AMED - Cumhur İttifakı’nın kadın karşıtı politikalarına tepki gösteren Rosa Kadın Derneği yöneticisi Suzan İşbilen, “Kadın düşmanı partilere oy yok. Köleliği değil, özne olmayı seçeceğiz” dedi.
Seçim takviminin açıklanmasının ardından siyasi partiler ülke sorunları etrafında ittifaklar kurarken, özelikle Cumhur İttifakı’nın demokrasi karşıtlığı ve kadın kazanımlarını hedef alması dikkati çekiyor. AKP-MHP’nin yer aldığı ittifaka dahil olan Yeniden Refah Partisi (YRP) ve Hür Dava Partisi’nin (HÜDA PAR), içerisinde 6284 sayılı Ailenin Koruması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlemesine Dair Kanun’da değişikliğin de yer aldığı 30 öneri sunması tepkilere neden oldu. Rosa Kadın Derneği Yönetim Kurulu üyesi Suzan İşbilen, iktidar ittifakının kadın kazanımlarını hedef aldığını söyledi.
‘KADINLARI YOK SAYMA ADIMLARI’
Cumhur ittifakında kaybetme korkusunun başladığına dikkati çeken İşbilen, “Bu kaybetme korkusu beraberinde kendisi gibi gerici, özellikle kadına yaklaşımı eril ve cinsiyetçi olan siyasi partilerle bir araya gelmesine de vesile oldu. Kadınların yıllar boyu verdiği mücadeleden kazandıkları kazanımları yok eden bir takım anlaşmalar yapmak istiyorlar. Tabii biz yıllardır AKP ve MHP’nin kadına yaklaşımını çok iyi biliyoruz. Özellikle İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması AKP’nin kadına yaklaşımıyla ilgili bir durumdur. AKP gerçekten kadını eve kapatan ve erkeğin kölesi yapan bir anlayıştadır.
‘HİZMET EDEN YAKLAŞIMLARI ORTAKTIR’
Doğallığında Türkiye’de özellikle cemaatler ve dinci partiler, siyasallaşmış İslam’ı kullanarak sadece parti ya da Türkiye deki bir iktidarlaşma değil evde de iktidar olma çabasındalar. Evdeki iktidarını da kadın üzerinden sürdürmesi için kadının bilinçsiz, erkeğe, aileye hizmet eden ve hizmetin dışında hiçbir amacı, hedefi olmayan bir kadın yaratma çabası olduğu için kendisi gibi düşünen partilerle ittifak çabasında. Mesela HÜDA PAR ile bir ittifakı var. Biz HÜDA PAR’ı 90’lı yıllarda o genç kadınların yüzlerine attıkları kezzaptan tanıyoruz, kadınlar o dönem çok ötekileştiriliyordu. HÜDA PAR, Yeniden Refah Partisi, AKP ve MHP’nin kadın yaklaşımları ortaktır” diye belirtti.
‘HER YÖNÜYLE MÜDAHALE VAR’
Bu partilerin her sözü kadın karşıtı olduğunun altını çizen İşbilen, “Mesela bakıyoruz, çok yaygın sosyal medyada, kendine hoca, imam diyen insanlar sürekli kadınları olumsuzluyor. Kadınları gözden düşüren videolar yayınlanıyor hatta kadınların giyiminden kaynaklı ‘ülke kasaba döndü, her yer et’ diyerek kadınları küçümseyen yaklaşımlarda bulunuyorlar. Öyle bir algıları var ki: kadının kıyafetine, konuşmasına, gülmesine dolayısıyla her yönüyle müdahale var. Bu anlayışlar kadını eve koyup, hem ülke iktidarlarını sağlamlaştırmak hem de evdeki iktidarını devam ettirmek ve kadının köleliğini kalıcılaştırmak için saldırıyorlar. Sınıflı toplumun oluşumundan günümüze kadar toplumsal boyutta kadına yaklaşımda eril ve cinsiyetçi zihniyete karşı sürekli kadının bir mücadelesi olmuştur ve kadın bu mücadelesiyle birçok kazanım elde etmiş ve bu kazanımlarını anayasaya koyarak da yasallaşmıştır. Kadın erkek eşitliğinden tutalım, kadınların eğitim görme, meslek edinme haklarına kadar bütün bunlar kadınların kendi mücadelesiyle kazandığı haklardır ve bugün kendi iktidarlarını kaybetme uğruna yıllardır özgürlük mücadelesinde çok bedel ödemiş kadınların bu kazanımlarını geri getirmek gibi hedefleri var ve bu hedefleri de gerici zihniyetleriyle yapmaya çalışıyorlar” diye konuştu. İşbilen, “Ne HÜDA PAR ne Yeniden Refah Partisi ne AKP-MHP faşist iktidarı kadınların kazanımlarını yasalardan kaldırsalar da kadınlar asla haklarından vazgeçmeyecektir” diye ekledi.
‘YASA KALKARSA ERKEĞİN İNSAFINA BIRAKILACAK’
Kadın kazanımı olan 6284 sayılı yasasının önemine vurgu yapan İşbilen, “Kadını ve çocuğu yasalar karşısında koruyan bir maddedir. Kadın şiddet gördüğünde bu yasa kadını koruyabiliyor, erkeğe evden uzaklaştırma kararı verebiliyor, sığınma evlerinde koruma altına alabiliyor. Eğer 6284 sayılı yasa kalkarsa kadın tamamen erkek şiddetinin insafına bırakılacak. Bu yasalar kadınların mücadelesiyle elde ettiği hakladır. Bu kazanım keyfiyetçi yaklaşımın önüne geçiyor. 6284 sayılı yasanın kaldırılmasını Meclis’te savunan da var. Bu yasa kalkarsa ‘ben eşimi öldürsem, cezaevine girer miyim’ gibi hesaplar yapan da var” dedi.
‘KAZANIMLARI ASLA BIRAKMAYACAĞIZ’
İşbilen, “Kadına yönelik şiddet artmasına rağmen kadınların kazanımları oldu ve bugün o kazanımlar geri alınmak isteniyor. Kadınlar bu kazanımlarını asla bırakmayacaktır. Evde ve sokakta bunun mücadelesini verecektir. Özellikle bu 8 Mart’ta en ücra yerlerde bile kadınlar ayağa kalktı, kendi haklarını aradılar. Bu da kadın mücadelesinin geldiği boyut ve aşamadır. Artık bu saatten sonra eve kapatmak, köleleştirmek, erkeğin kendi cinsel zevki için kullanabileceği kadınlar çok gerilerde kaldı. AKP’nin içinde de kadın vekiller 6284 sayılı yasanın kaldırılmasına tepki gösterdiler. Sonuçta kadın her yerde risk altındadır. Demin verdiğim örnekte ki gibi evdeki şiddet ayrı bunlardan alınan cesaret ile sokak ta da şiddet başlayacak. Ama o yasa var olduğu sürece bunlar bu kadar keyfiyetçi davranamayacak” ifadelerini kullandı.
‘AİLE ASLA KUTSAL OLAMAZ’
6284 sayılı kanunun hedef alınmasını “kutsal aile düzenini bozuyor” söylemlerine dayandırıldığını hatırlatan İşbilen, şöyle devam etti: “Kadınlar olarak aileye bakış açımız şudur; her zaman için demokratik aileyi savunuyoruz. Onlara göre kadın, erkeğin her türlü sözüne sesiz kalan, yaptırımlarını sineye çekmeli. ‘Aile kutsaldır’ diyorlar. Aile asla kutsal olmaz. Çünkü aile erkeğe hizmet edildiği sürece kutsallaştırılmak isteniyor. Biz de ailenin bu yönüyle kutsallığına karşı çıkıyoruz. Ama aile gerçekten de demokratik olursa çocukların, kadının, erkeğin ortak kararları varsa ve ortak çalışmalar yürütebiliyorsa bu demokratiktir. Kadınlar çalışma hakkını da 1926 yılında elde etti. Bugün bu yasa kaldırıldığı takdir de o haklar da elinden alınacak. Ekonomi iktidarlaşmayı sağlayan en büyük etkendir. Kadını ekonominin, eğitimin, siyasetin dışında bırakırsan, kadının kendini ifade edebileceği bir koşul ve imkan kalmıyor. Biz aileyi kutsallaştırıp, o kutsallık içinde erkeğe hizmet eden bir aile anlayışını kabul etmiyoruz. Böyle bir aile olmaması gereken bir aile anlayışıdır.”
‘KADIN DÜŞMANLARINA OY YOK’
Seçimlerde kadınların değiştirme gücüne vurgu yapan İşbilen, sözlerini şöyle tamamladı: “Bugün Türkiye’de Cumhur, Millet ve Emek ve Özgürlük İttifakı var. Kadınlar siyasi partilerin kadın programlarına bakıyor. Mesela Cumhur İttifakının içinde yer alan partiler kadın düşmanı partilerdir ve bu partilere asla oy yok. Millet İttifakına bakıyorsunuz, içinde parçalı farklı duruşlar var ama İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanunun kaldırılmasına karşı çıkanlar da var. Diğer tarafta ise Emek ve Özgürlük bloku var ki gerçekten o blokun içinde yer alan bütün partilerin programlarında ayrı ayrı kadın haklarını savunanlar var. Sadece savunmakla kalmayıp, bizzat kadın mücadelesinin içinde, sokakta özgürlük mücadelesini veren kadınlar var. Doğalında kadınlar oy tercihlerini yaparken de kendi haklarını savunan partilere oy vereceklerdir. Bizim tercihimiz zaten bellidir. Bizler oylarımızı kullanırken bize köleliği, erkeğe hizmeti dayatan partilere değil bizimle birlikte haklarımızı savunan, kadını nesne değil özne gören partilere dikkat edeceğiz. Gerçekten de o dersi de vereceğiz onlara.”
MA / Eylem Akdağ