ANKARA - Kadınlara yönelik son dönemlerde artan baskıları değerlendiren KCDP Genel Sekreteri Fidan Ataselim ve HDP’li Dilan Dirayet Taşdemir, iktidarın kadınların mücadele ve direnişinden korktuğunun göstergesi olarak yorumladı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) Genel Sekteri Fidan Ataselim ile 8 Mart Dünya Kadınlar Günü eylemlerine katıldığı için ailesi aranan üniversite öğrencisi Hale Baydilli, iktidarın kadınlara yönelik artarak devam eden baskısını Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu.
BASKININ NEDENİ KADIN MÜCADELESİ
İktidarın kadınlara yönelik baskısının temel nedeninin kadınların yürüttükleri mücadele olduğunu belirten Ataselim, iktidarın kadınları çeşitli baskı mekanizmalarıyla hedef aldığını söyledi. İktidarın kadınları kutuplaştırdığına dikkati çeken Ataselim,“Bu iktidar, kadına yönelik şiddeti önleyeceğine dair açıklamalar yaptığında bile toplumdaki kadınları kutuplaştırdı. Kadına yönelik şiddetin engellemesi yasa tasarısını Meclis’e getirdiklerinde de gördük. Bunu ilk dile getirdikleri yer Kadem’in toplantısıydı 8 Mart günüydü ve yine orada mücadele eden kadınları hedef gösterdiler ve hemen ardından birçok Kürt ilinde mücadele eden kadınlara dönük saldırılar gerçekleştirildi, gözaltına alınanlar oldu, tutuklananlar oldu. Bu yürüyen güçlenen kadın mücadelesi karşısında meşrutiyetini yetiren siyasi iktidarın, zor gücünü kullanarak bunu bastırma çabası olarak görmek lazım. Bunu nedeni iktidarın kaybettiği meşrutiyetini kazanma çabasıdır” diye konuştu.
AMAÇ KADINI ‘MAKULLEŞTİRME’
Kadınların yürüttükleri mücadeleyle iktidarı “köşeye sıkıştırdığını” söyleyen Ataselim, şunları kaydetti: “Mevcut siyasi iktidar istiyor ki ‘Kadınlar hak talep etmesin, belirli sınırlarda makbul bir kadın olarak belirli alanlarda var olsun.’ İktidar kadın kazanımlarını yok eden adımlar atıyor bu durum iktidarın toplumsal cinsiyet eşitliğine karşı bir tutumudur. Neden böyle yapıyorlar çünkü muhafazakâr bakış açılarını dayatmaya çalışıyorlar hatta kendilerine oy veren kadınların karşı çıkması pahasına bunu ileri sürüyor, İstanbul Sözleşmesi tartışmaya açıldığında AKP içinde bazı milletvekillerinin İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıktığı biliyoruz.”
KADINLARA ÖRGÜTLENME ÇAĞRISI
Kadınların iktidarın baskılarına ancak örgütlenerek son verebileceğine dikkat çeken Ataselim “Bu saldırıların karşısında örgütlü bir şekilde durursak bu saldırıları geri püskürtür ve yüzümüzün güldüğü bir sistem inşa edebiliriz. Konu bizim birer birer ne yaşadığımızın ötesinden milyonlarca kadının ne yaşadığıdır” dedi.
‘AKP POLİTAKALARI KARŞISINDAKİ DİRENÇ’
AKP-MHP iktidarının eril ve cinsiyetçi olduğunu belirten HDP’li vekil Dilan Dirayet Taşdemir, kadınların AKP’nin “itaat” politikalarına karşı direnç gösteren bir konumda olduğunu söyledi. Kadınların, iktidarın kadınlara yönelik toplumda atfettiği rollerin karşısında mücadele ettiği için hedef haline geldiğini belirten Taşdemir, “İktidar, itiraz etmeyen bir şekilde onların ideolojik formasyonuna göre düşünen hareket eden bir toplum görüyor. Dolayısıyla bu kurguda kadınlara atfettikleri alanlar var. Kadına biçilen rol anne ve aile de evde oturan, hizmet eden çocuk doğuran ev hizmetleriyle sınırlı kamusal alanda söz söylemesin istiyor” diye anlattı.
‘KADIN MÜCADELESİ AKP’Yİ KORKUTUYOR’
Kadınların iktidarların toplumsal mühendisliğini bozan mücadele yürüttüğünün altını çizen Taşdemir, “Kadınların direnişi mücadelesi kazanımlarında geri adım atmaması, AKP politikalarını teşhir etmesi aslında ciddi anlamda onları korkutuyor ve bu da bir saldırı politikasının devreye girdi” diye konuştu. Taşdemir, iktidarın korku nedeniyle kadın derneklerine ve Kürt kadınlarına ilişkin baskısını arttığını ifade etti. Taşdemir, “Barış, demokrasi ve özgürlük mücadelesini yürüten kadınlar ve kadın örgütü oldu. Dolayısıyla bu gücü mobilize eden bu güce liderlik yapan kadınlara ilişkin ciddi müdahaleler oldu. Kadın örgütleri kapatıldı. İstanbul Sözleşmesi feshedildi. Kadın siyasetçiler tutuklandı çok ağır cezalar verildi. Özellikle Kürt kadınları çok ciddi hedef haline getirildi çünkü bu motive edici güç aslında Kürt kadınları deneyimleri ve açığa çıkarttıkları politikleşme düzeyi ve diğer kadın hareketleriyle yürüttüğü dayanışma ve zemin AKP’yi korkutuyor. İktidar kadın hareketini tasfiye ederse önünün açılacağını düşünüyor. Bu yüzden kadın mücadelesi çok ciddi hedef halinde” ifadelerini kullandı.
'AKP TARİH SAHNESİNDEN SİLİNECEK'
Kadınların bütün baskılara rağmen direnmeye devam ettiğini dile getiren Taşdemir, “Kadınların bir direniş deneyimi var, kırılmıyor, tarihsel bir kopma olmuyor, kadınlar bütün erkek egemen siyaset anlayışına, hukuksuzluğa karşı bir güç açığa çıkartıyor. Faşizan diktatörler kaybediyorlar, geriye düşüyor bu durumda kadın mücadelesi rol alıyor. Bütün baskılara rağmen alanlar hem 8 Mart’ta hem Newroz da kadınlarla doldu. Kadınların böyle bir içsel gücü var. Kadınları bu gücü bu iktidarı tarih sahnesinden silecektir” şeklinde konuştu.
‘MÜCADELEMİZE DEVAM EDECEĞİZ’
8 Mart Dünya Kadınlar Günü eylemlerine katıldığı için ailesi aranan üniversite öğrencisi Hale Baydilli de iktidarın kadınlara yönelik bir yıldırma politikası içinde bulunduğu belirterek, yılmadan mücadeleye devam edeceklerini söyledi. Baydilli, iktidarın aile baskısıyla genç kadınları baskılamak istediğini ifade ederek “Türkiye’nin birçok yerinde kitlesel bir 8 Mart süreci geçirdik. Ankara’da en çok katılımın sağladığı 8 Mart’tı. İşte bu güçten korkuyorlar, erkek egemen iktidarı yıkmamızdan korkuyorlar. Kadınların, LGBTİ+ların, feministlerin gücünden de korkuyorlar. Yıldırma politikası izliyorlar bizi terörize ederek ailelerimizi bir yıldırma unsuru olarak kullanarak bizi yıldırmaya çalışıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar bizi vazgeçiremeyecekler, mücadele etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.