AĞRI - İki çocuğu ve eşi yaşamını yitiren, 2 çocuğu ise yıllardır cezaevinde olan, en son kızı Siti’nin cenazesi bir kutu içerisinde kendisine verilen Aynur Karatay, “Ben Egîtlerin anasıyım, dimdik ayaktayım” dedi.
Aynur Karatay 55 yaşında 14 çocuğu olan bir Kürt kadını. Yaşadığı 55 yıllık süreçte devletin tüm saldırı biçimlerine tanıklık eden Karatay’ın öyküsü, Kürtlerin son 40 yıllık fotoğrafı gibi. Yitirdiği çocuklarının yanı sıra sayısızca gözaltı, işkence ve kötü muameleye uğrayan Aynur Karatay’ın 14 çocuğundan ikisi PKK’ye katıldıktan sonra çatışmalarda yaşamını yitirirken, diğer iki çocuğu ise hala cezaevinde. Eşi de cezaevinde yaşamı yitiren Karatay, en son kızı Siti Karatay’ın (Ezda Avesta) cenazesinin kendisine bir kutu içinde verilmesiyle bir kez daha gündeme geldi. Kürtlere karşı devreye konulan savaşın en kirli yüzüyle tanışan Aynur Karatay, “Ben Egîtlerin annesiyim ve dimdik ayaktayım” sözleriyle mücadeleye olan inancını tekrarladı.
2 ÇOCUĞU VE EŞİ YAŞAMINI YİTİRDİ
Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesi İshak Paşa Mahallesi’nde yaşayan Aynur Karatay’ın oğlu Vehap Karatay 1996 yılında Doğubayazıt ilçesinde “örgüt üyesi” olduğu iddiasıyla tutuklanarak müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Vehap tam 26 yıldır çeşitli cezaevlerinde birçok hak ihlaline uğradı. Bu olaydan sonra Karatay ailesi adeta devletin hedefi oldu. 10 yıldır tutuklu olan bir diğer oğlu Abdullah Karatay’a ise “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 22 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
Yaşanan bu tutuklamalardan sonra bir diğer oğlu Emrah ise, 2010 yılında PKK'ye katılırken, 2017 yılında Doğubayazıt merkezinde girdiği bir çatışmada yaşamını yitirdi. Karatay’ın kızı Siti Karatay ise 2013 yılında PKK’ye katıldı ve 2016 yılında Şemdinli'de çıkan bir çatışmada yaşamını yitirdi. Karatay’ın yaşadıkları bununla da kalmadı “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 2016 yılında tutuklanan eşi Burhan Karatay ise 2018 yılında tutulduğu Giresun E Tipi Cezaevi’nde yaşamını yitirdi. Kalp krizi geçirerek yaşamını yitiren 67 yaşındaki Burhan Karatay’ın birçok kronik rahatsızlığı bulunuyordu. Rahatsızlıklarına rağmen cezaevi yönetimine verilen tüm dilekçeler dikkate alınmayarak Karatay ölüme terk edildi.
En son 2016 yaşamını yitiren kızı Siti Karatay’ın cenazesinin bir kutu içerisinde kendisine verilmesiyle gündeme gelen anne Karatay, yaşadıklarını ve mücadelesini anlattı.
'BEN EGÎTLERİN ANNESİYİM'
Bütün yaşadıklarına rağmen, çocuklarıyla her zaman gurur duyduğunu belirten anne Karatay, kızının cenazesini bir kutu da kendisine verilmesini ise, “Ben Egîtlerin annesiyim, başım dimdik” sözleriyle yanıt verdi.
Bir yandan üzüntü duyduğunu ancak diğer yandan kızının kemiklerini almanın mutluluğunu yaşadığını anlatan Karatay, direnmekten vazgeçmeyeceklerini söyledi.
Anne Karatay yaşadıklarının kısa bir özeti olarak şunları anlattı: “Oğlum Vehap Karatay 1996 yılında ‘örgüt üyesi’ olmak gerekçesiyle tutuklandı ve günlerce işkence gördü. Yargılama sonucunda müebbet hapis cezası verildi. Tam 26 yıldır cezaevinde. Şuan Van F Tipi Cezaevi’nde tutuluyor. Bu olaydan sonra evimiz devletin hedefi oldu. Bu zulmü kabul etmeyen oğlum Emrah Karatay, 2010 yılında PKK'ye katıldı ve Ekim 2017 yılında Doğubayazıt merkezinde girdiği bir çatışmada yaşamını yitirdi. Parti çalışmaları gerekçe gösterilerek oğlum Abdullah Karatay da 2012 yılında tutuklandı. Eşim Burhan Karatay ise parti çalışmalarından dolayı 2016 yılında tutuklandı ve 2018 yılında cezaevinde yaşamını yitirdi. Kızım Siti Karatay ise 2013 yılında PKK katıldı ve 17 Ekim 2016 yılında Şemdinli'de yaşamını yitirdi. Kızımın cenazesini 6 yıl sonra bana bir kutu içerisinde verdiler.”
'KENDİMİ YOLDAŞIM BURHAN SAYESİNDE TANIDIM'
Kürt olmasına rağmen, Kürt kimliğinden bihaber olduğunu anlatan Karatay, Kürt kimliğini eşi Burhan Karatay ile tanıdığını belirtti. Karatay, “Evlendikten sonra Çalixê Zato (Subeşiği) köyünde yaşadık. Eşim Kürt partilerinde siyasi çalışmalar yürütüyordu. Tabi ben Kürt partilerini bilmiyordum. Kürtlerin kim olduğunu bile bilmiyordum. Eşim Kürtleri ve mücadelelerini beni karşısına alıp günlerce anlattı. Eşim, bana baskıcı erkekler gibi davranmıyordu ve tüm köy bu durumu biliyordu. Tabi bu durum bir kadın olarak beni mutlu ediyordu. Bir gün beni Kürtleri savunan bir partinin ilçe binasına götürdü ve beni de çalışmalara dahil etti. Artık ikimiz beraber çalışma yürütüyorduk. Kendimi tanımam yoldaşım Burhan’ın sayesinde oldu. Tabi çocuklarımız oldu ve biz de çocuklarımızı küçük yaşlarda bu bilinçle yetiştirmeye çalıştık. 10 yıl köyde yaşadıktan sonra ekonomik sebeplerden ötürü evimizi Doğubayazıt’ın merkezinde taşıdık” diye anlattı.
'ÇOCUKLARIMLA GURUR DUYUYORUM'
Parti çalışmalarına çocuklarıyla birlikte gittiğini ve böylelikle çocuklarının henüz küçük yaşta kendi değerleriyle büyüdüğünü ifade eden Karatay, “Çocuklarımızı mücadele katmayı ben de eşim de çok istiyorduk. Bu nedenden dolayı eşim ve ben ne zaman parti çalışmalarına gitseydik çocuklarımızı da götürdük. Çünkü halkına yararlı çocuklar yetiştirmek istiyorduk. Ben her zaman çocuklarımla gurur duyuyorum. Çocuklarımın halkına yararlı olmalarından dolayı hiçbir zaman önlerine engel olmadım ve kararlarını destekledim. Halkına yararı olmayan bir bireyin kimseye bir yararı olmaz. Biz acılar yaşadık, bedeller verdik ama biliyoruz ki halkımız mutlaka bir gün kazanacaktır” dedi.
ANNESİNE MÜCADELESİNİ HEDİYE ETTİ
Yaşamını yitiren çocukları Emrah ve Siti’nin çok mücadeleci kişiliklerine dikkat çeken Karatay, “Oğlum mahallede çok sevilen biriydi. Çözüm sürecinden sonra yaşamını yitirdiği ana kadar hiç haber alamadım. Kızım Siti ise yaşı küçük olmasına rağmen sabahın erken saatlerinde kalkar o da bizimle parti çalışmalarına gelirdi. Biz ona ‘daha çok erken uyu’ derdik. Bizi dinlemezdi. O küçük yaşına rağmen protestolarda en önde yürür, dergi dağıtır, gençlik çalışmalarında aktif görev alırdı. Siti, 15 yaşında PKK'ye katıldı. Bir akşam eve geldiğimde en güzel elbiselerini giydiğini gördüm. Ona, neden bu yeni elbiseleri giydin diye sordum. Bana, ‘yarın anneler günü seninle biraz gezelim’ dedi. Sabah uyandığımda Siti gitmişti. Kendisinden bir daha haber alamadım” diye anlattı.
'AĞIT YAKMADIM'
Yaşadıkları onca acıya rağmen bir an olsun mücadelede yer almaktan bir an olsun pişmanlık duymadığını söyleyen Karatay, kızını cenazesinin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde bir kutuda kendisine verilmesinin bilinçli bir politika olduğunu söyledi. “Mücadelemizden bir adım geri atmayız” diyen Karatay’ın son olarak şunları dile getirdi: “Yıllarca evimiz basıldı. Kışın evimiz basmaya geldiklerinde bizi saatlerce soğukta bekletiyorlardı. Hiçbir zaman başımı önüme eğmedim, yılmadım. Asla umutsuzluğa düşmedim. Ağıtlar yakacaksam neden bu işe girdim ki? Ağıt yakmadım. Çocuklarımı ben yetiştirdim. Aileler umutsuzluğa düşmesin ve dik durmaya devam etsinler.”
MA / Hakan Yalçın