URFA - İzmir’den Emine Şenyaşar’ın mücadelesine destek için Urfa’ya gelen heyette yer alan Barış Annesi Peruze Kurt, “Biz bu yolu, bu ülkede gençler yaşasın diye geldik” derken, TJA aktivisti Selma Altan ise “Adaleti kadınların getireceğine inanıyorum” dedi.
Urfa’nın Suruç ilçesinde 14 Haziran 2018 tarihinde AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın koruma ve yakınlarının saldırısı sonucu eşi Hacı Esvet Şenyaşar ve oğulları Adil ile Celal Şenyaşar’ı katledilenlerin yargılanması ve tutuklu oğlu Fadıl'ın serbest bırakılması için Adalet Nöbeti başlatan Emine Şenyaşar’ın eylemi 198’inci gününe girdi. Talepleri nedeniyle birçok kez gözaltına alınan Emine Şenyaşar’a destek için Türkiye'nin birçok kentinden siyasi parti, sendika, sivil toplum ve meslek örgütü temsilcileri Urfa Adliyesi önüne gelerek dayanışma gösterdi. Şenyaşar ailesinin nöbet eyleminin ilk günden bu yana en büyük destekçisi ise kadınlar oldu.
Bin 286 kilometre yol katederek 9 kişilik bir heyetle İzmir’den Urfa’ya doğru yola çıkan Barış Anneleri ve Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktivistleri, Emine Şenyaşar’ın sesine ses olmak için Urfa Adliyesi önüne geldi. 20 Eylül tarihinde İzmir’den yola çıkan heyet dün öğle saatlerinden Urfa Adliyesi önüne vardı. Emine Şenyaşar ile bir süre nöbet tutan heyette yer alan TJA aktivistileri Selma Altan (73) ve Hayat İzgi (55) ile Barış Annesi Peruze Kurt (60) taleplerini ajansımıza anlattı.
Emine Şenyaşar’ın yaşadığı acıya ortak olmak için İzmir’den Urfa’ya gelmeye karar verdiklerini belirten TJA aktivisti İzgi, “Emine Şenyaşar’ın acısı kadınların ortak acısıdır. Her akşam anneyi televizyondan görüyorduk, ancak bu onun acısını anlamamız için yeterli değildi. Eşi ve iki oğlu hırsızlık yapmamış, kimseyi öldürmemişler sadece ‘oy vermeyeceğiz’ dedikleri için annenin gözleri önünde öldürüldüler. Annenin acısı büyük, onun acısını hafifletmek, bir nebzede olsa azaltmak için geldik” dedi.
KÜRDÜ ‘DÜŞMAN’ OLARAK GÖRÜYOR
Emine Şenyaşar’ın “Herkes için adalet” istediğine vurgu yapan İzgi, “O hepimiz için bir mücadele veriyorsa, onun yaşadığı acı da hepimizin acısı olmalı. Bugün bu yaşatılanlar tesadüf değil. İktidar kendisini desteklemeyen her Kürdü düşman olarak görüyor. İzmir’de katledilen Deniz Poyraz gibi. Katili 24 saat geçmeden tutuklanıp cezaevine gönderildi, arkasında kimler var açığa çıkarılmadı. Şenyaşarların yaşadığı da bundan çok ayrı değil. Katiller bilinmesine rağmen tutuklanmıyor. Yetmezmiş gibi oğlu tutuklanıp 3 yıl 3 aydır tek kişilik hücrede tutuluyor” diye konuştu.
GÖZYAŞININ RENGİ YOK
Kadınlara Emine Şenyaşar'la dayanışmada bulunmaları çağrısında bulunan İzgi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Annenin yüreği kızgın bir ateş, bu ateşe birlikte su serpelim. Başta Kürt anneleri olmak üzere bütün kadınlar anneye sahip çıkmalı. Gözyaşının rengi yok. Anneyi burada tek başına bırakmamak, acısını paylaşmak önemlidir. Bir olursak adaleti sağlayabiliriz, adaleti biz kadınlar getireceğiz buna inanıyorum.”
‘BU YOLU BARIŞ İÇİN GELDİK’
İzmir Barış Anneleri İnisiyatifi üyesi Kurt ise yaptıkları yolculuğun barış ve adalet için olduğunu ifade etti. Annelerin talebinin barış olduğunun altını çizen Kurt, “Biz bu yolu, bu ülkede kan dursun, gençler yaşasın diye geldik. Bizim ciğerimiz yandı, başkasının yanmasın istiyoruz. Bugün ciğeri yakılan bir annenin acısına ortak olmak için buradayız. Emine Şenyaşar’ı her gördüğümüzde içimiz parçalanıyor, onun yaşadığı acıyı kendi yüreğimizde hissediyoruz. O her gözyaşı döktüğünde bizim de gözlerimizden yaş akıyor” ifadelerini kullandı.
“Artık anneler ağlamasın” diyen Kurt, devamında şunları söyledi: “Bu ülkede bir anne ağlarsa bütün anneler ağlar. Barış olursa, adalet sağlanırsa bunun herkese faydası olacak. Barışın, adaletin zararı olmaz. Dünya barış ile güzelleşecek. Dünyanın bütün kadınları Emine Şenyaşar’ın adalet talebine sahip çıkmalı ve sesine ses olmalı.”
SÖZÜN BİTTİĞİ YER
TJA aktivisti Altan ise, her gün farklı bir adaletsizlik ile karşı karşıya kalındığını vurgulayarak şunları söyledi: “Şenyaşar ailesi bir adaletsizlik ile karşı karşıya kaldı. Anne burada yaklaşık 200 gündür adalet talep ediyor. Ben 73 yaşındayım, bugüne kadar adaletin sağlandığı bir gün geçirdiğimi hatırlamıyorum. AKP ve tek adam döneminde adaletin, hukukun olmadığını daha iyi görebiliyoruz. Bu nedenle aileye destek vermek için yüzlerce kilometre öteden geldik. Bir anne burada adalet dileniyor ama kimse kılını kıpırdatmıyor. Burası sözün bittiği yer.”
MA / Emrullah Acar - Müjdat Can