Türkiye’nin KDP ortaklığıyla Federe Kurdistan Bölgesi'ne dönük saldırıları devam ediyor. Zap, Xakurkê, Avaşîn ve Metîna bölgelerinde sürdürülen saldırılar Temmuz ayında genişletildi. Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Eş Genel Başkanı Serhat Çakmak, Türkiye’nin Federe Kurdistan Bölgesi'ne dönük saldırılarını değerlendirdi.  

 

‘HUKUK NEZDİNDE CİDDİ BİR PROBLEM’

 

 ÖHD Eş Genel Başkanı Serhat Çakmak

 

Irak merkezi hükümetinin, Türkiye’nin saldırılarını, “hukuka aykırı” bulduğuna dair geçmiş dönemlerde kimi çıkışlarının olduğunu anımsatan Çakmak, “Ancak Federe Kurdistan Bölgesi Yönetimi buna dair hiçbir hukuksal problemi dile getirmiş değil. Tamamen Türkiye ile ortak bir konsensüs ile saldırıların yapılmasını sağlıyor. Irak hükümetinin hukuka aykırı uygulamaların sona ermesi için girişimlerde bulunması gerekiyor. İnsanların ölmemesi için ülkelerin gerekli sorumlulukları yerine getirmesi gerektiğini düşünüyoruz. Burada yüz yıllık bir sorun mevcuttur. Aslında değerlendirmemiz gereken işin hukuksal boyutudur. Bir devletin başka bir devletin sınırlarını aşarak oranın yerel ve hukuki uygulamalarını yok sayması, kendi iç mekanizmalarını oraya götürmesi ve orada uygulamaya çalışması uluslararası hukuk nezdinde de ciddi bir problemdir” dedi. 

 

‘KDP FEODAL YAPISININ DAĞILMASINDAN KORKUYOR’

 

Türkiye’nin bölgedeki saldırılarını KDP ortaklığında yürüttüğünü hatırlatan Çakmak, KDP’nin bu tutumunun sermaye ilişkilerinin yanı sıra Kürt halkının gözünde tek hakim güç olma isteğine dayandığına dikkat çekti. Çakmak, “Yüzyıllardır insanlar bu topraklarda kendi ritüelleri gereği düğünlerinde halay çekerken bu halayı dahi çekemez hale geliyor. Bunların tamamının Kürt sorununun çözümsüz kalmasıyla ilgilidir. Bugün KDP’nin Türkiye'yle ortaklaşmasının tek gerekçesi Kürtler adına tek güç olma isteğinden kaynaklıdır. KDP aşiret ve feodal yapılarının dağılmasından korkuyor. Türkiye’deki demokratikleşme mücadelesinin oraya yayılmasıyla otoriter yapılarının ve feodal düzenlerinin bozulacağından ötürü Türkiye ile ortaklaşıyor” diye belirtti. 

 

‘KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜ’

 

Türkiye’nin söz konusu saldırılarla Kürt sorununu çözümsüzlüğe mahkum etmek istediğini vurgulayan Çakmak, “Türkiye’de bugün demokratikleşme adımları atılmış olsaydı, İmralı’da devam eden tecrit sonra erdirilip devlet ile örgüt arasında ya da devlet ile İmralı arasında görüşmeler başlanıp tekrar bir çözüm sürecine girilmiş olsaydı sınır ötesi operasyonlar da olmazdı. Başka bir ülkenin hakimiyet ve egemenlik alanına da girilmezdi. İktidarın temel gayesi Kürt sorununun çözümsüzlüğü üzerinden iktidarını devam ettirmektir. Bugün bu enflasyonist ortamda savaşın maliyetini yoksul ve gariban çok iyi görüyor. Ülkede insanlar ekmek derdine düşerken, kimse Türkiye’nin başka ülkenin topraklarında GBT yapıp yapmadığına bakmaz. İnsanların bugünkü temel gayesi refah düzeyinin bu kadar düşmesidir. Ama refah düzeyi bu kadar düşerken savaş politikaları için harcanan milyarlarca liraların boşa gittiğini görmemek abesle iştigal olur” ifadelerini kullandı.