İSTANBUL - Türkiye’de basın özgürlüğünün her geçen gün geriye gittiğini belirten MKGP üyesi Diren Yurtsever, eril cinsiyetçi sisteme karşı mücadele verdiklerini belirterek, kadın gazetecilere örgütlü mücadeleyi ve dayanışmayı büyütme çağrısında bulundu.
Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP), 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü ve kuruluşunun 5'inci yılı dolayısıyla Yeni Yaşam Gazetesi binasında basın toplantısı düzenledi. Açıklamaya, çok sayıda kadın gazeteci katıldı.
Açıklama öncesi konuşan MKGP üyesi Reyhan Hacıoğlu, ülkenin her yerinde AKP-MHP rejiminin baskıcı politikalarıyla karşı karşıya olunduğunu söyledi. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın tutulduğu İmralı Cezaevi’ndeki tecrit politikasına değinen Hacıoğlu, tecrit sisteminin bugün toplumun tüm kesimlerine sirayet ettiğini vurguladı. Bugün yaşanan savaş ve kadın kırımının tecrit politikasından bağımsız olmadığının altını çizen Hacıoğlu, “Böyle bir süreçte bizim için basının önemi daha da artıyor. Özellikle hakikatin peşinde koşan gazeteciler, eşi benzeri olmayan bir baskıyla karşı karşıya kalıyor. İlk hedef seçilen hakikat gazetecileri oluyor. Çünkü baskının arttığı süreçlerde en çok toplumdan saklanması gereken gerçekler oluyor. Bu anlamda bizler açısından bugünü anlamlı kılan hem özgür basın hem gazeteciler hem de dayanışma kültürüdür” dedi.
GAZETECİLER DE TECRİTTEN ETKİLENİYOR
Ardından Kürtçe bir konuşma yapan MGKP üyesi Durket Süren de, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nün önemine dikkat çekerek, basın özgürlüğünün olmadığı bir ülkede ne özgürlükten ne de demokrasiden söz edilemeyeceğini söyledi. Süren, “İmralı üzerinde başlayan tecrit bütün cezaevlerine, daha sonra da bütün topluma yayıldı. Biz gazeteciler olarak da bu tecritten etkileniyoruz. MKGP, 3 Mayıs’ta bu boşluğu doldurmak için kuruldu. İktidar bilsin ki gazeteciler geri adım atmaz. Bu platform da bir çatı gibi varlığını sürdürüyor” dedi.
TÜRKİYE 149’UNCU SIRADA
Ardından basın metnini okuyan gazeteci Diren Yurtsever, bugün yargı eliyle basın çalışanlarının cezalandırıldığı bir dönemi yaşadıklarını belirtti. Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün verilerine göre, Türkiye’nin gazeteciler için en tehlikeli ülkeler arasında 153’üncü sırada yer aldığını anımsatan Yurtsever, "Sınır Tanımayan Gazeteciler'in (RSF) yayınladığı 2022 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 180 ülke içerisinde 149'uncu sırada yer alıyor. Haklarında dava açılan, yargılanan yüzlerce gazeteci bulunuyor. Bugün Türkiye’de en az 28 gazeteci cezaevinde bulunuyor. Bu veriler bile Türkiye’de basın özgürlüğünün geldiği noktayı gözler önüne seriyor" ifadelerini kullandı.
SANSÜR, CEZALANDIRMA
Türkiye'de basın özgürlüğünün her geçen gün daha da geriye gittiğini vurgulayan Yurtsever, yayın yasakları, para cezaları, açılan dava ve gözaltılarlarla gazetecilerin görevlerini yapmasının engellendiğini söyledi. Yurtsever," Topluma dayatılan baskı, kadına dönük şiddet, muhalefete dönük sindirme politikaları, yoksulluk ve krizin derinleşmesi ve yeniden savaş politikalarının devreye konulması yaşanan hak ihlallerini de arttırıyor. Bu ihlalleri ve nedenlerini sorgulayan, açığa çıkaran, bilgiyi topluma sunan, iktidar gazeteciliği yapmayan basın çalışanları ise sansür, yargılama, cezalandırma hatta işsiz bırakılmakla ile karşı karşıya kalıyor" dedi.
KADIN GAZETECİLERE ÇAĞRI
Medyanın yüzde 95’inin iktidarın kontrolün de olduğuna işaret eden Yurtsever, bu tablonun da son süreçte basın özgürlüğünün geldiği noktayı gözler önüne serdiğini aktardı. Yurtsever, devamında sözlerini şöyle sürdürdü: “İktidar medyası tek bir ağızdan savaş çığırtkanlığı yaparken, iktidar medyayı toplumu militarizme etmek için kullandığı bir araç haline dönüştürerek, varlığını sürdürmeyi amaçlıyor. Ama bizler diyoruz ki, savaş haberciliğine karşı barış haberciliğini, eril cinsiyetçi haberciliğe karşı kadın odaklı haberciliği ve toplumun haber alma hakkını savunuyor, bunun için mücadele ediyoruz. Toplumun haber alma hakkını sağlayan, gerçekleri açığa çıkaran, eril ve cinsiyetçi dile karşı alternatif bir dil yaratan gazeteciler, her dönemin karanlığını aydınlatanlar olmuştur. Ve basın özgürlüğü için mücadele eden kadın gazeteciler olarak bu mücadeleyi yürütmekte kararlıyız.
3 Mayıs tarihinde kurulan MKGP, tam da kadın gazetecilerin örgütlenmesinin önündeki engelleri kaldırıp, kadın gazetecilerin maruz kaldığı ihlallere karşı ses çıkarıp, basın özgürlüğü ve toplumun haber alma hakkı için çaba yürütmüştür. Kuruluşumuzun 5’inci yılında bir kez daha cezaevindeki gazetecilerin serbest bırakılmasını, toplumun haber alma hakkının sağlanması ile gazetecilerin çalışmasının ve örgütlenmesinin önündeki engellerin kaldırılmasını talep ediyoruz. MGKP bütün kadın gazetecilerin bir araya gelebileceği, eylemini ve sözünü ortaya koyabileceği bir zemin. Bütün kadın gazetecileri örgütlü bir mücadele ve dayanışmayı büyütmek için bu çatı altında toplanmaya davet ediyoruz."