ANKARA - Okudukları alanlarda iş bulamayan üniversite mezunu İpek Hatunoğlu, Özgecan Bulut ve Didem Ergin, umutsuzluğa kapılmak yerine kadınlardan aldıkları güçle iş kurdu.
Türkiye’de iş bulamayan üniversite mezunu sayısı her geçen gün artıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Haziran ayı işgücü verilerine göre, işsizler içinde üniversite mezunu oranı son 17 yılda yüzde 14,3 yükseldi. Üniversite mezunu olup da herhangi bir işte çalışamayanların sayısı 1 milyon 350 bine ulaştı.
Okuduğu bölümde iş bulamayan birçok üniversite mezunu, geçinebilmek için farklı alanlarda çalışmak zorunda kalıyor. İş bulamayan 1 milyon 350 bin üniversite mezunu arasında yer alan İpek Hatunoğlu, Özgecan Bulut ve Didem Ergin de üniversite mezunu olmasına rağmen farklı alanlarda çalışmak zorunda kalıyor. Ancak üç kadın da mezun oldukları alanda iş bulamayınca, vazgeçmek yerine kadın dayanışmasıyla kurdukları atölyelerde üretim yapıyor.
Radyo, Televizyon ve Sinema (RTS) Bölümü’nden mezun olan Hatunoğlu ve Bulut, Ankara’nın Ulus semtinde bulunan Samanpazarı’nda açtıkları atölyede bir anın üç boyutlu canlandırılması olarak tanımlanan diorama figürlerini üretiyor. Hacettepe Biyoloji Bölümü mezunu Ergin ise çevresindeki kadınlardan aldığı güçle Ankara’nın Batıkent Semti’nde annesinin butik dükkanında kum boncuklardan yaptığı takıları satıyor.
ARKADAŞIYLA ATÖLYE AÇTI
Hatunoğlu, 2015 yılında mezun olduktan sonra alanında iş bulamayınca Samanpazarı’nda Bulut ile birlikte atölye açmaya karar verdiklerini söyledi. Bir yıldır işlettikleri atölyede farklı çalışmalar yaptıklarını kaydeden Hatunoğlu, Diorama’ya dair şu bilgileri verdi: “Diorama sanatı diye geçiyor, adına minyatür de diyebiliriz. Bir takım sahne ve figürleri, olabildiğince küçük boyutlara getiriyoruz, daha sempatik hale geliyor. ‘Yılanın bile yavrusu güzeldir’ diye yapılan bir iş aslında. Ahşap maket ve mimari malzemelerle yapılan, çoklu malzemelerin kullanıldığı bir sanat.”
Diorama’ya hobi olarak başladığını, ancak alanında iş bulamayınca işe dönüştürdüğünü aktaran Hatunoğlu, “Pandemi döneminde evde çok kapalı kaldık, çalışamıyordum. O süreçte ne yapalım diye düşünürken, internette diorama diye bir şey gördüm. Denemek istedim, denedim, sonra çok hoşuma gitti. Aklındaki bir şeyi küçük forma indirmek çok zevkli bir durum, film sahnelerini karşına almak çok keyifli geldi. Başkalarının da sevdiğini fark edince işi ilerlettik, dükkan açtık” dedi.
‘SEVMEDİĞİMİZ İŞİ YAPMAMAYA DİRENDİK’
Mezun olduğu alanda çalışma hayalinin olmasına rağmen sevmediği işleri de yapmamak için direndiğini dile getiren Hatunoğlu, “İşverenler tecrübe vermiyor, tecrübe istiyor. Bu bir problem. Ama alanı olmamasına rağmen birçok kişi de torpille işe giriyor. Biz de kendi işimizi yapmak istedik ama iş bulamadık. Bir taraftan da sevmediğimiz işlerde çalışmamaya çok direndik o yüzden de bir hobi bulduk kendimize ve o hobiyi iş haline getirdik. Üretmek, ürettiğin şeyin insanların görmesi ve takdir etmesi çok güzel bir duygu. Kafanızdaki şeyi gerçeğe dökmek çok keyifli, aklıma bir sahne geldiğinde onu gerçeğe dönüştürüyorum” şeklinde konuştu.
‘BAHŞEDİLEN HAYATLA YETİNEMEYİZ’
Maddi kaygıların ötesinde herkesin sevdiği işi yapması gerektiğini ifade eden Hatunoğlu, önceliğin kişinin mutluluğu olması gerektiğine dikkati çekti. Hatunoğlu, iş bulamayan gençlere de şu çağrıda bulundu: “İşsiz gençlere yetinmemelerini öneriyorum. Bence bize bahşedilen hayatla yetinemeyiz, en azından biraz dişimizi sıkıp kendi başardığımız işlerde çalışmayı denemek lazım.”
ÜLKENİN DURUMU BELİRSİZ
Yaptıkları işte ilerlemek istediklerini ifade eden Bulut, “Diaroma’ya çok ilgi var ama sadece bakmakla yetiniyorlar, insanların ekonomik durumu belli. İlerlemek istiyoruz, kendimizi geliştirmek istiyoruz ama nereye gider, ne olur bilmiyoruz. Ülkenin durumu belirsiz. Ne söylersek söyleyelim, yerine ulaşmayacak, biz yine çaba göstermeye elimizden geldiğince bırakmamaya gayret edeceğiz. Sonuç olarak sevdiğimiz işi yapıyoruz ve yaparken de çok eğleniyoruz “ dedi.
KADINLAR İLHAM KAYNAĞI OLDU
Ergin de 2017’de Hacettepe Biyoloji bölümünü bitirdikten sonra alanında iş bulamayınca annesinin butiğinde kum boncuklardan yaptığı takıları satarak geçimini sağlamaya başladı. Yaptığı işin yanında ayrıca ikinci bir üniversite daha okuduğunu dile getiren Ergin, “Hala vazgeçmedim. Çevremdeki kadınlar sayesinde isteyince her şeyin yapılacağını gördüm. Annem bu süreçte çok destek oldu. Vazgeçmiştim. Bu süreçte çok fazla üreten kadınlarla tanıştım onlar bana ilham kaynağı oldu. Kadınlar arasında gerçekten bir dayanışma olduğunu gördüm, beni motive etti, daha da çok ilerlememi sağladı” şeklinde konuştu.
KADINLARIN DESTEĞİ
Ergin, “Etrafımdaki kadınlardan aldığım destek beni bu noktaya getirdi. Birbirimize destek olarak ayakta durabiliyoruz. Geleceğe dair umudum var, ‘kadınlar isterse dünyayı yerinden oynatır’ sözüne artık inancım tam. Hiçbir şey için geç değil ” ifadelerini kullandı.
‘HAYAL KURAMAYAN GENÇLİK YETİŞİYOR’
Ülkede umutsuz gençlerin yetiştiğine ifade eden Ergin, şunları söyledi: “Gençler artık daha iyi bir yaşam sürmek için Avrupa’ya gitmek istiyor. Asgari ücretin geçinmeye yetmemesi durumu, geçinme derdine düşmekten hayal kuramayan gençler yetişiyor. Mevcut durum hayallerimizi gerçekleştirmeye yetmiyor. Ülke topraklarını seviyorum. Ama ne yazık ki yaşamaya müsaade edilmiyor, gençlerin bu durumunu gördükçe üzülüyorum.”