ANKARA -DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Rüştü Tiryaki, bankamatik çalışanlarını ziyaret eden Iğdır İl Emniyet Müdürünün AKP memuru gibi hareket ettiğini belirterek, kayyımın 200 kişiyi usulsüz bir şekilde belediyede işe aldığını açıkladı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu'ndan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki, usulsüzce işe alındıkları gerekçesiyle işlerine son verilen bankamatik çalışanlarının belediye önündeki provokatif eylemlerini ziyaret eden Iğdır İl Emniyet Müdürü Erden Sakarya'nın açıklamalarına dair basın toplantısı düzenledi.
Partisinin genel merkezinde açıklama yapan Tiryaki, emniyet müdürünün sözlerine işaret ederek, "Dağılın uyarısı yapmak için yanlarına gitmiyor. Dağıtın bunları demek için de yanlarına gitmiyor. Sıkça kullandıkları, ama gerçekten çok saygısız bir ifade olan süpürün bunları demek için de işçilerin yanlarına gitmiyor. İşçilere gaz sıkılmıyor. İşçilere su sıkılmıyor. İşçiler gözaltına alınmıyor. İşçiler yerlerde sürüklenmiyor. Aslında iyi bir görüntü. Ama emniyet müdürü, bambaşka bir şey için orada, işçilerin yanında. İşçilerin eylemini desteklemek için ziyaret gitmiş. Üzerinde üniforma var. Çok lakayt bir şekilde ağzında sakız, podyumda yürür gibi işçilerin yanına gidiyor" ifadelerini kullandı.
Tiryaki, emniyet müdürünün "Öncelikle bu kutsal günlerde muharrem ayının başında böyle adaletsiz ve hukuksuz bir işlem olmasaydı. Sizden benim ricam; haklı, hukuksal durumunuzu muhafaza etmenizdir. Bu şekilde gösterilere hukuk çerçevesinde devam etmeniz. Size karşı dışardan gelecek her türlü baskı emniyet kuvvetleri tarafından bertaraf edilecektir. Hak hukuk adalet diyorsunuz benimde inancım hak hukuk ve adalet en kısa sürede tecelli edilecek" sözlerini alıntılayarak, "Iğdır Emniyet Müdürü Erden Sarıkaya’nn sözleri bunlar. Himmet Bey diye bahsettiği kişi de Belediye İş Sendikası'nın Iğdır Şube Başkanı" diye kaydetti.
'KABUL ETMİYORUZ'
Tiryaki, şunları söyledi: "Şimdi aynı yere yani işçilerin Iğdır Belediyesi karşısında eylem yaptıkları yere Iğdır Emniyet Müdüründen önce Iğdır Valisi de gitmiş. 9 Temmuz tarihinde belediye binası önünde toplanan işçilerin yanına gitmiş Ercan Turan. İşçileri ziyaret etmiş ve 'Haklı davanızda yalnız değilsiniz' demiş. Yani vali de o eylem yapan işçilere 'Sizin bu davanız haklıdır Iğdır Belediyesi'nin sözleşmelerini feshetmesi haksızdır, biz de sizin yanınızdayız' demiş. Bir muhalefet belediyesinde DEM Partili bir belediyede işten çıkarmalar olduğunda valinin, emniyet müdürünün tavrı tam olarak böyle. Vali, devletin kentin valisi değil, AKP'nin İl Başkanı mübarek. Emniyet Müdürü devletin, kentin emniyet müdürü değil, AKP’nin koruma müdürü mübarek! Valinin, emniyet müdürünün, muhalefete karşı AKP il temsilcisi gibi davranmasını kabul etmiyoruz. Toplumsal kutuplaşmaya hizmet eden, kamu yönetimini kabul etmiyoruz. İki yüzlü davranışları politikaları kabul etmeyeceğiz."
KAYYIMLAR ON BİNLERCE KİŞİYİ İŞTEN ÇIKARTTI
Kesinlikle bu konuda demokratik ve barışçıl olduğu sürece hiç kimsenin bu eyleme müdahale etmesini doğru bulmuyoruz. Ayrıca işçiler, buna karşı hukuksal mücadelede de bulunacaklar. İktidar partili belediyeler, işçi çıkardıklarında vali gidip destek ziyaretinde bulunabilir mi? Mümkün değil. Emniyet müdürü gidip destek ziyaretinde bulunabilir mi? Mümkün değil. Fakat muhalefet partilerine mensup bir belediye işten çıkardığında vali, emniyet müdürü çok rahat onları ziyaret edebiliyor, 'Haklı davanızda yanınızdayız' diyebiliyor. AKP'nin kayyımları, belediye başkanları on binlerce kişiyi sorgusuz sualsiz çıkardığında siz Türkiye’de hiçbir valinin, hiçbir emniyet müdürünün, hiçbir kamu yöneticisinin o haksızlıklara uğramış on binlerce kişinin yanında olduğunu gördünüz mü? Göremezsiniz.
TARAFGİRLİKTİR
Dolayısıyla bu durum nasıl bir tarafgirlik içinde olduklarını gösteriyor. Şimdi emniyet müdürleri, valiler muhalefet karşı böyle tavırlar içerisinde oldukça polis müdürleri polis üniformalarıyla böyle tavır sergiledikçe, muhalefetin karşısında iktidarın yanında yer aldıkça, Doğu Perinçek gibi bazı siyasi parti liderleri de çıkıp CHP'nin iktidar olamayacağını yüzde 90 oy alsa da askerin ve emniyetin polisin buna izin vermeyeceğini söyleyebiliyor. Mesele bu kadar ciddidir. Bir emniyet müdürü, bir vali muhalefet belediyelerine karşı bu tavrı sergiledikçe, bir kayyım askeri operasyonlara çıkar gibi belediyeleri işgal ettikçe, Doğu Perinçek gibiler de 'Siz yüzde 90 oy alsanız bile iktidar olamazsınız' diyebiliyor.
2019 KAYYIMI SONRASI
HDP 31 Mart 2019’da Iğdır Belediyesi seçimlerini kazanmıştı. 16 Mayıs 2020’de de kayyım atanmıştı. O dönem Iğdır Milletvekilimiz Habip Eksik ve Antalya Milletvekilimiz Kemal Bülbül ile Iğdır’a destek için gitmiştik. Iğdır Belediye Eş Başkanları'mız gözaltına alınmıştı. Belediye kayyım atanmıştı. Bizler de destek için oraya gittik. O gün Iğdır Valisi, Iğdır Emniyet Müdürü adliyeyi kuşatma altına almışlardı. Tamamen kapatmıştı. Adliyenin içerisine girip belediye eşbaşkanlarımızı görmemize izin vermediler. Belediyeyi kuşattılar. Belediyenin yanına bile yaklaşmasına izin vermedi Iğdır Valisi ve Emniyet Müdürü'nün o dönemki tavırları böyleydi. Kayyımın 2020 16 Mayıs'ta göreve geldikten sonra ilk bir hafta içinde yaptıkları icraatlar nelerdi biliyor musunuz? Fen İşleri Müdürünü, Muhasebe Müdürünü görevden almak ve onların yerine başka kurumlardan görevli getirmekti. İmar Müdürünü görevden almak ve çevre şehircilikten oraya görevli getirmek. Belediye eş başkanlarının özel kalem görevlilerini görevden uzaklaştırdı kayyım onların yerine iki polis görevlendirdi.
SİYASİ YATIRIM OLARAK GÖREVE BAŞLATIYORLAR
Şuanda görevde olan Iğdır Valisi, kayyım olarak göreve başladıktan sonra KPSS olmadan, noter huzurunda kura olmadan 200'e yakın kişiyi işe aldı. Hem de seçimlerden kısa bir süre önce. Bunu seçim yatırımı amacıyla yaptılar. Kayyım göreve geldiğinde kamu yöneticilerini görevden uzaklaştırıp, kendilerine yakın kişileri göreve alıyorlar. Siyasi yatırım olarak yüzlerce kişiyi göreve başlatıyorlar. Bizim belediyeye yaklaşmamıza izin vermiyorlar, ama bugün aynı kentin valisi, emniyet müdürü pervasız bir biçimde gidip işten çıkarılan destek eyleminde bulunabiliyor.
'KAMU YÖNETİMİ İKTİDARIN ARKA BAHÇESİ'
Bu sadece toplumsal kutuplaşmaya hizmet eden bir davranıştır. Biz vali ve emniyet görevlilerinin bir bütün olarak haklarını arayan bütün işçilere karşı saygılı bir davranış içinde olmasını isteriz. Hak arayan hiçbir işçiye gaz sıkılmasını doğru bulmayız, ama bir muhalefet partisinin önünde işçileri destekleyip iktidar belediyelerinin önünde eylem yapanları yaka paça gözaltına alıyorsanız bunun adı ikiyüzlülüktür. Bunu hiçbir şekilde kabul etmeyeceğiz. Türkiye'de kamu yönetimi uzunca bir süredir iktidarın arka bahçesi haline getirilmiş durumda. Biz yüksek yargı mensuplarının bir süre önce çay toplamaya cumhurbaşkanı ile gittiklerini yerlere kadar eğildiklerine tanıklık ettik. Kısa bir süre üst düzey bir emniyet görevlisini özel hareket daire başkanın iktidarın küçük ortağı karşısında nasıl yerlere kadar eğildiğine tanıklık ettik. Biz bugün Iğdır Belediyesi önünde bir valinin, emniyet müdürünün bize karşı davranışlar içinde olduğunu muhalefetin karşısında iktidarın memuru gibi nasıl davrandıklarına tanıklık ettik. Bütün bunlar Türkiye’de tek bir şeyi gösteriyor. Türkiye'de artık demokrasinin D’sinde bile bahsedilmeyecek bir parti devleti haline getirilmiştir.
Biz mücadele etmeye devam edeceğiz. Hak arama mücadelesine duyduğumuz saygı nedeniyle hiçbir şekilde bu işçilerin aleyhine bir söz kullanmayacağız. Ama siyasi iktidarın nasıl politikalar geliştirdiğini, nasıl siyasi yatırım olarak binlerce kişiyi nasıl işe aldığını ve haksız bir biçimde hem OHAL KHK’leriyle hem de kayyım eliyle nasıl on binlerce kişiyi kovduğunu da söylemeye devam edeceğiz."