HATAY - “İntihar” denilerek kapatılan, ailesi ve avukatının mücadelesiyle yeniden başlatılan Medine Ok Kara soruşturmasında, yaklaşık 3 buçuk yıl sonra şüpheli Ahmet Kara'nın telefon ve bilgisayarı incelemeye alındı.
Hatay'ın Dörtyol ilçesinde Ahmet Kara ile bir yıllık evli olan Medine Ok Kara, 8 Eylül 2017 tarihinde evinde şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. Kara’nın şüpheli ölümüne dair Dörtyol Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında olaydan 73 gün sonra ifadesi alınan Ahmet Kara, eşinin intihar ettiğini iddia etti.
MORLUKLAR TESPİT EDİLDİ
Dörtyol Devlet Hastanesi tarafından ölüme dair hazırlanan ilk raporda; Kara'nın boyun ve arka kısmında ip izlerine rastlandığı ve vücudunda morluklar tespit edildiğine yer verildi. Soruşturma kapsamında Adana Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) hazırladığı otopsi raporunda, Kara'nın “asılmaya bağlı öldüğü” kaydedilirken, vücudundaki morluklara yer verilmedi. Başlatılan soruşturma ise 3 ay sonra “intihar” denilerek kapatıldı.
Savcılığın takipsizlik kararının ardından İskenderun Kadın Platformu Üyesi Avukat Mehtap Sert, İskenderun Sulh Ceza Hakimliği’ne itirazda bulundu. 5 Aralık 2017’de kabul edilen itiraz sonucu takipsizlik kararı kaldırılırken, Medine Ok Kara’nın dosyası tekrar Dörtyol Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi. Yaklaşık 3 buçuk yıl sonra Ahmet Kara’nın telefon ve bilgisayarı inceleme için kriminale gönderildi.
GERİYE KALAN GÜNLÜK
Ölümü şüpheli bulan Nuray Değirmenci, kardeşine ait günlüğü avukatı aracılığıyla yeniden başlatılan soruşturma savcısına iletti. Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Labaratuvarları Daire Başkanlığı tarafından yapılan inceleme sonucu Temmuz 2020’de hazırlanan raporda, söz konusu günlükteki el yazısının Medine Ok Kara’ya ait olduğu kaydedildi.
GÖRDÜĞÜ ŞİDDETİ YAZDI
Kara, gördüğü sistematik şiddet ve psikolojik baskıyı şu sözlerle günlükte yazdı: “Eve ruhsatsız silah getirerek defalarca beni tehdit ettin. Ben ayrılalım dediğimde 'aileni öldürürüm seni öldürürüm' dedin. Ağzıma silahı dayayıp öldürmekle tehdit ettin. Ailen yüzünden beni defalarca dövdün. Bana attığın o dayakları, o küfürleri, hakaretleri vücudumdaki o izleri silemem.”
İKİ FARKLI RAPOR
Kardeşinin şüpheli ölümünü aydınlatacak somut delillere rağmen, hala bir ilerleme kaydedilmesine tepki gösteren ağabeyi Mehmet Ok, Ahmet Kara’nın kardeşini öldürdüğünü ve intihar süsü verdiğini iddia etti. Savcının olayın aydınlatılması için yeterli inceleme yapmadığını belirten Ok, Ahmet Kara’nın ifadesinin 73 gün sonra alındığını, somut delil niteliği taşıyan günlüğün ise ayrıntılı incelenmediğini aktardı.
Kardeşinin ölümüne dair hazırlanan iki farklı rapora değinen Ok, "Hastanenin düzenlediği ölüm raporunda kardeşimin vücudundaki morluklardan söz ediliyor. Ancak otopsi raporunda ‘asıya bağlı ölüm’ olarak tespit yapılmış. Eğer kendi iradesi dahilinde yapıldıysa, ölüm sırasında çırpınması ve bu çırpınmayla emare bırakması gerekirdi. Oysa olayda bu türde hiçbir emare bulunmamaktadır. Ayrıca boyundaki ip izi klasik ası izi olmayıp boyun üst bölümlerine kadar uzanmaktadır. Bu da ip ile bir başkası tarafından boğulduktan sonra asılmayı düşündürebilir. Veya darbe nedeniyle baygın olan kardeşimin bu haldeyken başka birisi tarafından asılması halinde tepkisiz bir ası oluşabilir” sözleriyle şüphelere dikkati çekti. Kardeşinin maruz kaldığı şiddeti günlükte de yazdığını anlatan Ok, “Bir an için kardeşimin intihar ettiği düşünülse bile bu kararı almaya ve uygulamaya iten nedenin Ahmet olduğu kesin. Ahmet Kara bir an önce tutuklanmalı” diye belirtti.
3 BUÇUK YIL SONRA
Aile Avukatı Mehtap Sert ise, olayın gerçekleştiği gün hazırlık soruşturması yürüten savcının Kara’nın vücudundaki morluklara dair yeterli tutanak tutmadığını ve olay yeriyle ilgili bir tespit yapılmadığına vurgu yaptı. Sistematik işkencenin Medine Ok Kara’ya ait günlük ile belgelendiğinin altını çizen Sert, şöyle dedi: “Oysaki olay anında ailenin talebiyle telefonları incelenmiş olsa belki ölümünün arkasındaki gerçek tereddütsüz ortaya çıkacaktı. Soruşturma makamı, yaklaşık 3 buçuk yıl sonra telefon ve bilgisayar incelemesi için kriminale gönderdi. Yargının adaleti belki de bir kadın cinayetinin üstünü örttü. İskenderun Kadın Platformu olarak davanın takipçisi olmaya devam edeceğiz."
MA / Hamdullah Kesen