Kaymakamın tecavüzüne maruz kalan S.A.’nın hukuk mücadelesi

  • kadın
  • 10:15 9 Temmuz 2022
  • |
img
OSMANİYE - S.A.'ya  tecavüzde bulunduğu belirtilen Kadirli Kaymakamı Ahmet Arık, savcılıkça "delil yetersiz" denilerek aklanırken, olayın ardından Niğde Vali Yardımcısı olarak atandı. Dosyayı AYM'e taşıyan S.A., sesinin duyulmasını istiyor.
 
Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde yaşanan bir tecavüz olayı, fail kamu görevlisi olunca üzerinin nasıl örtüldüğünü bir kez daha gözler önüne serdi. Osmaniye’de 28 Ağustos 2021 tarihinde yaşanan tecavüzün faili bu kez bir kaymakam çıktı. Kadirli Kaymakamı Ahmet Arık (42) tarafından tecavüze maruz kalan S.A. (39), olayın hemen ardından elindeki delillerle Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Savcılık ise, yer itibariyle yetkisinin olmadığını belirterek, başvuruya dair yetkisizlik kararı verdi ve dosyayı Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. 
 
ÖNCE İNKAR ETTİ
 
S.A., 4 Kasım 2021'de bu kez Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'na “Nitelikli cinsel saldırı” ve “Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından suç duyurusunda bulundu. S.A. ifadesinde, Arık’ın “iş bulma” vaadiyle kendisini önce alıkoyduğunu, ardından tecavüz ettiğini belirtti. Arık ise alıkoyduğu S.A.’ya ilişkin önce “münasebetim yok” dedi ancak S.A.’nın üzerinde Arık’a ait sperm örneklerinin olduğu peçeteyi savcılığa sunması üzerine bu kez “rızası vardı” iddialarında bulundu. 
 
RAPORA GÖRE 'TECAVÜZ YOK' DENİLEMEZ 
 
Öte yandan olayın üzerinden 3 ay geçtikten sonra S.A., muayeneden geçirildi. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı, 5 Kasım 2021’de düzenlediği Tıbbi Kanaat Raporu’nda, “Anal muayenesinde bu yaşta fiziksel gelişimi müsaade edeceği için ırza geçmelerde herhangi bir fiziksel bulgu olmayabileceği, ırza geçme 2 ay önce olduğu için inceleme için sürüntü alınmadığı, meninin olduğu peçetenin incelenmesi ve DNA analizi yapılması gerektiği” ifadeleri yer aldı. 
 
Adana Adli Tıp Grup Başkanlığı tarafından 8 Aralık’ta düzenlenen raporda ise, S.A.’nın kanında ve saç örneğinde “uyuşturucu madde bulunmadığı” ancak kandaki ve saçtaki “ilaç etken maddelerinden ayırt edilemediği” belirtildi. 
 
TAKİPSİZLİK KARARI 
 
Raporda, "tecavüz var" ya da "yoktur" gibi net ifadeler kullanılmamasına ve söz konusu tecavüze en etkili delil olan peçetenin incelenmesi gerektiği yönünde görüş bildirilmesine rağmen, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı, "Şüpheli Ahmet Arık’ın müştekinin rızası dışında ona karşı nitelikli suretle cinsel saldırıda bulunduğuna ve onu hürriyetten yoksun bıraktığına dair müştekinin soyut beyan haricinde her hangi bir somut delil edilemediği, böylece şüphelinin üzerine atılı suçları işlediğine dair hakkında kamu davası açmayı gerektirecek nitelikte yeterli şüphe oluşturacak delil olmadığı anlaşılmıştır" diyerek, 3 Ocak 2022'de Arık hakkında takipsizlik kararı verdi.
 
AYM’YE BAŞVURDU
 
Karara karşı S.A.’nın Adana Sulh Ceza Hakimliği’ne yaptığı itiraz da savcılığın verdiği karar dikkate alınarak reddedildi. S.A., son olarak 10 Mayıs'ta Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu. AYM süreci devam ederken fail Kaymakam Arık, Niğde Vali Yardımcılığı'na atandı.
 
S.A., hukuk mücadelesini sürdürürken, tecavüz failinin kendini aklama girişimlerine karşı da sesini duyurmaya çalışıyor. Kaymakam Arık ile daha önceden tanıştığını belirten S.A., “İş konusunda bana yardımcı olabileceğini söylemişti. Onu bir erkek değil de, devletin makamında yer alan biri olarak gördüm. Bana yardımcı olacağını düşündüm ve güvendim” diye belirtti. 
 
Olayın yaşandığı günü anlatan S.A., Arık’ın kendisini arayarak, akşam 18.00’da görüşme teklif ettiğini belirterek, “Benimle iş konusunda görüşeceğini söyledi. Makam şoförüyle geleceğini sandım ama tek geldi. Aracı şehrin dışına sürdü. Şehrin dışında bir işinin olduğunu, aynı zamanda benim sorunlarımı da dinleyeceğini söyledi. Kadirli’nin dışında bir köy evine geldiğimizi fark ettim. O esnada alkol almayı teklif etti, kabul etmedim. Daha sonra meyve suyu ikram etti, içtim. Aldığım bazı sakinleştirici ilaçların da etkisiyle kendimden geçmişim. Kendime geldiğimde bana tecavüz etmişti” diye belirtti. 
 
SUNDUĞU DELİL YOK 
 
Şikayetlerine rağmen etkin bir soruşturma yürütülmediğine dikkat çeken S.A., olay gününe ait peçeteyi delil olarak savcılığa sunmasına rağmen, peçete üzerinde inceleme yapılmadığı gibi delil olarak sunduğu peçeteye ne olduğunu da bilmediğini söyledi. Aynı zamanda tecavüz olayından 3 ay sonra muayene edildiğini kaydeden S.A., raporda hem tecavüz hem de, uyuşturucu maddeye ilişkin belirsizliklerin olduğunu kaydetti. S.A. raporun ardından Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yetkisizlik kararı vererek dosyayı Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiğini anlattı.
 
YALANCI ŞAHİT 
 
S.A. Arık’ın yalancı şahit tuttuğunu dile getirerek, “Benim hakkımda yalancı şahit tutmuştu. Ben de o kişinin dükkanına giderek, beni tanıyıp tanımadığını sordum. Tanımadığını söyledi. O arada ses kaydı alıyordum. Yalancı şahitlik yapan kişiden de şikayetçi oldum. Böylece yalancı tanık beyanlarını çürüttüm” dedi. Tanığın iddialarının çürütülmesine rağmen “kovuşturmaya yer yok” kararı verildiğini söyledi.
 
YARDIM ADI ALTINDA PARA TEKLİFİ   
 
Öte yandan Arık hakkında şikayetçi olacağı süreçte, kendisine şikayetçi olmaması yönünde para teklif edildiğini belirten S.A., kentte Kaymakamlığa bağlı bulunan sosyal yardımlaşma vakıflarına başvuru yapmamasına rağmen belli miktarda para yardımı yapılmak istendiğini ancak bu yardımı reddettiğini anlattı. 
 
HAKKINDA BAŞKA ŞİKAYETLER DE VAR 
 
Tecavüzün ardından Arık’ın Niğde’ye Vali Yardımcısı olarak atandığını hatırlatan S.A., olaya dair şikayet için gittiği Osmaniye Barosu’nda avukatların, Arık’ın daha önce benzer olaylarla gündeme geldiğini ve hakkında cinsel taciz şikayetlerinin olduğunu söylediklerine dikkat çekti. S.A., “Çevremden daha önce görev yaptığı yerde bu tarz vakaların olduğu ve bunun üstünün örtüldüğü söylendi" dedi.
 
KADIN KURUMLARINA ÇAĞRI 
 
Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuran S.A., kadın kurumlarından dayanışma beklediğini belirterek, ekledi: “Yaşadıklarımdan sonra hayatım alt üst oldu. Çarşıya dahi çıkamıyorum, acaba kiminle karşılaşacağım nasıl bir tepki göreceğim korkusu vardı. Buradan kadın örgütlerine ve kamuoyuna çağrıda bulunuyorum; sesimi duyun. Anayasa Mahkemesi’ndeki dosyanın bir an evvel sonuçlanmasını istiyorum.” 
 
MA / Mukadder Akyol