üniversiteye piyasa der mi? Özgür bireyler yetiştirmekten bahseder, bir üniversite. Tabi siz YÖK’sünüz. YÖK’ün böyle bir şeyden anlaması mümkün değil ki. Nerede burada üniversiteler? 160 tane üniversitemiz var, hani temsilcileri?” diye belirtti.
Bakanlığın bütçesinin düşük olmasına karşı büyük bir bütçe olduğu savunmasına da karşı çıkan Paylan, “Siz en büyük bakanlık olduğunuzu iddia ediyorsunuz. En büyük bakanlık faiz bakanlığıdır. İkinci en büyük bakanlık nedir? Zulüm bakanlığı yani ‘ güvenlik’ adı altında savaş politikaları, aşırı istibdat politikalarından bahsediyoruz” dedi.
FIRSAT EŞİTSİZLİĞİ
Eğitimde fırsat eşitliği savunmasına dair de konuşan Paylan, “İstanbul’da lüks kolejlerde yaşayan, 10-15 bin dolar verip çocuklarını okutanlarla Diyarbakır’ın köylerinde okuyan çocukların fırsat eşitliğinden bahsedebilir misiniz sayın Bakan?” diye sordu. Eğitim bütçesinde analitik düşünce, özgür birey yetiştirme, eleştirel düşünmeye dair tek bir cümle olmadığını belirten Paylan, “Çünkü tek tip düşünüyorsunuz. O yüzden, eleştirel düşünen çocuklar istemiyorsunuz çünkü eleştirel düşünen insanlar tekçiliği dayatan insanlara itiraz ederler” şeklinde konuştu.
‘TEK DİL DAYATIYORSUNUZ TEK DİL’
Paylan, anadilde eğitime ilişkin de şöyle konuştu: “‘Türk’üz, Kürt’üz, Ermeni’yiz, Süryani’yiz, Alevi’yiz, Hristiyan’ız, Musevi’yiz’ diyen bir tek cümleniz var mı? Bunu çocuklara anlatabilecek bir cümleniz var mı? Üç kuşak kaybettik birbirimizi yiye yiye, yeni kuşakları kurtaralım. Türk’ün, Kürt’ün, Ermeni’nin kardeş olduğunu ve bunların bir arada, farklılıklarıyla yaşayabilecekleri düşüncesini anlatmamız gerekiyor. Tek dil dayatıyorsunuz tek dil. Bakın ben Türkçe konuşuyorum değil mi? Ama ben hayata Ermenice başladım biliyor musunuz? İlkokula gittiğimde Ermenice eğitim aldım. Ana dil temelli çok dilli eğitim veren bir okula gittim. Ermenice de Türkçe de konuşabiliyorum. Kürtçe de öğreniyorum şimdi. Bakın çok dilli olmak ulusal dili öğrenmeye mani değilmiş demek ki? Silvan’ın bir köyüne gittiğinizde çocukların hepsi Kürtçe konuşuyor. Birinci sınıfa başlıyor karşısında tek kelime Kürtçe bilmeyen öğretmenle karşı karşıya bırakıyorsunuz. O çocuğun yaşadığı felaketi düşünebiliyor musunuz?”
İYİ Parti Milletvekili Şenol Sunat da eğitimdeki hijyen sorunlarına dikkat çekti. Sunat, MEB Bakanı Mahmut Özer’in eğitimde hijyene 722 milyon TL harcandığını söylediğini hatırlatarak, “Ama yeterli mi bu kadar okula? Duyduğumuz kadarıyla hijyen maddelerinin, okul temizlik malzemelerinin, hatta destek görevlilerinin, temizlik görevlilerinin veliler tarafından tutulduğunu biliyoruz” diye ekledi.
BOĞAZİÇİLİLER ÜZERİNDEN HDP’Yİ HEDEF ALDI
AKP’li Nazım Maviş, komisyon görüşmelerinde Boğaziçi öğrencilerini hedef alarak, “Bu ülkenin, bir öğrencisi rektörün aracının üzerine yarı çıplak çıkarak, eylem yapamaz kardeşim. Bu ülkenin eğitim sistemine hakarettir, bu ülkenin çocuklarına hakarettir. Benim çocuğum Boğaziçi’nde adam gibi eğitim almak istiyor ama (Garo Paylan’ı işaret ederek) sizin terörize ettiğiniz gruplar nedeniyle ve üstelik de Boğaziçi Üniversitesi’nde olabilecek en doğru rektör olarak atanmış olmasına rağmen maalesef siz hala üniversiteler üzerinden ülkeyi terörize etmek için bu eylemleri sürdürüyorsunuz” şeklinde konuştu.
‘ÖZGÜRLÜK İSTİYORLAR’
Sataşmalar üzerine söz alan HDP’li Paylan, “Çocuklar özgürlük istiyorlar ve protesto ediyorlar kayyımı. O Boğaziçi Üniversitesi Rektörü’nün, kayyımının arabasının üzerine çıkan gençlerimiz itirazlarını ortaya koyuyorlar. Siz ne yapıyorsunuz? Onları karga tulumba gözaltına alıyorsunuz. Bu yüzden üniversitelerimiz bu halde ve bu ucuz hamasetler ülkemizi hiçbir yere varamaz” dedi.
AKP’Lİ AYDEMİR ‘KÜRDİSTAN YOK’
HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül’ün eğitime dair yaptığı eleştiriler sırasında sarf ettiği “Kürt dilini yok sayan, Kürdistanı yok sayan” cümlelerine AKP’li Uğur Aydemir’den “Kürdistan diye bir yer yok” tepkileri yükseldi.
Aydemir’in tepkisine ise Bülbül, “Kürdistan diye bir vardır ve hem coğrafi hem de literatür olarak mevcuttur, öğreneceksiniz” dedi. HDP’li Paylan da, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hatırlatarak, “Liderini mi inkar ediyorsun” dedi.