İSTANBUL - Uygulamada kadınlara yönelik şiddetle mücadelede eksikliklere ve engellere dikkat çeken GREVIO raporunun resmi çevirisinden 3 yıldır kaçınıldığını belirten EŞİK’ten Fatma Aytaç, “çevirisini yapılması demek İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması demektir” dedi.
Avrupa Konseyi'nin kadınlara yönelik ve aile içi şiddetle mücadele sözleşmesi olan ve Türkiye'nin de ilk imzacılarından olduğu İstanbul Sözleşmesi’nin izleme ve denetleme komitesi GREVIO (Kadınlara Karşı Şiddet ve Ev İçi Şiddete Karşı Uzman Eylem Grubu), Türkiye ile ilgili değerlendirme raporunu 15 Ekim 2018 tarihinde yayınladı. GREVİO raporu, hükümet tarafından resmi çevirisi yapılarak, önce muhalefet partilerine daha sonra kadın ve sivil toplum örgütlerine sunulması ve buna yönelik ortak iş birliğiyle şiddetin önüne geçilmesini hedefliyor. Ancak hükümet, raporun resmi çevirisini yapmayarak, buna dair her hangi bir bilgilendirmede bulunmuyor. Yaklaşık 3 yıldır kadın örgütleri, resmi çevirinin yapılması için iktidara baskı kurarak, çağrılar yapıyor.
GREVİO RAPORU
Sivil toplum örgütlerinin kendi imkanlarıyla gayri resmi çevirisini yaptığı GREVİO raporunda öne çıkan bazı başlıklarda, mahkeme dosyalarında cinsiyetçi önyargıların ve mağduru suçlamanın takdire bağlı indirime yol açtığı konusunda endişelere dikkat çekilerek, Türkiye’nin kadına yönelik şiddetle mücadele etmek için, önleme, koruma, kovuşturma ve bütüncül politikalar bakımından çok daha yoğun bir çaba ortaya koyması gerektiği ifade ediliyor.
CEZASIZLIK ZIRHI
GREVIO, toplumsal cinsiyete dayalı şiddete ilişkin bildirim oranlarının düşüklüğüne işaret ederek, mağdurların damgalanma, misilleme korkusu, faile ekonomik bağımlılık, hukuk okuryazarlığının olmayışı, dil engeli ve/veya hukuk uygulayıcı yetkililere güvensizlik gibi nedenlerle şiddet olaylarını bildirmekten çekindiğini belirtiyor.
ZORLA EVLİLİKLER
Raporda, Türkiye’deki kadınların yüzde 25’inden fazlasının 18 yaşından önce evlendirildiği, erken yaşta ve zorla evliliklerin ele alınması gereken bir sorun olduğuna dikkat çekerek, sivil toplum kuruluşlarına yönelik, özellikle de İstanbul Sözleşmesi’ni ve onun ilkelerini destekleyen bağımsız kadın örgütlerine yönelik giderek artan kısıtlayıcı koşullar nedeniyle duyulan endişe de yer alıyor.
TALEPLER
GREVİO raporda, şiddetin önlenmesi için şu taleplerde bulunuyor:
* Kadına yönelik şiddete kurumsal müdahale konusunda boşlukların giderilmesi,
* Zorla evliliklerin ceza yasasında bir suç olarak tanımlanması ve taciz ya da tecavüzden hayatta kalanların saldırganla evlendirilmediğinin garanti altına alınması,
* Israrlı takibin ve bunun dijital ortamdaki olası yansımaların ayrı bir suç olarak tanımlanması,
* Hayatta kalanlara sunulacak etkili önlemlerle, yeniden mağduriyet oluşmasının engellenmesi ve şiddet eyleminin soruşturulması, cezalandırılması,
* Görevini yerine getirmeyen, şiddet eyleminde bulunan, şiddeti görmezden gelen ya da mağdurları suçlayan devlet görevlilerinin sorumlu tutulması,
* Güvenlik güçleri ve yargı memurlarının psikolojik şiddet konusunda farkındalıklarının arttırılması.
İZLEME MEKANİZMASI
Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) üyesi Fatma Aytaç ile GREVİO raporunun resmi çevirisinin neden hala yapılmadığı üzerine konuştuk. GREVİO’nun İstanbul Sözleşmesi’ni izleyen mekanizma olduğunu yineleyen Aytaç, Sözleşme’ye üye tüm ülkelerin uzmanlarından oluşan bir yapı olduğunu söyledi. GREVİO’nun, Sözleşme’nin yükümlülüklerini yerine getirmeyi amaçladığını ifade eden Aytaç, resmi çevirisinin yapılmamasını şu sözlerle anlattı:
“Resmi çevirinin yapılması da Sözleşme’nin yükümlülüklerden birisidir. Raporun çevrilmesi, sorunların Meclis’te ele alınması ve önlenmesi için tüm ilgili kurumların harekete geçmesi demektir. Şiddete karşı topyekün bir mücadele başlatılmasıdır. Hükümet, resmi çeviriyi yapmayarak şiddetin önlenmesi konusunda sorumluluk almak istemiyor. Görevini yerine getirmeyerek, ertelemeci yaklaşıyor. Resmi çeviri yapmaması hükümeti, ne sorumluluk ne de gereğini yerine getirmekten kurtaramayacaktır. O nedenle raporun resmi çevirisini yaparak kabul etmesi ve ilgili kurumlarla şiddetin önlenmesi için harekete geçmesi gerekir.”
MECLİS’İN ÖNCELİKLİ GÜNDEMİ
Resmi çevirinin yapılmamasının Türkiye’ye uluslararası prestij kaybettirdiğini belirten Aytaç, yalnızca Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın Avrupa Konseyi’ne raporu incelediği ve gereğini yerine getireceğine dair görüş bildirdiğini aktardı. Aytaç, EŞİK olarak iktidara raporun resmi çevirisini yapması için Meclis’in açıldığı 30 Eylül 2020 tarihinde mektup gönderdiklerini anımsatarak, Meclis’in öncelikli gündemlerinden birinin kadına yönelik şiddete karşı toplanma çağrısı olduğunu ifade etti. Aytaç, “GREVİO’nun resmi çevirisi yapılması İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması demektir. Resmi çeviri için hükümete baskı kurma çağrılarımız sürecektir” diye belirtti.
Kadına yönelik şiddeti önleyen mekanizmaların işletilmemesinin bedelinin ağır olduğunu dile getiren Aytaç, “Gelinen noktada bir günde artık 3 kadın öldürülüyor. Bunun da adı bir cins kırımıdır. O nedenle Meclis’e derhal kadına yönelik şiddeti önleme gündemiyle toplanma çağrısı yapıyoruz. Meclis’in GREVİO raporunu gündemine alıp, yükümlülüklerini yerine getirmesini istiyoruz” dedi.
MA / Semra Turan