İSTANBUL – HDK Emek Meclisi’nin düzenlediği Emeğin Forumu”nda bir araya gelen işçiler, birlikte mücadele etmenin önemine değinerek, yeni bir örgütlülük sağlamanın şart olduğunu söyledi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Emek Meclisi, “Emekçiler Direniyor, Örgütleniyor; Kazanıyor” şiarıyla Avcılar'da bulunan Barış Manço Kültür Merkezi’nde “Emeğin Forumu”nu gerçekleştirdi.HDK Eşsözcüsü Esengül Demir ve HDK komisyonlarının yer aldığı foruma, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekilleri Züleyha Gülüm ve Musa Piroğlu, HDP il ve ilçe örgütleri, direnişte olan birçok işçi ile çok sayıda kişi katıldı.
Demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenler adına saygı duruşu ile başlayan forumda, işçi direnişlerinden oluşan sinevizyon gösterimi izlendi. Daha sonra direnişte olan tüm işçiler selamlanarak alkışlandı.
‘YENİ BİR UMUT’
İlk olarak konuşan HDK İstanbul Meclisi Eşsözcüsü Erkan Tepeli, çok özel bir dönemden geçildiğini ve bütün işçilerin direnişlerini çeşitli şekillerde ortaya koyduğunu söyledi. Türkiye’nin birçok yerinde devam eden işçi direnişlerini selamlayan Tepeli, “Yeni bir umudu ve tartışmaları önümüze koydular, hep birlikte bu tartışmayı yürütebiliriz. Bu ülkedeki ekonomik kriz hali her geçen gün derinleşen bir hal almaya başladı. Faturalardaki yoğun zam, üreten ve toplumun yaşam biçimini oluşturması için beden ve akıl gücünü ortaya koyan işçilerden söz etmek lazım” dedi.
‘BİZ KAZANACAĞIZ’
HDK’nin ekonomi sorununu hiçbir zaman savaştan bağımsız konuşmadığını aktaran Tepeli, bu durumun derinleşen bir yarılmaya da yol açtığını sözlerine ekledi. Tepeli, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Türkiye’nin birçok alanda yürüttüğü savaş halinin ağırlaştırıcı yükünü de biliyoruz, biz barış içinde Türkiye ve Kürdistan halkının bir arada yaşayacağını ve bunun bir mermi fiyatından daha değerli, kıymetli olduğunu biliyoruz. Bütün yük emekçilerin sırtına yükleniyor, siyasi denklem bunun üzerine kuruluyor. İşçilerin ortaya çıkardığı direniş biçimleri bunun böyle gitmeyeceğini göstermiş oldu. HDK, bu alandaki çalışmalarını da göstermiş durumda, sendikaların bu süreçteki durumunu önemseyen bir biçimde. Bu karanlık sürdürmek üzerine kurulu, artık Türkiye halklarına yetmediğini, daha fazlasını istediğini ve önüne koyabileceğini düşünüyorum. İşçi direnişlerinin çok fazla umut veren bir yanı var. Eşit bir ücreti, temsili ve iradeyi de öne koyan bir güçteyiz. Biz kazanacağız, biz kazanacağız.”
‘BİRLİĞİMİZ VAR’
Migros depo direnişçisi Azat Erdinç ise, 257 direnişçi arkadaşının selamı ile konuşmasına başladı. 10 gündür direndiklerini söyleyen Erdinç, bütün işçilerin aynı yolun yolcusu olduğunu vurguladı. Direnen ve direnmeyen tüm işçilerin yanında olduklarını belirten Erdinç, “Biz sesleniyoruz, asla bırakmayın çünkü biz bırakmayacağız. Biz işçiler aslında sahiplenmek istiyoruz çünkü sıkıntılarımız var herkesin ev borcu, kredileri var” dedi. Yaklaşık 3 ay önce işten çıkarıldığını paylaşan Erdinç, “Direndik, günün sonunda patron beni işe aldı. Arkadaşlarımızla yan yana durmayı, birliğin olabileceğini gördük, patrona bir günlük ders verdik. İşçilerin içinde biriktirdikleri sıkıntılar asgari ücretin açıklanmasından sonraki dönem oldu. Kadını, yaşlısı, temizlikçisine kadar hepimiz oradaydık, tek istediğimiz 4 lira zamdı fakat patronlar bunu kırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Onların paraları var ama bizim de birliğimiz var, bunu kırmak da kolay olmayacak” diye belirtti.
‘BİZE SAHİP ÇIKIN’
Direnişlerinin dördüncü gününde polis baskınıyla depodan atıldıklarını ve gözaltına alındıklarını paylaşan Erdinç, “Keşke yaşamasaydık diyoruz ama böyle bir durumdayız, biz hala direniyoruz. Destekleri bekliyorlar, kim olursa olsun, yeter ki bu iş çözülsün çünkü herkesin ay sonunda ödeyeceği faturaları var. İşçiler bu dertleri çözmenin derdinde. Patronların bir gücü varmış ama işçilerin gücünün farkında değiller, kazanmak istiyoruz biz işçiler, patronlar tarih boyunca aynı tehdit stratejilerini uyguladı ama biz yenilmeyeceğiz. Bize sahip çıkın. Tek isteğimiz Migros mağazalarını boykot edip bizi desteklemenizdir” dedi.
‘MÜCADELEDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ’
Bu esnada salondaki katılımcılar, “Direne direne kazanacağız” sloganı attı.
Daha sonra söz alan eski SML Etiket direnişçisi Seçil Arı da, 136 gün direndiklerini ve mücadele ettiklerini belirtti. Arı, “Pandemide, işten çıkarmaların yasak olduğu bir dönemde patronlar, ‘siz kendi isteğinizle istifa edin’ demişti, Kod-29’la tehdit edildik, biz de bunu kabul etmedik, direndik. Biz kadın işçiler aynı işi yapmamıza rağmen erkeklerden daha düşük ücret alıyoruz, önce bizi işten çıkardılar, bizler mücadelemizden asla vazgeçmedik, hem iktidardan hem de patronlardan hesap sormaya devam ettik. Yaşadığımız ülkede dahi anayasal haklarımızı kullanamıyoruz, patronlar en ufak ses çıkartan, hak arayan işçileri işten çıkartıyor, bizler mücadele etmekten asla ve asla vazgeçmeyeceğiz” sözleriyle seslendi.
‘KAZANACAĞIMIZ ÇOK ŞEY VAR’
Bir yıldır Xiaomi Telefon Fabrikası’nda çalışan Yenigül Alsaç ise, “İşyerimizde örgütleme çalışması başladı, çoğunlukla kadın işçi çalışıyor, çocuk gibi lavaboya giderken izin alınmak zorunda, izin verilmiyor, maaşlarımızı her ay eksik alıyoruz. Sendikalaşma olduğu ve birlikte bir şeyler yapmamız gerektiği patronların kulağına gitti, işten çıkarıldık” şeklinde konuştu.
Foruma katılan diğer kesimler de birlikte mücadele etmenin önemine değinerek, yeni bir örgütlülüğün sağlanması gerektiğini ifade etti.
“İşçilerin birliği sermayeyi yenecek” sloganının ardından forum sona erdi.