DİYARBAKIR- Rosa Kadın Derneği Başkanı Adalet Kaya’nın yargılandığı davada, Kaya hakkında birleşen bir iddianame daha hazırlandı. Avukatlar duruma tepki göstererek bunun yargı tacizi olduğunu söyledi.
Rosa Kadın Derneği Başkanı Adalet Kaya’nın dernek çalışmaları nedeniyle “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla birleşen iddianamelerden yargılandığı davanın duruşması, Diyarbakır 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Kaya ve avukatları Elif Tirenç İpek Ulaş, Gözde Engin, Gazal Bayram Koluman duruşmada hazır bulundu. Duruşmada, Kaya'nın katıldığı 3 ve katılmadığı halde bir eyleme katıldığı öne sürülerek, hakkında birleştirme talebiyle hazırlanan iddianameye karşı savunma yaptı.
'8 MART’TA KATILAN KADINLARIN HEPSİ YARGILANACAK MI?'
Örgütle bağlantılığı olduğu öne sürülen Tevgera Jinên Azad (TJA) talimatıyla ve bir kadın haber ajansının çağrısıyla eylemlere katıldığı öne sürülen birleşen iddianameye karşı savunma yapan Kaya, katıldığı eylemlerin kadın haklarına yönelik eylemler olduğunu dile getirdi. Kendisinin kadın hakları savunucu olduğunu belirten Kaya, “Rosa Kadın Derneği bünyesindeki tüm kadınlar da kadın hakları savunucusudur. 25 Kasım Kadına Karşı Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü ve 8 Mart Dünya Kadın Günü etkinlilerine katılmakla suçlanıyorum. Evet, 8 Mart’ta kadın tutsaklara kadınlara kart gönderdik. 8 Mart dünyanın yer yerinde kutlanıyor. Bu kadın katılımcıların tamamını mahkemelerde yargılanacak mı? Biz her yıl 8 Mart’ta kadınlara kart gönderiyoruz. Sadece iddianamede geçen kart bir defalık kart gönderme değil ki” diye savunma yaptı.
Ev aramasında bulunan ve iddianamede suç delili olarak sunulan Jineoloji Dergisi’nin bir kadın dergisi olduğuna işaret eden Kaya, “Biz dünyanın her yerindeki feminist hareketleri takip ediyoruz, onların yayınlarını takip ediyoruz. O aramada birçok dergi vardı neden sadece Jineoloji?” diye sordu.
'İDDİANAMENİN İADESİNİ İSTİYORUZ'
Avukat Gazal Bayram Koluman, Rosa Kadın Derneği’nin TJA’nın talimatıyla kurulduğunu, TJA’nın ise örgütle bağlantılı olduğu öne sürülüyor, ama buna dair somut bir şekilde illiyet bağı kurulamadığını vurguladı. Rosa Kadın Derneği’nin Valilik izni ile kurulduğunun altını çizen Koluman, “Örgüt bağlantısı açık kaynak taramasıyla yapılmış. JINNEWS’te çıkan haberler alıntı yapılmış. Kadın haber ajansının bu çalışmaları haberleştirmesi nedeniyle müvekkilim örgüt üyeliği ile suçlanıyor. 25 Kasım ve 8 Mart etkinlikleri derneğin zaten çalışma alanlarıdır. Jineoloji Dergisi suç sayılıyor, ama Jineoloji Dergisi yasaklanmamış, sayısı toplatılmamış. Çıkan haberde çağrı olduğu söyleniyor. Çağrı kişinin bizzat kendisine yapılması lazım. Burada müvekkile doğrudan yapılan bir çağrı yok. Bu iddianamenin iadesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.
'YARGI TACİZİ UYGULANIYOR'
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin tarihçi Taner Akşam’a Ermeni soykırımına yönelik çalışmaları nedeniyle sürekli soruşturma ve dava açılması nedeniyle yargı tacizine ilişkin verdiği ihlal kararına işaret eden Koluman, “Akçam kararında yargı taciz sistematik soruşturma sindirme, yıldırma, ürkütme, korkutma ardılını yetiştirmenin engellenmesine atıf yapılıyor, müvekkilime de bu yapılıyor. Bu dava 4 birleşen iddianameden oluşuyor. Sürekli yargı tacizi uygulanıyor” dedi.
'ÇAĞRIYI MÜVEKKİL BİZZAT KENDİSİ YAPMIŞ'
Avukat Gözde Engin ise iddianamede dağıtılan ve suç delili olarak sunulan ancak dosyada yer almayan 8 Mart etkinliklerine ilişkin broşürü mahkemeye sunarak, “İddianamede bu broşürler için ‘Ele geçirildi’ ifadeleri kullanılmış. Sanki ele geçirilecek bir şeymiş gibi. Bu broşürler, sokakta açıkça dağıtıldı. İçinde de suç unsuru diye bir şey yok. Ama suç unsurunun delili olarak sunulmuş. Bunun amacı caydırmadır. Bir de bir haber ajansının çağrısı üzerine müvekkilimin eylemlere katıldığı öne sürülüyor. 8 Mart dünyanın her yerinde kutlanıyor ve buna ilişkin çağrılar yapılıyor. Uganda da çağrı yapılıyor. Belki müvekkilim Uganda’daki çağrı üzerine o eyleme katılmış. Ki bu çağrı, JINNEWS üzerinden yapılmamış, bizzat müvekkilim tarafından bu çağrı yapılmış, kadın haber ajansı da bunu haberleştirmiş. Bu yüzden iddia makamı kendini bu konuda biraz daha geliştirmelidir. İddia makamına biraz daha iyi çalışmasını tavsiye ediyoruz” şeklinde savunma yaptı.
Elif Tirenç İpek Ulaş ise Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi’nce Rosa Kadın Derneği çalışmaları kapsamında ceza verilen kadınların dosyalarını eylemlere katılmanın suç olmadığına karar vererek bozduğunu dile getirerek, “Bu iddianame insanı öfkelendiriyor. İddianamede adı geçen bu 4 eylem için müvekkilimin evi basıldı, küçük çocuğu ve hasta annesinin önünde darp edildi, gözaltına alındı, tutuklandı” ifadelerini kullandı.
Ulaş, Rosa Kadın Derneği çalışmaları nedeniyle yargılanan kadınların cezalarının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bozulmasının ardından emniyetin bu sefer Dicle Amed Kadın Platforumu’nu hedef aldığını, buradan tacize başladığını aktardı.
Savunmaların ardından dosyadaki eksikliklerin giderilmesini talep etti. Mahkeme, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi ve yazılan müzekkerelerin cevaplarının beklenmesine karar vererek duruşmayı 9 Kasım’a erteledi.