MARDİN – KESK’in “Şiddetsiz Bir Yaşama Çağrı” şiarıyla gerçekleştirdiği kadın çalıştayında ortak mücadelenin kadınlar için gereklilik olduğuna vurgu yapılarak, örgütlülük çağrısı yapıldı.
Kamu Emekçileri Sendikalar Konfederasyonu (KESK) Mardin Kadın Meclisi, kentte bulunan kadın örgütleri ve siyasi partiler ile birlikte kadın çalıştayı düzenledi. “Şiddetsiz Bir Yaşama Çağrı” şiarıyla düzenlenen çalıştay Mardin Barosu Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Salona kadınların taleplerini içeren pankartların yanı sıra İpek Er, Garibe Gezer, Gülistan Doku ile katledilen kadınların fotoğrafları asıldı. Çalıştaya çok sayıda kadın katılırken, açılış konuşması ile program başladı.
ORTAK MÜCADELE VURGUSU
Açılış konuşmasını Eğitim Sen Kadın Sekreteri Yasemin Altunli Derin yaptı. Kadınların yaşamına, emeğine, bedenine ve kimliğine dönük saldırgan politikaların binlerce yıl devam ettiğini belirten Derin, buna paralel kadınların da mücadele ettiğini ve ortaya bir kadın direniş tarihi koyduklarını belirtti. Kadınların özgürlük mücadelesinin bir takım tarihsel kazanımlara yaslanarak ilerlediğine dikkat çeken Derin, “Bugün sistematik olarak artan kadın katliamları cins kırımına dönüşmüş durumda iken bu kırımı önlemek için hiçbir politika oluşturmaya niyet etmeyen siyasal iktidar, kadınların kazanılmış haklarını hedefinde tutmaya devam ediyor” dedi. Derin, konuşmasının devamında mücadele eden kadınları selamlarken, “Kadın düşmanı politikalara karşı kadınların gücünü birleştirmesi gerekir ve ortak mücadele kadınlar için gerekliliktir” dedi.
Ardından “Sağlığın Mor Rengi” başlıklı sunum ile başlayan çalıştayda ilk sunumu Mardin SES Şube Eşbaşkanı Elif Sincar yaptı. Sağlık çalışanlarının sorunlarının yanı sıra kadın sağlık çalışanlarının yaşadığı sorunlara değinen Sincar, sorunların çözümüne dair önerileri sıraladı. Ardından ise Eğitim Sen Kadın Meclisi’nden Duygu Özbay, “Cinsiyetlendirilmiş Kurumlar” sunumunu gerçekleştirdi.
‘İKTİDARIN AMACI KADINLARI SÜRÜNDÜRMEK’
Çalıştay Şahmaran Kadın Platformu üyesi Gülizar İpek Bilek’in “Kadın kazanımlarına Saldırılar” başlıklı sunumu ile devam etti. İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin imzasının çekilmesi, 6486 Sayılı Kanunda değişiklik yapılmasına çalışılması gibi kadın kazanımlarının sonucu ortaya çıkan yasal düzenlemelerin ortadan kaldırılmak istendiğini ifade eden İpek, 12 yaşındaki çocukların tecavüzcüleri ile evlendirilmesinin önünün açılmak istendiğini kaydetti. AKP’nin son olarak Meclisten geçirmek için hazırlık yaptığı “Yoksulluk Nafakasında Değişiklik Öngören Taslağa” dikkat çeken İpek, taslağın yasallaştırılması durumunda kadınların nafaka hakkının da elinden alınacağına değindi. 6’ncı Yargı Paketi ile kadınların en önemli kazanımlarına saldırılar olduğunu kaydeden İpek, “Kadının boşanmaması, o yoksulluğa mahkum olması için yoksulluk sarmalında, şiddet sarmalında tekrardan dört duvarın arasına dönmesi için hazırladığı bir paket. Bu tasarının geçmesi durumunda kadınlar yıllarca mahkeme kapılarında sürünecek. İktidarın amacı kadınları süründürmek zaten” diye belirtti.
‘KADINLAR CEZAEVİNE GİRMEDEN TECRİT EDİLİYOR’
Ardından çalıştay, İnsan Hakları Derneği (İHD) Mardin Şubesi Cezaevi Komisyonu üyesi avukat Halime Tunç’un “Cezaevinde Kadınlar ve Hak İhlalleri” sunumuyla devam etti. Cezaevlerinin tamamının erkeklere göre hazırlandığını belirten Tunç, yasaların da erkeklere göre hazırlandığını söyledi. Kadınlar cezaevine girmeden bir tecrit uygulamasının başladığını ifade eden Tunç, “Ama erkekseniz davul zurna ile karşılanabiliyorsunuz” dedi. Karma cezaevleriyle kadın cezaevlerinde tutulan kadınların yaşadığı zorluklara değinen Tunç, atölyeler, havalandırmalar, sosyal faaliyetlerden yeterince yaralanamadıklarını, erkek jandarmaların üst ve oda aramalarını yaptığını, özel ihtiyaçların özellikle hastane sevkleri ya da cezaevi sevklerinde erkekler eşliğinde yapıldığını söyledi. Kadınlara bu uygulamalar ile psikolojik şiddet uygulandığını ifade eden Tunç, siyasi tutukluların tutulduğu yüksek güvenlikli cezaevlerinde durumun daha da kötü olduğunu söyledi. Yüksek güvenlikli cezaevlerinde tutulan kişilerin “terbiye edilmesi gereken kişiler” olarak görüldüğünü ifade eden Tunç, “Orada tutulan tutuklulara çok ciddi şekilde şiddet uygulanmaktadır. Bu şiddet bazen dozunu artırmakta” dedi. Kandıra 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevinde şüpheli şekilde hayatını kaybeden Garibe Gezer’in durumuna dikkat çeken Tunç, cezaevinde kadın tutukluların seslerini duyuramadıklarını belirterek, “Eğer ki; bir de siyasi mahpus iseniz bu durum kendini çok daha vahim bir şekilde gösteriyor” dedi.
Ardından ekolojist Derya Akyol’un “Kadın, Emek, Ekoloji” sunumuyla devam eden çalıştay, HDP, CHP ve TİP’den kadınların “Siyasette Kadın Temsiliyeti” sunumuyla devam etti.
Yapılan serbest kürsüde kadınlar deneyimlerini aktarırken, çalıştaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.