ANKARA - Maruz bırakıldıkları cinsel taciz sonrası özsavunma eğitimi alan Maple Joy ve Debra Mier, şiddete karşı kendini savunabileceğini bilme düşüncesinin bile iyi geldiğini belirterek, “Bir araya gelmek, örgütlenmek, birbirimize destek olmak hepimize güç veriyor” dedi.
Kadınlar tüm dünyada yaşadıkları her türlü baskı ve şiddete karşı örgütlenirken, aynı zamanda kendilerini savunma biçimlerini de öğreniyor. Kadınların, bedenleri üzerinden yürütülen politika, istismar ve her türlü şiddete karşı kurduğu özsavunma atölyelerine ise her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Söz konusu özsavunma eğitimlerine katılan kadınların çoğu, her yönüyle daha güçlü hissettikleri konusunda hemfikir.
Atölyelere katılan her kadının aynı zamanda bir şiddet hikayesi var. Amerika’da yaşayan Maple Joy ve Debra Mier de, yaşadıkları şiddetin ardından Ulusal Kadın Dövüş Sanatları Federasyonu (NWMAF) özsavunma kurslarında eğitim almaya karar verenlerden. “Dünyanın neresinde yaşarsanız yaşayın şiddet yaygındır ve hazırlıklı olmak zorunayız” diyen Joy ve Mier, şiddete karşı kendini savunabileceğini bilme düşüncesinin bile yeterli geldiğini belirtiyor.
Uzun yıllar özsavunma eğitimi alan Joy ve Mier ile hayatlarındaki değişimleri konuştuk.
Özsavunma dersleri almaya nasıl karar verdiniz? Sizi bu karara iten olay neydi?
Maple Joy: İlk zamanlar yalnız yaşıyordum. Her gün aynı rota üzerinden işe gidip geliyordum. Bir gün işe giderken bir adam beni takip etti. Takip edildiğimi hissedince hemen arkama döndüm ve ani geri dönüşümün onu da ürküttüğünü fark ettim. Heyecanlanmış ve şaşırmış görünüyordu. Yolun karşısına geçerek yürümeye devam ettim, sürekli arkama bakıyordum. Metro istasyonuna ulaşınca hala takip edilip edilmediğimi anlamak için 10 dakika kadar bekledim. Adam ortalarda yoktu. Metroya bindim ve işe gittim. Ertesi sabah işe gitmek için yine aynı saatte evden çıktım fakat bu sefer gidiş rotamı değiştirdim. Yine bir adam beni takip etti. Adımlarımı hızlandırdım, arada arkama dönüp bakıyordum ve beni takip etmeye devam ettiğini görüyordum.
Debra Mier: Özsavunma kursları almaya ilk kez yıllar önce Chicago'ya taşındığımda başladım. Aslen Floridalıyım ve geldiğim yer çok daha küçük. Daha büyük bir şehre taşınıyor olmam nedeniyle tedirgindim. Bir gün Japonya'da İngilizce öğretmenliği yapmam konusunda bir teklif aldım. Orada yaşarken bir gece bir adam bana yaklaştı ve sözlü olarak taciz etmeye başladı. Ardından bana tecavüz etmek istedi. Ona ‘hayır benden uzaklaş’ dedim. Takip etmeye devam etti. O anda kursta öğrendiklerimi hatırladım, hızla döndüm. O sırada elimde bir anahtarlık vardı. Anahtar kısmını bıçak gibi tutarak adamın karnına yumruk attım. Şok olmuştu. Koşmaya başladım. Koşabildiğim kadar hızlı koştum ve bir arabanın arkasına sakladım.
Özsavunma kursu bana fiziksel gücümü hissetmeyi, kendi sesimi duymayı ve kullanmayı öğretti. Artık yalnızca bu durumlarda kullanmam gereken tekniği değil kendi sesimin gücünü de biliyordum.
Bunun üzerine ne yaptın?
Joy: Bu sırada aklımdan onlarca senaryo geçti. Ne yapacağımı bilmiyordum. Polise de başvurdum. Adam bana saldırmadığı sürece yapacakları hiçbir şey olmadığını, tekrar takip ederse polisi arayabileceğimi fakat o durumda da adam bana saldırmazsa yapacak bir şey olmadığını söylediler. Bu noktada, artık kendimi güvende hissetmek ve korumak için bir şeyler yapmak zorunda olduğumu idrak ettim. Son derece rahatsız ve korku içindeydim. Böylece 2018'in Aralık ayında temel özsavunma programına kaydoldum. Aralık 2019'da ise birden çok saldırgana karşı özsavunma programına başladım. Ve pandemi sona erdikten sonra silahlı tecavüzcülere karşı özsavunma programına başlamayı planlıyorum. Dünyanın neresinde yaşarsanız yaşayın, kadına karşı şiddet yaygındır ve tanıdığınız birinin ya da tanımadığınız bir aktörün saldırısına uğrayabilirsiniz. Size değil başkasına da olabilir bu. Hazırlıklı olmak zorundayız.
Mier: ABD'ye geri döndüğüm zaman henüz bu travmayı atlatamamıştım, şehirde rahatça hareket edemiyor sürekli omzumun üstünden bakıyordum. Bundan seneler sonra bir STK'da pek çok kadınla beraber çalışıyordum. Bu kadınlar son derece kendilerinden emin yürüyorlardı. Duruşlarında farklı bir şeyler vardı. Nedenini sorduğumda özsavunma dersleri aldıklarını öğrendim. Ben de gidip kaydımı yaptırdım. Bu kurs bana fiziksel gücümü hissetmeyi, kendi sesimi duymayı ve kullanmayı öğretti. Artık yalnızca bu durumlarda kullanmam gereken tekniği değil kendi sesimin gücünü de biliyordum. Kendi sesimi daha önce kullanmıştım evet. Japonya'da o adam bana saldırdığında kullanmış ve başarılı olmuştum. Fakat bu yeni kurs bana sesimin tamamını kullanmayı ve özgüven sahibi olmayı öğretti.
Kadınlara özsavunma eğitimi almalarını önerir misiniz? Kaç yaşında bu eğitime başlamak gerekir?
Joy: Kesinlikle tavsiye ediyorum. Türkiye'deki işleyişi bilmiyorum ama burada özsavunma derslerine kayıt yaşı 16'dan başlıyor. Özellikle okumak için başka şehirlere gidecek, yalnız yaşayacak kadınlar için kesinlikle gerekli olduğunu düşünüyorum. Pek çok durumda kendini savunabileceğini bilmek bile yeterli oluyor.
Mier: Gençler için kendini savunma ve beden farkındalık sınıfları sunan birçok kurs ve kurum var. Bu dersler çocuklara bir sınır oluşturmayı öğretiyor. Sözel bir sınır. Bu da özsavunmadır, öyle değil mi? Kendimizle ilgili bu farkındalığa, bu bilgiye ne kadar erken erişirsek o kadar iyi. Keşke ben de bu bilgiye daha genç yaşta erişebilseydim. Bana kendi gücümü gösterdi. Şimdi sınırlarımı oluşturmayı biliyorum ve insanlardan da bu sınırlara saygı duymalarını bekliyorum.
Kurslara genelde hangi hikayelere sahip kadınlar geliyordu?
Joy: Kurslarda yaşamın her alanından birbirinden farklı onlarca kadınla tanıştım. Kuaför, mağaza çalışanı, lise öğrencisi, üniversite öğrencisi… Ve şunu söyleyebilirim ki anlatılan her hikaye aslında hepimizin hikayesidir. Bir kadın, başka bir kadının anlattığını dinlerken, anlatılan şey başına henüz gelmemiş bile olsa onla empati kurabilir. Belki bunun nedeni kolektif kadın hafızasıdır.
Mier: Pek çok ülkeden, kültürden ve yaştan kadınlar vardı. Sınıfımızdaki tüm kadınlar çok farklı hikayelere sahipler. Kimisi fiziksel şiddet, cinsel şiddet ya da psikolojik istismara maruz kalmış. Yani temelde, herkes hayatının bir noktasında, şiddetin bir çeşidine maruz kalmış. Bu kadınlardan bir tanesinin hikayesi ve gelişimi beni çok etkilemiştir. Bekar ve yalnız bir anne vardı. Anksiyete sorunu vardı. Öyle bir anksiyete ki çalışmasına engel oluyordu, çocuklarına istediği türde bir bakım vermesine engel oluyordu. Geçmişinde istismar vardı. Bir gün ona gidip, 'Biliyor musun, böyle bir kurs var, bence sana çok iyi gelecek' dedim. Gelip kayıt yaptırdı ve çok da başarılı oldu. Bir sonraki yıl hayatında değişiklikler yapmaya başladı. Uzun yıllar sonra ilk kez bir işe girdi, hatta daha sonra o mağazanın müdürü oldu. Benim için onun hayatındaki bu gelişmeleri görebilmek bir ayrıcalıktı.
Yaşadığım deneyimden önce özsavunma ile ilgili pek bir fikrim yoktu. Fakat özsavunma çalışmaya başladıktan sonra çok şey değişti. Fiziksel, zihinsel gücün ve kendimi koruma gücünün içimde olduğunu hatırlattı. Bu kurslara katıldıktan sonra anlıyorsunuz ki ihtiyaç duyduğunuz güç zaten içinizde.
Özsavunma kursuna başladıktan sonra hayatınız nasıl değişti? Daha önce özsavunmaya dair bilginiz var mıydı?
Joy: Doğrusunu söylemek gerekirse, yaşadığım deneyimden önce özsavunma ile ilgili pek bir fikrim yoktu. Fakat özsavunma çalışmaya başladıktan sonra benim için çok şey değişti. Neler yaşadığımızı anlayan, anlamaya çalışan, dinleyen eğitmenlerimiz var. Deneyimlerinizi dinliyorlar ve kendinizi rahat hissetmenizi, daha iyi hazırlanmanızı sağlayacak bir destek sistemi oluşturuyorlar ve bu derslerin her ikisinde de hem taktiksel olarak çok şey öğrettiler hem de fiziksel, zihinsel gücün ve kendimi koruma gücünün içimde olduğunu hatırlattılar. Hatırlatmak diyorum, çünkü bu kursları almaya başladıktan sonra anlıyorsunuz ki ihtiyaç duyduğunuz güç zaten içinizde.
Mier: Açıkçası birisi gelip bu dersleri almanın bana çok iyi geleceğini söyleyene kadar çok da üstünde düşündüğüm bir konu değildi. Ne öğreneceğimi bunun bana nasıl bir yardımı olacağı hakkında bir fikrim yoktu. Ama daha sonra gördüm ki artık kendi gücümü hissediyorum ve kendi sesimi, sesimdeki güveni duyabiliyorum. Bu bir kere elde ettiğiniz zaman kimsenin sizden alamayacağı bir şey. Artık kendi gücümün farkındayım. Hayatımda bazı değişiklikler yaptım. Kariyer değiştirdim, kendimden hiç beklemediğim serüvenlere atıldım. Bana daha önce hissetmediğim bir güvenlik hissi verdi.
Kendinizde fark ettiğiniz ilk değişim ne oldu?
Joy: Temel programı bitirdikten sonra özgüvenim tamamen değişti. Sokakta yürürken kendimi daha güvende hissediyorum. Market alışverişine gittiğimde bile arkama bakıyordum, artık çok daha rahat hareket ediyorum. Biliyorum ki biri beni takip ediyor da olsa, biri bana saldırsa da kendimi savunabilirim. Saldırganlar özgüveni de özgüven eksikliğini de tanıyorlar. Sesinizi doğru kullandığınız zaman size sataşmamaları gerektiğini anlıyorlar. Genel olarak söyleyebilirim ki çevremde olan bitene çok daha hakimim. Bunu çaba sarf etmeden, yorucu olmayan bir şekilde yapabiliyorum.
Mier: Japonya'ya gittiğimden bahsetmiştim. Mesela o ilk kursu almasam muhtemelen gitmezdim. Dilini konuşamadığım bir yere taşınmak benim için çok büyük bir adımdı. Öyle ki o kursta öğrendiğim bazı teknikler belki de beni tecavüzden korudu. Artık istediğim şeyleri yapmak için çok düşünmüyorum, adım atıyorum. İstediğim gibi yaşayabilirim.
Sizdeki değişimleri gördükten sonra aynı eğitimi almak isteyenler oldu mu?
Mier: Özsavunma kursları pek çok kadın için ürkütücü olabiliyor, ben de korkuyordum. Sanırım bu kursu almak ya da almamak kararını vermek her şekilde kişisel. Fakat özsavunma bilmenin bende yarattığı değişimi gördükten sonra hem daha destekleyici oldular hem de merak ettiler. Birkaç kişi dersleri almaya bile başladı.
Şiddete maruz kalan kadınlara ne önerirsiniz? Saldırı anında ne yapmalılar?
Joy: Tereddütsüz bir şekilde karşı koyun derim. Eğitimimizde örneğin; evimizde rehin alındığımızda ya da saldırıya uğradığımızda belli bir noktaya kadar saldırganla işbirliği yapmamızı ve uygun anı kollayarak karşı saldırıya geçmemizi söylüyorlar. Ama hiç vakit kaybetmeden karşı koyun, savaşın derim.
Pek çok kadın, görgü tanıklarının gözü önünde şiddete uğruyor. Özsavunma öğrenmek yalnızca kendini korumaktan ibaret değil. Başka kadınları da koruyabiliriz.
Eğitimlerden sonra hiç şiddete maruz kaldınız mı? Başınıza böyle bir şey gelse nasıl tepki verirdiniz?
Joy: Hayır, hiç şiddete maruz kalmadım ama bazen bir başkasının şiddete maruz kaldığına şahit oldum. Bunun fiziksel şiddet olması da gerekmez. Mesela sokakta yürürken bir adamın bir kadına avaz avaz bağırdığına şahit oluyoruz. Temel Özsavunma Eğitimi'nde görgü tanığı eğitimi de alıyoruz. Bu eğitimde zor durumda birine nasıl yardım edebileceğinizi öğreniyorsunuz. Yani diyelim ki sokakta yürüyorsunuz, bir adamın bir kadına bağırdığını, sinirli sinirli konuştuğunu ya da ters ters baktığını gördünüz ve kadının rahatsız olduğu da dışardan anlaşılıyor ya da kadın ‘hayır’ diyor veya yardım istiyor. Müdahil olabilirsiniz. Ona destek olabilirsiniz, onun sesi olabilirsiniz. Yüksek ve kendinden emin bir sesle, 'kadın sana hayır dedi' diyebilirsiniz. Pek çok kadın, görgü tanıklarının gözü önünde şiddete uğruyor. Özsavunma öğrenmek yalnızca kendini korumaktan ibaret değil. Başka kadınları da koruyabiliriz.
Şiddete karşı özsavunma öğrenme yeterli mi? Nasıl bir mücadele gerekiyor?
Joy: Kesinlikle örgütlenilmeli. Zaten bu kursların en dönüştürücü tarafı tecrübelerin paylaşılması, birbirini eğitmek ve bir destek sistemi oluşturmak. Özellikle de ev içinde veya hayatınızın herhangi bir alanında taciz ve suistimale maruz kalıyorsanız.
Mier: Örgütlü kadın gruplarının daha güçlü olduğuna inanıyorum. Kadınların birbirlerini desteklemesi son derece güçlendirici bir durum. Bizi asıl güçlendiren şey birbirimize yardım edebileceğimizi bilmek. Bir kadının saldırıya uğradığını görürsem yardım edebilirim. Bir araya gelmek, örgütlenmek, birbirine destek olmak hepimize güç veriyor.
Kadınların örgütlenmesinden bahsediyorsak, elimizdeki en güçlü şeydir sesimiz. Bu ses bir diğerinin hayatını kurtarabilir. Birbirimizden öğrendiklerimiz, hiç kimsenin tekrar elimizden alamayacağı gücümüzdür.
Özsavunma kurslarındaki tecrübe ve kazanımlarınız ışığında, kadınlara nasıl bir mesaj vermek istersiniz?
Joy: Asla korku içinde yaşamayın. Kendinizi güçlendireceğiniz araçlar, kaynaklar ve bilgi birikimine sahibiz. Bu araç, kaynak ve bilgi birikimi ile rahat ve korkusuz yaşayabiliriz. Eğer şiddetten zarar gören kişi siz değilseniz, dinleyen kulak olun, o kişinin ihtiyaç duyduğu destek sistemi olun. Acı çeken kadınlara sırtınızı asla dönmeyin. Elinizden geldiği kadar yardım edin. Çünkü sizin yardımınız o kişiyi korkunç bir durumdan kurtaracak tek şey olabilir. Ailem ve arkadaşlarım yanımda olmasaydı, o dinleyen kulak olmasaydı, elini uzatmasaydı, şu an olduğum yerde olmayabilirdim.
Mier: Hepiniz çok güzelsiniz. Çok güçlüsünüz. Savunulmaya değersiniz. Kadınların örgütlenmesinden bahsediyorsak, elimizdeki en güçlü şeydir sesimiz. Yani siz kadınlara seslerini duyurabilecekleri bir platform veriyorsunuz, seslerini başka kadınların duymasını sağlıyorsunuz, seslerinin birbirlerine ulaşmasını sağlıyorsunuz. Sesimiz bir diğerinin hayatını kurtaracak ses olabilir. Kendi adıma kendi hikayemi paylaşabildiğim için çok mutluyum. Herkesin hikayesi ve yolculuğu birbirinden farklıdır. Biliyorum ki birbirimizden öğrendiklerimiz, hiç kimsenin tekrar elimizden alamayacağı gücümüzdür.
MA / Zemo Ağgöz - Gözde Çağrı Özköse