İSTANBUL - Gezi Davası tutsağı Osman Kavala, Marmara Kapalı Cezaevi’nden gönderdiği mesajla “Gerçekten özgürlüğü teneffüs edebileceğime inanıyorum” dedi.
Gezi Davası kapsamında 2017 yılında tutuklanan iş insanı Osman Kavala, tutulduğu Marmara Kapalı Cezaevi’nden yazılı bir mesaj gönderdi. Osman Kavala gönderdiği mesajda “Bu süre boyunca masumiyet karinesinin çiğnendiği, temelsiz iddiaların, yalan beyanların kullanıldığı bir yargılama süreci yaşadım" ifadelerini kullandı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 2019 yılında, “herhangi bir suç delili bulunmadığı” yönündeki kararını hatırlatan Kavala, “Gezi davası aynı nedenle beraatle sonuçlandıktan sonra yargı üzerinde siyasetin etkisi arttı. AİHM kararını uygulamamak ve beraat kararlarını bozmak için aleni biçimde yasalarla oynandı. Yasalardaki tanımlara aykırı biçimde bir casusluk suçlaması kurgulandı. Bu suçlama siyaseten de kullanıldı, insan haklarını ve ‘öteki’ sayılanların hayatlarını değersiz gören düşman hukuku uygulamaları teşvik gördü. Böylece, hiçbir şiddet eylemiyle ilişkim olmadığı bilinmesine rağmen en ağır cezaya çarptırıldım, dört Gezi tutuklusu da aynı yaklaşımla 18 yıla mahkum edildi” diye belirtti.
'SEVDİKLERİMLE BİRLİKTE YAŞAYAMADIM'
Yargının, suç işlemeyen insanlara siyasi sebeplerle ceza vermeyi hak olarak gördüğünü ifade eden Kavala, “Yargıda insan hayatına değer vermeyen anlayışın yaygınlaşmasının, kamuoyunda infial yaratan birçok olayda olduğu gibi, temel etik değerlerle ilgili bir aşınmayı da yansıttığı düşüncesindeyim. Altmış yaşımdan sonra aktif biçimde yaşayabileceğim hayat diliminin büyük bölümünü cezaevinde geçirmiş oldum. Eşimle hayatı paylaşamadım, annemle, sevdiklerimle birlikte yaşayamadım. Yıllardır yürüttüğümüz, barış ve uzlaşma kültürüne katkı sağladığına inandığım sivil toplum çalışmalarını sürdürmem engellenmiş oldu” sözlerini kullandı.
'GEZİ PARKI'NIN PARK OLARAK KALMASI TESELLİ KAYNAĞI'
Cezaevinde maruz kaldığı ve şahit olduğu hukuksuzlukları bir sorumluluk gereği olarak kamuoyu ile paylaştığını söyleyen Kaval, mesajının devamında şu ifadelere yer verdi: “Hayatımın hatırlayabildiğim en erken döneminden itibaren ağaçları tanımama imkan veren, kamu mekanını başkalarıyla paylaşmayı öğrenmemi sağlayan Gezi Parkı’nın her yaştan ve sınıftan yurttaşlarımız tarafından kullanılan bir park olarak kalması benim için bir teselli kaynağı. Ancak, bana asıl teselli verecek olan, ülkemde hukuk devleti yönünde gelişmeleri görmek olacak. Bunun olacağına ve gerçekten özgürlüğü teneffüs edebileceğime inanıyorum."