Kadınlar kampanyalarıyla tutuklu kadınların sesi oluyor

img
İSTANBUL - Başlattıkları kampanyayla tutuklu kadınların sesi olacaklarını belirten Kadınlar Birlikte Güçlü’den Tülay Korkutan, “Dayanışmamız cezaevi duvarlarını aşacaktır” dedi.
 
Kadınlar Birlikte Güçlü (KBG), cezaevlerindeki  kadın tutukluların ve LGBTİ+’ların yaşadığı hak ihlalleri ile hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek için 1 Mart’ta “Hapishanede erkek devlet şiddetine karşı kadınlar birlikte güçlü” kampanyası başlattı. Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi önünde gerçekleştirilen eylemle startı verilen kampanyanın amacı ve çalışmalarına dair Kadınlar Birlikte Güçlü üyesi Tülay Korkutan ile konuştuk. 
 
Cezaevlerinde son süreçte artan hak ihlallerine dikkat çeken Korkutan, cezaevi koşullarının giderek yaşanmaz hale gelmesinden kaynaklı kampanyayı başlattıklarını vurguladı. Amaçlarının cezaevlerindeki erkek-devlet şiddetini teşhir etmek, buna karşı mücadele etmek ve dayanışmak olduğunu belirten Korkutan, gerçekleştirdikleri “Tutsak Kadın ve LGBT+larla Dayanışma Forumu”nda kampanyayı tartıştıklarını dile getirdi. 
 
CİNSEL ŞİDDETE KARŞI EYLEM
 
Forumda özellikle hayatını savunan siyasi, LGBTİ+ ve göçmen tutuklu kadınların yaşadıklarına dair tartışma yürütüldüğünü söyleyen Korkutan, daha sonra başlattıkları kampanya kapsamında cezaevleri önünde açıklama yapıp, kadın tutuklulara dayanışma mektuplarının gönderildiğini hatırlattı. Korkutan, önümüzdeki süreç için cezaevlerinde yaşanan cinsel şiddete ilişkin eylem ve etkinliklerin gündemlerinde olduğunu aktardı.
 
GARİBE GEZER VE AYSEL TUĞLUK
 
Kandıra 1 Nolu F Tipi Cezaevi'nde maruz kaldığı cinsel işkence ve tecavüz sonrası yaşamını yitiren Garibe Gezer ile tahliyesi Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından engellenen siyasetçi Aysel Tuğluk’u hatırlatan Korkutan, “Garibe Gezer’e uygulanan cinsel işkenceye dair soruşturma takipsizlikle sonuçlandı. Aysel Tuğluk ve yüzlerce ağır hasta tutsak cezaevinde kalamayacağına dair raporlar olmasına rağmen ölümüne tutulmaya devam ediliyor” dedi.
 
Yapılan tartışmalarda elde ettikleri verileri toplayarak, bir rapor hazırladıklarını aktaran Korkutan, cezaevlerinde yaşanılanlara dair şunları söyledi: “Garibe yaşamını yitirmeden önce bize bir seslenişi vardı. Cezaevinde bulunan yönetici ve gardiyanlar tarafından cinsel şiddete maruz kaldığını söyledi. Kısa bir süre sonra ise bize intihar ettiği bilgisi geldi ve Garibe yaşamını yitirdi. Garibe, ilk değildi son da olmadı. Nitekim Garibe’nin ölümünden sonra cezaevlerinde bir ay içerisinde 8 ağır hasta tutuklu yaşamını yitirdi. Bizde buna karşı neler yapabiliriz diye düşündük ve böyle bir kampanya başlattık.”
 
DAYANIŞMA ARTTIRILMALI
 
Cezaevleriyle dayanışma açısından kampanyanın önemli olduğunun altını çizen Kokutan, “Cezaevinde yaşanan hak ihlallerine karşı dışarıdan içeriye ses olmak, oradaki tutsak kadınların sesini dışarıya taşmak istedik. Forumda bunlardan biriydi. Forumda avukat Eren Keskin ve Meriç Eyüpoğlu gibi ünlü isimlerinde yer aldığı kişiler vardı. Yine göçmen kadınlar, LGBT’lere ilgili çalışan kadınlar katıldı. Orada yaşanan hak ihalelerini nasıl görünür hale getirebiliriz, tutsak kadınların taleplerini nasıl dillendirebiliriz, dışardan nasıl daha güçlü bir ses olabilirizin yol ve yöntemlerini konuştuk” diye belirtti.
 
CEZAEVLERİNDE KEYFİ TUTUM
 
Son dönemlerde cezaevlerinde kadınlara yönelik baskıların giderek arttığını kaydeden Korkutan, “Kadınlar bilgiye erişim konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyor. Gazete ve dergilere ulaşama ya da ailelerle iletişimde çok ciddi sorunlar yaşanıyor. Onun dışında cezaevinin yönetimleri ve idarenin keyfi tutumları söz konusu. Her cezaevi kendi keyfine göre bir tutum sergileyerek, tutuklular üzerinde bir baskı uyguluyor. Yine sağlığa erişim noktasında ciddi sorunlar yaşanmakta. Kantin fiyatlarının giderek artması, kadınların hijyen ve ped gibi ürünlere ulaşmasında sıkıtılar yaşandığını cezaevi raporlarından anlıyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
ATK İDEOLOJİK TUTUM ALIYOR
 
Cezaevlerinde cinsel şiddetin artması, onlarca ağır hasta tutuklunun ATK raporlarıyla cezaevlerinde tutulmasını eleştiren Korkutan, “ATK her gün yeni bir hak ihaleline imza atıyor. En son Aysel Tuğluk örneğinde gördüğümüz gibi Kocaeli Eğitim Araştırma Hastanesi ‘cezaevinde kalamaz’ raporu vermesine rağmen ATK ‘cezaevinde kalabilir’ raporu verdi.  ATK, tıp etiğini dikkate almayarak, iktidarın siyasi mesajıyla hareket ediyor. Biz hem ATK’ye hem de ATK’yi kendi tekeline alan iktidara sesleniyoruz;  bu yapılanlar her gün cezaevlerinden yeni ölümlerin çıkması demektir budan vazgeçin” dedi.
 
TECAVÜZCÜLER SERBEST 
 
Aysel Tuğluk şahsında tüm ağır hasta tutukluların sağlık haklarından yararlanması için tahliye edilmesi gerektiğini vurgulayan Korkutan, “Kadınlar olarak bir kez daha sesleniyoruz; Aysel Tuğluk şahsında bütün hasta tutsakların serbest bırakılmasını istiyoruz. Kadınları katledenler, istismar edenler, ‘iyi hal’ indirimleriyle serbest bırakılırken, hayatını savunduğu için ya da bir partide milletvekili olduğu için 8 Mart’ta katıldığı için onlarca yıl ceza veriliyor. Bunun en son örneği kadın mücadelesine önemli katkıları olan Ayşe Gökkan’a verilen 30 yıl hapis cezası oldu. Bu ikiyüzlülüktür. Kadınlara tecavüz edenleri serbest bırakıyorlar, hayatına sahip çıkan kadınları müebbet hapisle cezalandırıyorlar biz bunu kabul etmeyeceğiz. Bulunduğumuz her yerden tüm siyasi ağır hasta tutsaklar serbest bırakılsın demeye devam edeceğiz" diye konuştu.
 
'ETKİNLİKLERİMİZ DEVAM EDECEK'
 
Kadınlar Birlikte Güçlü olarak cezaevlerine dönük etkinliklerinin önümüzdeki günlerde de devam edeceğini aktaran Korkutan, şöyle devam etti: “Cezaevlerindeki kadın arkadaşlarımızın sesini dışarıda duyurmak için ilerideki günlerde mutlaka bir planlamamız olacak. Özellikle cinsel şiddet gündemimizde ve bize kulak verilmesini istiyoruz. Cezaevinde mücadelede bulunan bütün kadın arkadaşlarımıza sevgiler gönderiyoruz. Bizler biliyoruz ki kadınların aşamayacağı hiçbir duvar yok. Dayanışmamız cezaevi duvarlarını aşacaktır. Dışarıdaki kadınlar olarak içerdeki tüm kadınların sesi olacağız.” 
 
MA / Esra Solin Dal